4 Haziran 2018 Pazartesi

TÜRK TAVUK IRKLARI ve YABANCILARA SATILMIŞ YUMURTA ve TAVUK ETİ PAZARLARI

TAVUK IRKLARI ve TÜRK TAVUK IRKI 
Türk Tavuğu
Daha uzuz tavuk yetiştirmek ve daha çok para kazanmak, global sermayecilerin işi olmuştur. Daha çok kazanmak için tavuk genetiği üzerinde çalışmalar yaptılar. Kimi çevreler sanmasın ki, bütün bu çalışmalar ile yoksullara ucuz tavuk eti yedirmekti. İşin gerçeği bu değildi.

Aslında yaptıkları iş, tavuk soykırımı idi
2007 yılında FAO’nun verilerine göre,  kayıt altına alınmış olan 1273 tavuk
ırkından 156 ırkın %12,3’ü yok olma sürecinde. 9 tavuk ırkı ise kritik ve koruma altına alınmış. 212 tavuk ırkının %16,6’sı soyunun tükenmekte olduğu, 42 ırkın ise %3,2 soyunun tükenmekte olduğundan koruma altına alındığı,40 Tavuk ırkının %3,1’i tamamen yok olduğu, 493 tavuk ırkının %38,7’sinin hakkında herhangi bir bilginin bulunmadığı, 321 ırkında %25.2’si tehdit altında olmadığı tahmin ediliyor. Yani, yok olma tehdidi altında bulunan tavuk ırlarının çoğunluğu Türkiye’de bulunan Avrupa ırklarıdır.

Türk Tavuğu
Kaynaklara göre tavuk, M.Ö. 2000 yıllarında yani 4 bin yıl önce kırmızı yabani tavuk Güney Asya’da evcilleştirildi. Buradan da dünyaya yayıldı. Osmanlı’da tavuk ticareti yoktu. Evlerde kümeslerde yumurtasından yaralanmak için özel olarak yetiştiriliyor, ancak eve değerli bir konuk geldiğinde tavuk kesilip sofrada ikram ediliyordu.


Cumhuriyet döneminde, “Ankara Merkez Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü” kurulması ile tavukçuluk için ilk adımı Atatürk dönemi 1930’da atıldı. “Asri Tavukçuluk” adlı kitapta:  Türkiye’nin ilk hibrit yumurta tavukları olan “Atak”, “Atabey”, “Atak-S”, üretildi. “Atak” “Atak”, “Atabey”, “Atak-S” adlarıyla tescil ettirildi, 2006 yılında pazara sunuldu. Yılda ortalama bir milyon civcivin satıldığı bizim tavukların adını duyan var mı? Sultan Tavuk Osmanlı saray tavuğu olarak ta bilinir. Tavuk türlerinden, protein bakımından çok zengin olan, başında ve çenesinde tüyler olan, bacak yapıları paçalı ve beş tırnakları bulunan ak, “Sultan Tavuk” vardı. Protein bakımından çok zengin olduğu için 19. Yüzyılda İngiltere’ye götürüldü. Orada dünyaya yayıldı. ..

1874 yılında Amerikan Kümes Hayvanları Birliği tarafından, “kusursuzluk standardına” kabul edildi. Bugün “sultan tavuk” anavatanı Türkiye’de özel hayvanat bahçelerinde, “süs tavuğu” olarak gösterilmektedir.

“Vaktiyle İstanbul’da pek meşhur olan ve fakat bugün misli bulunmayan, 'Süslü’ ve ‘Timurlenk’ tavukları, ‘Padu’ ırkının yakışıklı bir nevi olarak İstanbul’da yetiştirilmişti. Maalesef bugün nesilleri kesilen hakiki ‘Gerze’ ve ‘Mısri’ tavuklarıyla tepeli ‘Fizan’, paçalı ‘Nemse’ ırklarının pek çok meraklıları vardı. Yakışıklı ve nefis etli ‘Hacıkadın’ (Gerze) tavuklarını, uzun ve kalın öten ‘Denizli’ ince ve uzun sesli ‘Berat’ horozlarını zevk için besleyenler çoktu. Yerli tavuk nesilleri içinde horozlarının kalın ve uzun sesler ile maruf ‘Denizli’, diğeri de etlerinin nefaseti ve şekillerinin zarafeti ile meşhur ‘Hacıkadın’ iki ırk safiyetlerini muhafaza etmektedirler.” Diye geçer.

Sonuç ne?
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından, git gide yok olan “Denizli” ve “Gerze” ırklarının Ankara’da koruma amaçlı Denizli Horoz Üretme İstasyon’unda yetiştiriliyor.

Yıl 1952’de, ABD ile ikili ilişkiler geliştirilirken, bütün beslenme biçimimizi de etkilediler. Başta tavukçuluk sektöründe bize, “Plymouth Robk”, New Hampshire”, “Rhode Island Red” ve “Wyandotte” gibi ABD’den gelen civciv ırkları Tarım Bakanlığına bağlı kuruluşlara ve halka dağıtıldı. Günümüz ülkemizde % 80’i oluşturan tavuk ırkı broyler “Plymouth Rock” cinsi oldu. Halk arasında bu türe, “Çilli”, “Ankara Plamıt” gibi adlar ile anılır oldu.

Kanada’da Türk tavuğu olarak adlandırılan üç damızlık tavuk ırkı geliştirildi...
1995 yılında Kanada’dan bu tavukların altısı kahverengi yumurta, dördü ak olmak üzere on saf tavuk, hatta üzerinde ıslah ve melezleme çalışmaları yapıldı...

Bizim Akdeniz tavuk ırklarının “yumurtacı” İngiliz ve Asya ırklarının “etçi” Amerikan ırklarının da “Kombine verim yönlü” olduğu bilinmektedir. Sormak gerekir “milli ve yerli” palavrası sıkanlara. Ülkemizde hem Akdeniz, hem Asya da bulunan yumurtacı ve etçi tavuklara sahipken, nasıl oldu da ithale mahkûm edilerek “hibrit” tavukların pazarına dönüştürüldük? Yoksa her konuda olduğu gibi tavuk konusunda da karşımıza çıkan ABD’li küresel sömürgeci Rockefeller’i korumak için mi?

Bey Piliç
İki küresel şirket var... Bu şirketler dünya tavuk sektörün, tavuk damızlık tedarikini ellerinde tutmaktadırlar. Bunlardan 1. Aviagon (Ross, Hubbard, Arbor Acres, İndian River ve Peterson markaları ile) 2. Cobb-Vantress (Cobb, Avian, Sasso, Hubbard ve Hybro markası ile)

Dünyanın en büyük ana damızlık ve damızlık civciv üreticisi Aviagen, Türkiye’de “Ross 308” ırkıyla pazarın en büyüğü. “Aviagene Anadolu Ana Damızlık Tav. AŞ.” Aviagen Anadolu Kanatlı Teşhis ve Analiz Laboratuarı”, “Ross Ankara A.Ş.” Gibi bu küresel şirketleri var. (*) Bu küresel şirketler Türkiye’de tavuk sektöründe değişik adlarda şirketleri var Bey Piliç bu küresel şirketlerin ortağıdır.

En düşündürücüsü ise, yerli ve milli olan Köy-Tür tavuk işletmelerini bazılarını bu küresel şirket ellerine geçirdi.

İşte hal böyle...
Ülkede civcivi, küresel şirketler üretiyor...
GDO’lu katkı maddeli yemi, küresel yabancı şirketler veriyor...
İlacı, küresel yabancı şirketler veriyor...
Piliç kesim araçları bile küresel yabancı şirketler veriyor ama bize tek şey kalıyor, bolca tavuk tüketmek; küresel şirketlere daha çok para kazandırmak.

Köy-Tür
Köy-Tür; Türkiye Kalkınma Vakfı öncülüğünde Tarsus Nemrut Yaylası’ndan yoksul beş çiftçi ailesi tarafından 1970 yılında, Türkiye’nin gittikçe güçlenen en büyük beyaz et üreticisi oldu. Git gide güçlenen Köy-Tür, ülkede 12 ilde faaliyet göstermeye başlamıştı.

1981 yılında Hollanda küçük üreticilere yönelik uluslararası 250 benzer uygulama arasında “en başarılı örnek” seçilerek ödüllendirilmişti. Köylünün yanında, sağlıklı tavuk yetiştiren Köy-Tür, ülkenin yedi bölgesinde üretim yapan, bağlı olduğu vakfın misyonu gereği kırsal kalkınmada öncülük yapmak amacıyla haklı olarak kümes tavukçuluğu desteklendi.

Sonuç ne oldu? Global kapitalistlerin ahtapot kollarına atıldı...
Köy-Tür, global sermayenin sahiplerinden olan Cargill’in acımasız vicdanına teslim edildi. İlk önce Köy-Tür, Cargill’den ham madde olan mısır alıyordu. Cargil, Köy-Tür yönetiminden verdiği mısır ham maddesi karşılığında güvence olarak teminat istedi. Bunun üzerine Köy-Tür Cargill’e teminat olarak 2 milyon dolarlık teminat mektubu verdi.

Cargill bu aldığı teminat mektubunu nakit paraya çevirerek, Köt-Tür hakkında bilinçli olarak piyasada dedikodulara yol açan yaygaraya neden oldu ve böylece Köy-Tür’ün sarsılmasına neden oldu. 2000 yılında Köy-Tür’ün cirosu 178 milyon dolara ulaşmış yerli ve milli bir şirketti.

Ne oldu, Cargil’in etkin, yok etme politikası sonucu Köy-Tür’e yem veren firmalar kalmadı, piyasadan yem tedarik edemeyen Köy-Tür, yem bulamayınca, bir milyon tavuk ölmeye başladı. Bülent Ecevit Köy-Tür’ü kurtarmaya çalışsa da, “Kuş Gribi” palavrasıyla bu yerli ve milli kuruluş 2005 yılında kapandı. AKP buna seyirci kalarak kılını bile oralı bile olmadı.

Banvit Tavukçuluk
Köy-Tür kapandı. Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında bulunan Banvit satıldı. Banvit ülkede 44. Sırada yer alıyordu, son cirosu bir milyar 886 milyon liraydı. Türk, yerli ve milli Banvit, Brezilyalı gıda devi BRF (Bresil Foods) şirketine satıldı. Bu şirket, Banvit’ten sonra da gözü Keskinoğlu’nu almak üzere.

Kim bu BRF? 1960 yılında Brezilya da faaliyete geçen Amerikalı ünlü milyarder Rockefeller’indi.

C.P. Standart (Arkasındaki güç Rockefeller)
Merkezi Tayland olan CP Standart, bugün Türkiye’de gerek tavuk eti, gerek tavuk yemi alanında %14 Pazar payına sahip olan en büyük şirketlerden biri de C.P. Standart olmaktadır. Bu şirket 1986 yılında İnegöl’de yem fabrikası kurarak Türkiye’de faaliyetlerine başlamıştır. Kısa süre sonra, Turgutlu, Hayrabolu, Ankara, Hendek, Adana da fabrikalar kurarak Türkiye pazarında yıllık cirosunu yaklaşık bir milyar dolara ulaştırdı.

C.P. Standart, ilk faaliyetini 1921’de Tayland’da başlayarak, dünyanın önde gelen yem, tavuk, piliç eti, sofralık yumurta ve karides alanında üretici durumdadır. Dünyada yıllık 23.2 milyon ton yem, haftalık 26 milyon etlik civciv üretimiyle dünya ikincisi olmaktadır. Toplan 280 bini aşkın çalışanı, 20 milyar dolar cirosu bulunmaktadır.

Domuz Gribi, deli dana hastalığı...
Ülkemizdeki yerli ve milli değerlerimizi yok etmek için ortaya çıkartılan bir tuzak oyundu. “Ölüm Tohumları” adlı kitabında F. William Engdahl, köy tavukçuluğunu bitirilmesine şöyle diyordu: “Yeni bin yıl girerken Amerikan tavuk endüstrisi dünya tavuk üretimini küreselleştirmek için sahnedeydi. Kuş gribi, cennetten ve ya cehennemden sadece bu iş için gönderilen bir hediyeydi sanki...” diyordu.

Deli dana hastalığı, domuz gribi yaratılan olaylar ülkemizde yerel, milli-yerli sektörleri vurdu. Türkiye’nin en büyük tavuk şirketlerinden “Köy-Tür, “Mudurnu Piliç”, Şeker Piliç” gibi milli ve yerli şirketler yabancılara ya satıldılar ya da kapılarına kilit vurulup kapatıldılar.


2004'de Türkiye’nin en büyük 500 şirketi arasına giren Köy-Tür, Banvit, Mudurnu, Beypiliç, Özhen, Entaş, Şen Piliç ve Keskinkılıç vardı. Ayakta salt yabancı şirketlerle ortaklık yapanlar ayakta kalabildi.
Selman ZEBİL

(*) Soner Yalçın, “Saklı seçilmişler” Kırmızıkedi yaınları, 2017, s.149



1 yorum:

anhydride dedi ki...

Ilginc bir yazi. Kaynak belirtebilir misiniz?

BÜYÜK İSRAİL PLANI ve KÜRESEL GÜÇ OYUNLARI KIYAMETİN HAYALİ BİR REÇETESİ Bu makale Internationalist 360 tarafından yayımlandı. Espen B. Øyul...