29 Haziran 2025 Pazar

30 HAZİRAN 2025 “YA KILIÇDAROĞLU YA HERKES” KAZANACAK

 

30 HAZİRAN 2025 “YA KILIÇDAROĞLU YA HERKES” KARAR GÜNÜ

Kılıçdaroğlu: 13 yıllık saygımı ve sevgimi son 1 ay içinde sildi süpürdü, yanıldığımı anladım...

Sarayın ekmeğine yağ süreni ,13 yıldır girdiği tüm seçimi kaybedeni, Cumhuriyet Halk Partisini yıllarca muhalefet partisine dönüştüren, sarayın kurnazca kurguladığı kumpasları ile CHP’yi bölmek isteyen iktidarın maşası olarak ekmeğine yağ süren kişi, “mutlak butlan” hevesi ile salt koltuk sevdası olanı, siyasette 13 yıl boyunca hiç başarısı olmayanı, CHP’nin iktidar olmasını dolaylıda olsa engelleyen Kılıçdaroğlu, partililerin ve milletin gözünde “butlan” olacak pozisyona düşmesi, bu toplumda tamamen güven bunalımı yaratmıştır. Özgür Özel Genel başkanlığında CHP oyları katlayarak yükselmekte ve CHP’yi birinci parti oldu. Şu an bütün anketlerde CHP oyları artmakta olup 50 yıl sonra %40'ları aşmaktadır. İlk seçimde CHP iktidara ele geçirecek olan şu anki yönetimdir. Cumhurbaşkanı adayı da Ekrem İmamoğlu’dur.

30 Haziran 2025’de Oluşacak Gelişmeleri Kamuoyu İlgiyle Takip Etmektedir

Kılıçdaroğlu’nun “Mahkemeden mutlak butlan kararı çıkarsa partiyi kayyuma teslim edemem, partinin başına geçerim ve 13 yıl nasıl yönettiysem aynı şekilde partiyi yönetirim.” Dedi ya bakalım 13 yıl nasıl yönettiğine:

22 Mayıs 2010 tarihinde Genel Başkan seçildi Kılıçdaroğlu. 13 yıl CHP Genel Başkanlık görevi yaptı. Bu 13 yıllık Genel Başkanlığı döneminde 13 seçim yaşandı:

1- 12 Eylül 2010 Referandumu.

2- 12 Haziran 2011 milletvekili seçimi.

3- 30 Mart 2014 yerel seçimi.

4- 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi.

5- 7 Haziran 2015 milletvekili seçimi.

6- 1 Kasım 2015 milletvekili seçimi.

7- 16 Nisan 2017 Referandumu.

8- 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi.

9- 24 Haziran 2018 milletvekili seçimi.

10- 31Mart 2019 yerel seçimi.

11- 14 Mayıs 2023 milletvekili seçimi.

12- 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi.

13- 28 Mayıs 2023 milletvekili seçimi.

Görüldüğü gibi 13 yıl Genel Başkanlığında 13 seçimi yaşamışız bu kadar seçim geçmiş, bu kadar seçimden Kemal Kılıçdaroğlu partiye bir başarı sağlayamamış. Hep AKP'nin bunca olumsuzluklarına karşın 13 seçimi de kaybetmiştir.

Yeniden bu partinin başına geçmesi ile, oylarını artıran parti aynı biçimde yeniden oy kaybetmeye başlaması sonuçlanır. Çünkü yeteri kadar denenmiştir, denen birinin yeniden parti başına geçmesi anlaşılır gibi değil. Sonraki seçimlerde de başarı beklenemez, Erdoğan ve AKP iktidarının kalıcı olarak sürmesine ancak hizmet etmiş olur.

22 Mayıs 2010’da yapılan kurultay konuşmasında Kılıçdaroğlu: “bundan sonra bütün seçimlerde adaylarımızı ön seçimle belirleyeceğiz ve merkez yoklaması yapmayacağız” dedi bu tutulmadı…

22 Mayıs 2010 kurultayında “Genel başkan olarak ilk iki seçiminde partiyi iktidar yapamaz isem genel başkanlıktan istifa edeceğim.” dedi ancak 13 kez katıldığı seçimi kaybetti, istifa etmedi.

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladığında CHP Grup toplantısında şöyle demişti: “Bu benim bu kürsüden yaptığım son konuşmadır. Kazansam da kazanmasam da bir daha bu grupta bu kürsüye çıkmayacağım.” dedi hala yenilgiyi içine sindiremiyor.

10 Ağustos 2014'de MHP'li Ekmeleddin İhsanoğlu’nu CHP'nin Cumhurbaşkanı adaylığını öne sürerek aday seçmesi ve Onur Kurulu üyelerini Ankara'ya çağırarak “Ekmeleddin'e tıpış tıpış oy vereceksiniz” diyen kendisiydi. Kaybetmesi onun eliyle oldu.

30 Mart 2014’ki seçimlerde “Trafoya kedilerin girmesi” olayını kabullenip, seçim sonuçlarına itiraz etmeyen kendisiydi.

16 Nisan 2017’deki referandumunda 2.5 milyon mühürsüz oyun geçerli sayılmasına sesini çıkarıp itiraz etmedi ve göz yumdu.

2023’teki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş’ın %100 kazanma olasılığı var iken, ısrarla kendisini öne çıkartarak adaylığını açılarak Recep Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin yolunu açan kendisiydi.

Recep Erdoğan’ın diplomasının olup olmaması konusunu sorgulayıp hiç gündeme getirmeyen ve görmemezlikten gelen kendisidir. Ayrıca Erdoğan’ın Anayasaya göre üçüncü kez aday olmamasına rağmen Kılıçdaroğlu, “O olsun da karşılıklı yarışalım” diyerek Erdoğan’ın adaylığını geçerli kılıp kabul eden kendisidir.

Anayasaya rağmen, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda büyük katkı sağlayan gerek CHP'li gerekse HDP'li milletvekillerinin tutuklanmasına neden olan kendisiydi.

14 Mayıs 2023’teki seçimlerde CHP'li örgütlerinin çabası ve CHP seçmeninin oylarıyla seçilmiş olan 39 milletvekilini hiçbir katkısı olmayan küçük sağ partilere ikram ederek AKP’den ayrılan partileri meclise sokan kendisiydi.

Başında bulunduğu CHP’ye 13 seçimin hepsini kaybetmiş olmamıza rağmen hala bu genel başkanlığı kaybetmenin sancılarını unutmamış oluyor ki, yeniden göreve aday olmasını düşündürücüdür.

2023 yılı Kasım ayında görevi devralan yeni parti yönetimi 5 ay sonra yapılan yerel seçimde büyük başarı sağlamış, ülkenin nerdeyse bütün büyük şehir belediye başkanlıklarını kazanmıştır.

Ayrıca 1977'den günümüze kadar birinci parti olamayan CHP’yi birinci parti yapılmış.
Yapılan anketlerde en ciddi rakibi olan Erdoğan ve partisine karşı 8 ile10 puan arası fark yapmıştır. Buna rağmen kurultayda helal oylarla seçilmiş parti yönetimine karşı tavır alıp ilerleyen partiyi yeniden kendi günlerine mi dönüştürmek istiyor Kılıçdaroğlu sormak gerekir.

Hatta Erdoğan ve şürekasının CHP’ye ve kazandığı belediyelere tuzak kurarak elinde olan yasaları ve o yasaları işleyen bazı hâkim ve savcılar ile kıskaca alıp büyük şehir belediye başkanlarını yersiz, iftiraya dayalı, yalancı gizli tanıklar ile tutuklanmaktadır.

Salt İstanbul'da seçilmiş Büyük Şehir Belediye başkanı olmak üzere 8 ilçe belediye başkanı toplam 11 belediye başkanı nedensiz yere tutuklanmış ve iki belediyeye kayyum atanmış,

Adana'da iki önemli ilçe belediye başkanı görevden alınarak tutuklanmış, Ovacık belediye başkanı yerine kayyum atanmış. Kılıçdaroğlu neyin eksikliğini yaşamakta da tabandan gelen eylemlere öncülük eden her hafta iki miting düzenleyen, yüzbinlerce insanı meydanlara toplayan, Özgür Özel’e ve CHP’ye Kılıçdaroğlu, “Bu mitinglerin gereksiz olduğunu” söylemesini toplum anlamakta zorlanıyor. Diğer eski CHP genel başkanları Saraçhane mitinglerine katılırlarken neden Kılıçdaroğlu katılmadığı anlaşılmış oldu bu sözleri ile. Kılıçdaroğlu ancak AKP yandaşı televizyon kanalına çıkıp kanala övgüler yağdırırken bir yandan CHP kurultayı ile ilgili iddiaları ortaya atarak köpürtmesi iyi niyet olamadığı açıktır.

17 Haziran 2025 Salı

HALKIN SEÇTİĞİ BİR TÜR DARBE OYUNUYLA GÖREVDEN ALMAK


Halkın 107 Bin Oyla Seçtiği Hakan Bahçetepe’nin Yerine  21 Oyla Seçilerek Geçen Eray Karadeniz!

Kötü niyet, CHP’yi çökertmek için CHP’li belediyelerden başladı…
28 Ocak 2014 yılında Erdoğan ne demişti: “Hırsızlığın her türlüsü kötüdür ama en büyük çalıştırma, en büyük yolsuzluk Milli İrade hırsızlığıdır.” Diyen kendisiydi, şimdi ise milli iradeyi çalanlar kendileri olmaktadır. Çünkü 107 bin oy almıştı CHP’li Hakan Bahçetepe milli irade idi, o milli iradeyi belediye meclisindeki oylamada 21 oy alarak açık biçimde gasp ettiler...

Erdoğan “En büyük hırsızlık, milli irade hırsızlığıdır” tekrarlamıştı…
26.05.2019’da da yine Erdoğan, “Milletimizin iradesini korumak için mücadele ettik, bu sebeple YSK'nin seçimin yenilenmesi kararını isabetli buluyoruz. Her hırsızlık kötüdür ama oy hırsızlığı, milli irade hırsızlığı tam bir felakettir.” Demişti.

Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe 1988 İstanbul doğumlu olup, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kontrolündeki Gaziosmanpaşa Belediyesi Başkanı olan Hakan Bahçetepe'nin 5 Haziran’da iftira nitelikli itirafçı Aziz İhsan Aktaş’ın ifadesine dayanarak “rüşvet almak ve icbar sureyle irtikap” suçlaması ile görevden alınarak suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında tutuklanmasının ardından yapılan seçimde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) adayı Eray Karadeniz 16'ya karşı 21 oy alarak belediyenin başına geçti.


85 milyonum “cumhurbaşkanı” olduğunu söyleyen Erdoğan Gaziosmanpaşa Belediye meclisinde yapılan seçimde başkanvekili seçilen AKP Meclis Üyesi Eray Karadeniz’e telefon açarak tebrik etti iyi mi?

Erdoğan, Gaziosmanpaşa Belediye Meclisi’nde yapılan oylamada AKP’nin mecliste çoğunluk olması nedeniyle 21 AKP’li oyuyla AKP adayı olan Eray Karadeniz’in başkan vekili olmasını, “Meclis üyelerimizi, teşkilatımızı bu başarılı oylama neticesinde tebrik ediyorum” sözleriyle kutladı.

21 oyla seçilen Eray Karadeniz X hesabından yaptığı paylaşımda, “Beni bu onurlu göreve layık gören Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a, değerli meclis üyelerimize, dua ve destekleriyle yanımızda olan hemşerilerimize yürekten teşekkür ederim” diyerek seçilmesini kutladı.

Tutuklanan Gaziosmanpaşa Başkanı Hakan Bahçetepe’nin mal varlığı araştırmalar göre ortada yok. Ortada kendisine ait evi yok, halasının ait eski bir dairede oturmakta.

Bankada ise 300 bin lirası var, bireysel emeklilikte ise 200 bin lirası var. Belediye maaşı 125 bin lira olup daha başka bir mal varlığı ve birikimi bulunmamıştır.

CHP Lideri Özgür Özel 4 Haziran 2025’teki Konuşması
Özel: “Eğer bu baz kaydıyla, bu işleme, Gaziosmanpaşa Belediyesi’ne çökülürse bu, AKP’nin sandık fikrini kafasında bitirdiğini, darbeye hepten niyetlendiğini bir daha da seçim yapmamaya hazırlandığını gösterir” demişti.

12 Mayıs 2025 günü Özgür Özel’in kaygıları gerçekleşti…
Recep Erdoğan’dan yargıyı etkileyebilecek çıkış. Özel diyor ki: “Burada en kötü, en yanlış iş sn. Erdoğan yapmış dün. Tebrik telefonu açmış ve kutluyor. Şimdi yargının da bu kadar baskı altında olduğu bir yerde, Hakan’ı yargılayan mahkemenin savcıları, Cumhurbaşkanı’nın efendim işte Gaziosmanpaşa’yı aldı diye kutladığı yerde Hakan’ı nasıl serbest bırakacaklar ve Hakan gelecek geriye koltuğuna oturacak?

Recep Erdoğan sürekli işlediği yanlışlarına bir yenisini daha ekledi, en büyük yanlışlarından biri oldu. Seçilmiş Belediye başkanının tutuklanmasıyla yerine AKP’li Eray denen kişinin başkan vekilliğinin kazandırılmasını kutlaması oldu. Bu oy veren toplumun bir kez daha bağışıklık sistemini çökertmektir. Daha doğrusu Erdoğan muhalefeti çökertmek istiyor, ancak muhalefetin çöktüğü ülkede bilin ki, o ülke çöker!

Kim bu Eray Karadeniz?
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanvekili seçildi!..
Övgüler düzdüğü maklube mesajı, Polatgiller avukatı, İSPARK çalışanı gibi gösterilmiş, çalışmadığı halde on yıldır bankamatik maaşlısı memur çıkmış.

27 Ocak 2011’de Tweettir hesabından Eray Karadeniz “Çağ kebabına gelemedim, maklubeyi kaçırmam. Benim adım Eray maklubeye gelirim diyorsam gelirim:)

15 Haziran 2012’de Eray Karadeniz’in Fetö aşkı: “Haritada yerini gösteremeyeceğiniz ülkelere gidip okul açarak hizmet eden bir topluluğu FB’yi ele geçirmeye çalıştığına inanan insanlar var” diyerek

Eray Karadeniz, 13 yıl önce CHP'yi darbe ile iktidara gelmekle suçluyordu...
21 Eylül 2012’de Eray Karadeniz: CHP’nin Balyoz davası hüznünü her darbeden sonra iktidara da gelmeye alışkın olduklarından dolayı yaşadıkları hayal kırıklığına yoruyorum” diyordu. 13 yıl sonra kendisi yargı darbesiyle Gaziosmanpaşa belediye başkanvekili oluverdi...

İddia o ki: Gaziosmanpaşa Belediye Başkanvekili seçilen AKP'li Eray Karadeniz, bir tür “bankamatik memuru” çıktı!

Onlar TV'den Barış Pehlivan'ın haberine göre; başkanvekili koltuğuna oturduktan sonra geçmiş yıllara ilişkin sosyal medya paylaşımları gündeme gelen Eray Karadeniz'in, halk arasında 'bankamatik memuru' olarak tabir edilen ve fiilen işe gelmemesine rağmen maaş alan personeller arasında olduğu için İBB iştiraki İSPARK'TAN atıldığı öne sürüldü.

İddiaya göre; yapılan araştırmalarda: “Karadeniz'in yıllarca İBB iştiraki olan İSPARK'TA ‘otopark şefi’ sıfatıyla çalıştığı, ancak 2019 yılında Ekrem İmamoğlu'nun göreve gelmesiyle birlikte yapılan detaylı incelemelerin ardından söz konusu kurumda Eray Karadeniz isimli fiilen çalışan bir kişinin bulunmadığı, Karadeniz'in yalnızca ‘Bankamatik memuru’ olarak maaş alması için belediye iştiraki olan şirkette görevlendirildiği” öğrenildi.

Açıklamalara göre 2010 yılında işe girmesine ve 10 yıl boyunca çalışan olarak maaş almasına karşın herhangi bir şekilde işgücüne katılmadığı gerekçesiyle 2020 yılında İSPARK ile ilişiği kesilen Karadeniz, bu durumdan şikâyetçi oldu ve işe dönüş davası açtı.

Tanık ifadesinde Eray Karadeniz’in İŞPARK’TA hiç görmediğini açıklar…
Eray Karadeniz'in şikâyeti üzerine 2021 yılında görülmeye başlanan ‘işe iade davası’ kapsamında mahkemeye İSPARK'TA çalışan tanıklar getirildi. Hâkim karşısına çıkarılan tanıkların tamamı, Karadeniz'in söz konusu kurumda çalışmadığını ve kendisini iş yerinde hiçbir zaman görmediklerini beyan etti.

Duruşmada bilgisine başvurulan ve 2012 yılından beri İSPARK'TA otopark personeli olarak görev yapan tanık, Karadeniz'in kurumda çalışıp çalışmadığına yönelik soruya verdiği yanıt: “9 yıldır İSPARK'TA, Eray Karadeniz'in görevli olduğu öne sürülen Eminönü-Unkapanı açık otoparkında çalışıyorum. Davacının ismini ilk kez mahkeme tutanağı geldiğinde duydum. Davacıyla daha önce hiç çalışmadım ve belirtilen kurumda çalıştığına şahit olmadım” yanıtını verdi.

Yine mahkemede dinlenen ve 15 yıldır İSPARK'TA çalışan bir başka tanık ise Karadeniz'in kayıtlı olduğu otoparkta yıllardır çalıştığını belirterek, davacıyı hiç görmediğini, adını 'otopark şefi' sıfatıyla yalnızca evraklarda gördüğünü ancak Karadeniz'in hiçbir zaman iş yerine gelmediğini” yanıtını vermiştir.

Böylece tanımları dinleyen mahkeme Karadeniz’in işe iade davasını reddetti…
Mahkemeye getirilen tanıkların Eray Karadeniz'in 10 yıl boyunca işe gitmemesine rağmen İSPARK'TAN maaş aldığını beyan etmesinin ardından olaya ilişkin tüm tutanakları, izin belgelerini ve tanık beyanlarını inceleyen mahkeme, Karadeniz'in işten çıkarılmasını usule uygun bularak, işe iade davasını reddetmiş oldu.

Siyasetten torpilli olan bu Eray Karadeniz “saha sorumlusu” olarak 10 yıl boyunca İBB iştiraki olan İSPARK kurumundan çalışmadığı halde maaş almış, İşin gerçeği İBB’de başkan değişince anlaşılmış ki 2021 yılında işten çıkarılıyor. O da “Bu süreci haksız buluyorum” diyor. Yargıya başvuruyor. Ancak yargı, tanıkları dinliyor onu işyerinde hiç gören olmamış olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.

Sonuç: Gaziosmanpaşa'da Belediye Başkanı vekilliğine seçilen AKP'li Eray Karadeniz'in seçim kazanmış gibi çarşıya çıkıp esnaf ziyaretleri yapması ve ayrıca Erdoğan'a teşekkür ederek konuşmalar yapması gündeme bomba gibi düştü.


1 Haziran 2025 Pazar

KAMER GENÇ FETÖ İÇİN NE DEMİŞTİ, DİNLEMEYENLER İLE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPILIR MI?

 



Kamer Genç (1940-2016) Bugünleri önceden gören Kişidir!

CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, 15 Temmuz darbe girişiminden 7 yıl önce yani 2009'daki Meclis konuşmasında dillendirerek mecliste “Fethullah Gülen kimdir bir araştırılsın” uyarısı günümüzü önceden gördüğüne inanmamak elde değil: AKP’nin milletvekilleri Fethullah Güleni gidip ziyaret ediyorlar. Şimdi bu Fetullah Gülen’i bir gün mecliste açalım, kimdir bu arkadaşınız, ne yapmak istiyor. Türkiye’de bunun sermayesi nerden geliyor, acaba Türkiye’deki rejimdeki rolü nedir bunları bir araştıralım. Niye bundan

çekiniyorsunuz. Peki yarına bunun en büyük zararını siz çekeceksiniz. Ben çekmem, benim zaten düşüncelerim belli. Benim düşüncelerim belli olduğu için araştıralım. Türkiye için çok büyük bir tehlikeye gelmiş. Bakın, şimdi geçen gün ekonomik tedbirler seçim konunu uyguladınız…”

Kamer Genç Meclis Kürsüsünden: “S’n. Başkan, değerli milletvekilleri, ben bir milletvekiliyim, herkesin bunu aklına koyması lazım. Ben bu kürsüde laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütünlüğünü koruyacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ettim. Bu salonda görev alan bütün milletvekilleri bu yemini etti. Şimdi 920 şartlarında bir yanda İtalyanlar gelmiş, bir yandan İngilizler gelmiş bir yandan Fransızlar gelmiş bir yanda Yunanlılar gelmiş. Bu memleketi işgal etmişler. Türkiye Cumhuriyeti hudutları içinde bulunan o, o zamanki onurlu ve soylu halk birleşmiş Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsızlığını korumak için canlarını vermişler. Kanlarını dökmüşler ve devlet kurmuşlardır. Ve o zamandaki insanlar eğer hakikaten bölünmeyi isteselerdi hazır İngilizler gelmişken, İtalyanlar gelmişken, Fransızlar gelmişken, Yunanlılar gelmişken onlarla iş birliği yapıp da bölücü bir devlet kurabilirlerdi. Ben Tunceli Milletvekili olarak Türkiye’deki bazı söylemlerden çok rahatsızım…

Bir milletvekili olarak burada bazı şeyleri söylememiz lazım. Türkiye Cumhuriyeti devletinde Anayasada devrim kanunları yürürlükteyken bir baklanın çıkıp ta bir hem de kadın bakan çıkıp ta bir tarikat şölenlerine katılması devletin resmi plakasıyla beni rahatsız ediyor. Bunu bura da ben söylemeyeceğim, sen söylemeyeceksin. Peki bu devleti kim koruyacak arkadaşlar? Bu devlete yapılan soygunları ben söylemeyeceğim. Efendim varsa eğer ben kimseye iftira atıyorsam buyursunlar nurdan beni getirsin mahkemeye versinler. Şimdi siz benim üzerime niye bu kadar baskı kuruyorsunuz? Yiğitliğiniz varsa giderlim sokakta yürüyelim. Gidelim arkadaşlar. Diyelim çıkalım televizyonlara. Konuşalım. Ben burada vatanına, milletine, insanlarıma karşı bir ihanet etmiyorum. Ben burada vicdanımın sesi de kalarak, makam ve mevki beklemeden, kimseden korkmadan vicdanımın sesine dayanarak milletime karşı duyduğum sorumluluk duygusu gereği burada düşüncelerimi söylüyorum. Yani kime hakaret ediyorum kardeşim? Burada suistimalleri söylemek hakaret midir? Ben diyorum ki, Fethullah Gülen’in 700 tane öğrencisini getirip de şey Bülent Arınç efendim şiir okutup da bu şiirleri kim yazdı? Fethullah Gülen demeye hakkı var mı bunun? Bunun var mı? Var mı bunun Türkçe konuşuyor efendim Türkçe konuşmaktan iftihar ederim. Getir Güneydoğu’da o kadar çocuk var. Okumayan insanlar var. Eğer hakikaten vatanseversen evvela sen kendi memleketindeki gençleri bilinçli şey … okumayan insanları onları okut. Onları bu memleketin sadık vatandaşları yap. Onlara emek ver.

Şimdi arkadaşlar, Türkiye’de bakın hepimiz de benden iyi biliyorsunuz. Amerika’ya giden özellikle AKP’nin milletvekilleri Fethullah Gülen’i gidip ziyaret ediyorlar. Şimdi bu Fethullah Gülen’in bir gün bu mecliste açalım. Kimdir bu arkadaşımız? Ne yapmak istiyor? Türkiye’de bunu bu sermaye nerden geliyor? Acaba Türkiye’deki rejimdeki rolü nedir? Bunları bir araştıralım. Niye bundan çekiniyorsunuz? Peki yarına bunun en büyük zararını siz çekeceksiniz. Ben çekmem. Benim zaten düşüncelerim belli. Benim düşüncelerim belli olduğu için araştıralım. Türkiye için çok büyük bir tehlikeye gelmiş…

Bakın şimdi geçen gün bir şey (bu arada meclisten AKP’lilerden tepkiler geliyor) Ekonomik tedbirler kanunu teşvik kanunu uyguladınız. Bu arada AKP’li vekillerin tepkilerine Meclis Başkanı “Efendim şimdi burası kürsü masumiyeti vardır. Milletvekili istediği gibi konuşur lütfen yerlerinize oturun.” Diyor Kamer Genç, AKP’li vekillerin saldırgan tehditlerine karşı konuşmasını sürdürüyor: “Şimdi sayın Başkan, tehlikeyi görelim Türkiye’de rejim gidiyor. Türkiye çok ciddi bir dönüşüm içinde. Şimdi bürokratçıyı hallettiniz. Şimdi sanayi ve ekonomiyi hallediyorsunuz. Bunu söyleyen sizin içinizden çıkan bir milletvekili arkadaşınız. Diyor ki efendim AKP Tayyip Erdoğan kendi ekonomisini kuruyor. İşte yeni teşvik kanunlarına, kurumlar belgesini yüzde beş kadar indiriyor. Bu Türkiye’nin geleceğini yeni tanıma ve devleti dönüştüren ekonomisiyle, bürokrasisiyle, laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok etmeye çalışan bir uygulamadır. Bunları burada söylemek bizim görevimizdir. Sizin hoşunuza gitmiyorsa eğer, aksini düşünüyorsanız buyurun burada söyleyin. Hayır deyin ki böyle bir şey yok deyin. Eee işte efendim ben milletvekiliyim. Burada düşüncelerimi söylerim.” Diye bitiriyordu.

Fethullahçı Terör Örgütünün hıyanet planlarını çok önceden sezen Tunceli Milletvekili Kamer Genç 2009’da yukardaki meclis konuşmasından 7 yıl sonra 2016’da yaşamını yitirdi.

Özetle Kamer Genç'in, AKP iktidarını Fethullah Gülen'e karşı uyarıyor ancak uyarılana AKP milletvekillerinden çok sert tepkiler alıyor.

Genç: Fethullah Gülen, kimdir bu arkadaşımız? Ne yapmak istiyor? Türkiye'deki sermayesi nereden geliyor? Acaba Türkiye'deki rejimdeki rolü nedir? Bunları bir araştıralım. Niye çekiniyorsunuz? Bunun en büyük zararını siz çekeceksiniz. Ben çekmem. Benim zaten düşüncelerim belli. Araştıralım. Türkiye için çok büyük bir tehlike.” Olduğunu uyararak söylüyordu

Bu sözlerinden AKP’liler oldukça rahatsız olurlar ve rahatsız olan AKP'li vekiller, mecliste konuşan Genç’in ise üzerine yürüyerek, hakaretli sözler ile konuşmalarını kesiyorlardı.

Bırakın gereken tedbir alınmadığı gibi, uyarılar doğru mu yanlış mı diye AKP’liler hiç araştırılmadıkları bir yana AKP’li vekillerin Fetö için dizdikleri söylemler kan dondurur!

Yalakalıkta sınır tanımadan şunları dillendiriyorlardı: “Seni çok özledik gel bitsin bu sıla hasreti” diyen, “Fetullah Hoca hepimizin hocası” diyen. Fetö adına ülkede Türkçe olimpiyatlar düzenleyenler bugün, bu yanar dönerler meydanlarda “biz Fetöcü değiliz” deyip utanmadan yıllarını Fetö karşıtlığı ile bilinenlere çamurlarını atarak suçluyorlar.

Hatta bunlar, Türkçe olimpiyatları için bir liralık paralar bastırdılar, o günlerde bu basılan paraları elleri çatlarcasına alkışlayanlar, 15 Temmuz darbesinde şehit olan vatandaşlar için de paralar bastırdılar. Yine bu bastırılan paralar içinde alkış tutanlar aynı oynak, yanar döner kişilerdi…

Yani yanar döner sahtekârlar, oy uğruna cemaatlere göz yuman, onların gelişip güçlenmelerine ve devlete bile başkaldırır duruma getiren siyasiler bu ülkenin geleceğini kendi geleceklerinin gerisinde tutanlardır. Onlar, bir gün gelecek kimsenin kuşkusu olmasın sın Fetöcü kimlikleri dökülecek ortaya, kimin kimden yana olduğu çıkacak bir bir ortaya.

Hele ABD lideri Trump’a “Bir papaz sizde var. Bir papaz da bizde var. Ver papazı, al papazı”, “Bu can bu tende oldukça o papazı kimse elimden alamaz” bile denmişti ya, önüne “Akıllı ol” deyip “250 milyar doların var dünyanın yedi bankasında açıklarım ha” denince istediği takas bile olmadan, “al papazını deyip gönderiverdi. Takasa bile gereksinim kalmadı…

AKP ve lideri Erdoğan, ilk 7 yıllık döneminde öyle güçlü günler geçiriyordu ki, muhalefetin yapacak dermanı kalmıyordu karşısında. O günlerde; devlet binalarından Atatürk adını, TC’yi birçok yerlerden siliyorlar, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi ülkenin yerleşmiş ulusal günlerini hiçleştirip, “hastayım” numaraları ile, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlarına uymadıkları günler. “İki ayyaş” diyerek ve İsmet İnönü’ye hakaret ederek, yetmedi, Atatürk'ün Egemenlik Kayıtsız şartsız Milletindir” sözlerini aşağılayarak, din düşmanı gösterip, “Egemenlik ancak Allah’ındır.” Diyerek çarpıtmaları yapmışlardır.

1982 Anayasası Kenan Evren’in Darbesi Öncülüğünde Yapıldı.
1982 Anayasasının geçmesi için referandum yapıldı, %91,37 oyla kabul edildi. Bu 1982 Anayasası bugüne kadar, en çok 23 yıllık AKP döneminde 21 kez değiştirildi.

Salt AKP döneminde 12 tadilata uğradı. Toplam 177 maddeni 134’ü değiştirildi.
Hep, “Askeri vesayet” diye diye Anayasanın 134 maddesini değiştirdi, “tek adam” vesayetini ülkeye dayattı, tek adam ne derse onun dediklerine itiraz etmeden “evet efendim” diyen seçimle gelmemiş, tek adamın istediği an seçtiği, istediği an görevden aldığı bakan-memurlar ile ülkeyi karambol ile yönetiyor. Yani ülke yönetiminde meclis işlevini kaybettirilmiş durumda olup, bütün kanunlar sarayda planlanıyor ve o kanunları planlayan yek adamdan uygulamaya sokuluyor…

30 HAZİRAN 2025 “YA KILIÇDAROĞLU YA HERKES” KAZANACAK

  30 HAZİRAN 2025 “YA KILIÇDAROĞLU YA HERKES” KARAR GÜNÜ Kılıçdaroğlu: 13 yıllık saygımı ve sevgimi son 1 ay içinde sildi süpürdü, yanıldı...