22 Şubat 2018 Perşembe

NORVEÇ-SVALBARD ADASINDA KÜRESEL TOHUM AMBARI

Felaket Ambarı Norveç-Svalbard
Norveç'in Svalbard takım adası olan Spitsbergen
adasında 130 mt. dağın altında küresel tohum anbarın
girişten görünümü
Norveç hükümeti tarafından 2008 yılında yaptırılan tohum deposu, Norveç’in kuzeyinde Svalbard takımadası Spitsbergen adasında bulunan donmuş bir dağın 130 metre altına kadar oyulmuş yerde, Küresel Tohum Ambarı” adı verilen bir ambar kuruldu. Buna bir de “Felaket Ambarı” adı da veriliyor. İçinde, dünyanın dört bir yanından getirilmiş yaklaşık 3 milyona yakın değişik tohumları, dünyada bir felaket oluşumundan korumak için inşa edilmiştir. Resmi bilgilere göre bu depo her türlü nükleer saldırıya karşı dayanıklıdır. Ayrıca bu buz dağının içine oyularak yapılan ambarda 1000 yıla kadar bozulmadan kalabilecek bir duruma sahiptir. 

Norveç Hükümetinin 2008 yılında yaptırdığı bu adı geçen tohum deposu, Uluslararası Gıda Örgütü’nün emrine devredilmiş olup, bu gün buradaki çalışmaları Uluslararası Gıda Örgütü yürütüyor. Değişik ülkelerde 1757 tohum depolama bankası var iken, küresel güçlerden Finans kaynağını ise Rockefeller Vakfı, Henry Ford Vakfı, Syngenta Vakfı, Bill Gates Vakfı gibi vakıflar bu Norveç’in Svalbar’daki tohum ambarına neden gereksinim dudular acaba?

ABD ve Tohum
ABD Irak’ı işkâl etmeden önce, Irak Tarım Bakanlığı’nın yedeklediği tohumların bir bölümünü Suriye-Halep’teki Tarım Araştırmalar merkezine göndermişti. Suriye de de iç savaş çıkınca Halep’teki değerli tohumlara ne oldu derseniz, Norveç’in Svalbard Adasında kurulan tohum deposuna aktarılmıştır. Dahi, Afganistan, Ruanda, Etiyopya, Somali, Kamboçya’da çıkan çatışmaların ilk etkilenen tohum merkezleri oldu...

Norveç-Svalbard'daki Küresel Tohum
Ambarının içten görünümü


Ama Irak’ı işkâl eden ABD’nin o günkü Başkanı George W. Bush’un ağzından çıkan ilk sözü: ”Bizim Irak’ta bulunma nedenimiz, buraya demokrasi tohumlarını ekmektir.” ABD ne yaptı? Irak işgalinde ilk işi tarıma el atmak oldu. ABD Tarım devi Monsanto’dan “Irak böceğine dayanıklı tohum” getirdi, köylülere bu tohumları dayattı. Köylülerin Amerikan Monsento’yla yaptığı sözleşmeye göre, tohumlar bir dahaki hasat yılında kullanılmayacaktı. Yoksa bir çuval tohum bedelinin 120 katı para cezası ödemek zorundaydılar.

Irak köylülerinin elindeki son kalan doğal tohumları, Irak İşkâl Valisi Paul Bremer, kendi gelecekleri için depolanmak üzere Norveç’teki Svalbard Tohum Depolama merkezine taşıdı...   

Kıyamet Deposunda Ölüm Tohumları!
Alman asıllı ABD’li gazeteciden ürkütücü iddia: “Kıyamet Deposunda Ölüm Tohumları”  deposu, “Kıyamet Tohum Deposu” olarak bilinen, Norveç’in Kuzeyindeki  Svalbard adlı saz kış soğuk olan bir adaya kurulmuştur. İnsanın aklına: Hangi kıyameti bekliyor? Diye düşündürücü fikirler geliyor.  Acaba bu, küresel güçlerin dünyayı ele geçirme planlarının bir parçası mı?

Alman asıllı Amerikalı araştırmacı-gazeteci F. William Engdahl, tarım sektörünü elinde tutan GDO devlerinin bizim bilmediğimiz bir şeyler bildiklerini iddia ediyor. Svalbard hariç dünyadaki diğer tohum depolarını bekleyen kıyamet nedir? Esas ‘amaç ari üstün ırk yaratmak mı yoksa istenmeyen ırkları yiyeceklerle kısırlaştırmak mı?” diye bir düşünce öne sürüyordu.

Alman asıllı Amerikalı araştırmacı-gazeteci F. William Engdahl’ın bu proje ile ilgili dehşet verici kuşkuları var.  Engdahl, tarım sektörünü ellerinde tutan GDO (genetiği değiştirilmiş organizma) devlerinin bizim bilmediğimiz bir şeyler bildiklerini düşünüyor. Spitsbergen’in buzlaşmış kayalıklarının altında “dünyayı ekonomik ve genetik olarak ele geçirme” planlarının yattığını iddia eden Engdahl, teorisini ambar projesi finansörlerinin kimlikleri ve geçmişleri hakkında ayrıntılı hatırlatmalar yaparak ispatlıyor.

Nisan 2009’da Türkçeye çevrilen, “Ölüm Tohumları Kalıtımın Değiştirilmesinin Arkasındaki Karanlık Oyunlar”  adlı kitabın da yazarı olan Engdahl ile “kıyamet muhafızları” dediği finansörlerin kimlikleri, neler yaptıkları ve Svalbard Küresel Tohum Deposu üzerindeki hedefleri hakkında konuştu. Bakın o bildik finansör küresel güçler burada da sahnedeler: “Öncelikle, bu ambarın Global Crop Diversity Trust (GCDT- Küresel Hasat Çeşitliliği Örgütü) aracılığıyla işletildiğini söylemeliyim. Nisan 2009 rakamlarına göre 123 milyon dolarlık bir finansmanları var. Roma’da kurulan bu örgütün başında Kanadalı Margaret Catley-Carlson bulunuyor. 1998’e dek New York merkezli Nüfus Konseyi’nin de (Population Council) başkanıydı. Bu konsey John D. Rockefeller’ın nüfus popülasyonunu düşürmek amacıyla 1952’de kurduğu, aile planlaması adı altında gelişmekte olan ülkelerde kısırlaştırma çalışmaları yürüten bir konsey.

F. William Engdahl 
Diğer GCDT üyeleri arasında Hollywood Dream Works Animation’a başkanlık eden Lewis Coleman da var. Coleman ABD’nin en büyük Pentagon anlaşmalı askeri endüstri şirketi olan Northrup Grumman Corporation’ın da kurul başkanıydı. 

Örgütün finansörleri ise; geçen yıl şirketin aktif yönetiminden çekilerek kurduğu Bill-Melinda Gates Vakfı aracılığıyla kendini Asya ve Afrika’daki çiftçilere yardıma adayacağını beyan eden Microsoft’un kurucusu Bill Gates!

Dünyanın en büyük patentli GDO tohum ve tarım kimyasalları devi ABD’li DuPont/ Pioneer Hi-Bred. Yine bir ABD’li GDO devi Monsanto. İsviçre menşeli GDO tohum ve tarım kimyasalları şirketi Syngenta! 1970’lerde 100 milyon dolarlık bir kaynakla ‘Yeşil Devrim’ diye bilinen tohumda gen devrimini başlatan ve tarımsal değişim ile ideal genetik saflığı sağlama çalışmalarını yürütmek üzere dünyanın en büyük vakıflarından birini kuran petrol devi Rockefeller! ABD, İngiltere, Norveç, Almanya, İsviçre ve Kanada’dan da devlet fonları aktarılıyor.

Dünya’da Az Gelişmiş Ülkelerin Yerli Tohumlarını Depolarlarken
Kendilerinin ürettiği GDO (genetiği değiştirilmiş organizma) tohumları az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere yayarak tarlalardan orijinal tohumların kökünü kazıyan şirketler, şimdi dünya üzerindeki tüm orijinal tohumları olası bir kıyamet günü için kutuplarda buzdan bir adaya saklıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde ‘zaten var olan’ tohum depolarına ne gibi bir felaket gelecektir ki, Svalbard’a muhtaç kalınacaktır?

F. William Engdahl kimdir? 1944 yılında ABD’nin
Minneapolis eyaletinde doğan Engdahl, Princeton
Üniversitesi’nde hukuk, Stockholm Üniversitesi’nde
de ekonomi okudu. İlk kitabı dünya 
ilgilendiren
GDO’lu yiyecekler ve ne amaçla üretildiğine dair
Ebu Garib tohumları nerede? Nükleer savaş, iklim değişimi veya meteor düşmesinin dışında bir felaketten mi söz ediyorsunuz?

“Evet, planlı bir felaketten söz ediyorum. Bunu anlamak için yalnızca 2003 Amerikan bombardımanından sonraki Irak’a bakmak yeterli. Irak medeniyetlerin beşiği ve binlerce yıl önce buğday tarımının doğduğu yerdir. Ebu Garib’de yüzlerce yılda geliştirilen buğday tohumu çeşitlerinin yer aldığı bir tohum bankası bulunuyordu. Amerikan bombardımanından sonra tohum mahzeni tarihe karıştı. Artık kimse o tohumların nerede olduğunu bilmiyor.

Düşünün, dünyadaki bütün tohum çeşitleri NATO destekli Svalbard’da bir araya getirilip kontrol altına alındığında, dünyadaki diğer paha biçilmez tohum bankalarını savaşlar ve terörist eylemler ile yok etmek çok kolay olacak! Sonrasında da Monsanto ve DuPont gibi devler kendi GDO tohumlarını tüm dünya çiftçilerine tekelden sunabilecekler. Yani bütü tohum çeşitlerini ele geçirdikten sonra dünyanın diğer tohum bankalarını, tekel oluşturabilmek amacıyla yok edebilirler.”

ARİ IRK Yaratma ‘Projesi’ ve ROCKEFELLER
Hayır, bunu açıklamak için önce kıyamet muhafızlarının kimliklerinden ve geçmişte neler yaptıklarından biraz söz edelim. Rockefeller 1971’de Uluslararası Tarım Araştırmalarında Küresel Danışmanlık Gurubu olan CGIAR’ı kurdu.

CGIAR, üçüncü dünya ülkelerinin bilim adamlarının ve agronomistlerinin (tarım uzmanı) ‘modern tarım ürünü’ kavramlarında uzmanlaşmaları ve ABD’de öğrendiklerini ülkelerine götürmeleri ile yakından ilgilendi. GDO’lu ‘Gen Devrimi’nin yaygınlaşması için paha biçilmez bir etki şebekesi oluşturdular.

CGIAR, daha etkin olabilmek için BM Gıda ve Tarım Örgütünü (FAO), BM İlerleme Programı’nı ve Dünya Bankası’nı da işin içine dâhil etti. Böylelikle Rockefeller Vakfı 1970’lerden itibaren küresel tarım politikalarını şekillendirebilecek konuma geldi. Ve başardı. CGIAR aslında Rockefeller ailesinin on yıllar süren bir planının parçasıydı. Bu plan ‘Proje’ olarak adlandırılan, üstün ırk yaratma planıydı.

Rockefeller Hitler’in de finansörüydü. Üstün ırk yaratma projesi tam olarak nasıl bir şey? (*)

Rockefeller Vakfı’nın ve zengin finans kurumlarının 1920’lerden beri genetik olarak üstün ırk yaratmayı meşrulaştırmak için kullandıkları öjenik bilimi daha sonradan genetik mühendisliği olarak değiştirilmiştir. Hitler ve Naziler buna "Ari Üstün Irk" diyorlardı. Hitler’in öjenik çalışmaları da bugün Svalbard’a milyonlarca dolar akıtan Rockefeller Vakfı tarafından finanse edilmişti.

Rockefeller Vakfı Third Reich’s Kaiser Wilhelm Institutes’nün ari ırk öjenik çalışmalarını finanse ediyordu. 2. Dünya Savaşı’nda Amerika resmi olarak savaşa Hitler Almanya’sının karşısında olarak girerken, Rockefeller Standard Oil Group, illegal olarak Alman Luftwaffe ve Wehrmacht birliklerine petrol nakline devam etti. Bununla ilgili Amerika senato araştırması da yapıldı.

Rockefeller Vakfı insanı ‘gen dizilimlerine’ indirgemeye çalışan sözde moleküler biyoloji bilimini yaratmıştı ve sonunda insan özelliklerini dilenilen şekilde değiştirmeyi amaçlıyorlardı. Hitler’in öjenikçi bilim adamları 2. Dünya Savaşı’ndan sonra sessiz sedasız ABD’ye götürülmüş ve çeşitli yaşam formlarının genetik olarak tasarlanması konusunda ilk adımları atmışlardır.”

Gıdalar ile negatif öjenik Amaç tarım yani gıdalar üzerinden üstün ırk yaratmak mı?

Aslında daha da kötüsü, Rockefeller, Carnegie, Harriman ve diğer zengin elit aileler tarafından fonlanan öjenik (üstün ırk yaratma) lobisinin 1920’den beri biricik amacı ‘negatif öjenik’tir. ‘Negatif Öjenik’ istenmeyen soyların sistemli bir şekilde yok edilmesidir. Aile Planlaması Enternasyonal’in kurucusu, koyu öjenikçi ve Rockefeller ailesinin yakın dostu Margaret Sanger 1939’da Harlem’de ‘Negro (Zenci) Projesi’ adı altında bir proje başlattı. Bu projenin ne olduğunu bir arkadaşına yazdığı mektupta açıkça dile getiriyordu: ‘Negro (Zenci) nüfusu ortadan kaldırmak istiyoruz’

20 yıllık kısırlaştırma projesi. Negatif öjenik bir kısırlaştırma projesi mi?
“Örnekler üzerinden gidelim. Küçük bir Kaliforniya biyoteknoloji şirketi olan Epicyte, yendiği takdirde erkeği kısırlaştıran bir mısırı genetik mühendisliği marifetiyle geliştirdiklerin açıkladı. Epicyte, Svalbard’ın iki destekleyicisi olan DuPont ve Syngenta ile teknolojilerini yaymak için ortaklık kurmuştu. Çok ilginçtir ki Epicyte, genetiği değiştirilmiş sperm öldürücülü mısırı ABD Tarım Bakanlığından (USDA) aldığı araştırma fonuyla geliştirmişti.

Bir başka örnek; 1990’larda BM Dünya Sağlık Örgütü Nikaragua, Meksika ve Filipinlerde 15 ila 45 yaşları arasındaki milyonlarca kadının tetanosa karşı aşılanması için bir kampanya başlattı. Erkekler de tetanos olabilirdi ama aşı erkeklere yapılmadı. Bu şüphe uyandırıcı durumdan ötürü Katolik bir kilise organizasyonu olan Comite Pro Vida de Mexico (Meksika Yaşam Komitesi) aşıları test ettirdi...

Test sonuçları gösterdi ki Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yalnızca çocuk doğuracak yaştaki kadınlara dağıttığı aşıların Chorionic Gonadotrophin (hCG) içerdiği ortaya çıktı. Doğal bir hormon olan hCG, tetanos toksoid taşıyıcılarıyla ile birleştiğinde kadınların hamile kalmasını engelleyen antikorları üretiyordu. Daha sonradan ortaya çıktı ki Rockefeller Vakfı, Rockefeller Nüfus Konseyi, Dünya Bankası ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) için tetanos taşıyıcılı bir kısırlaştırma aşısı üretmek için 1972’de 20 yıllık bir proje başlatmışlardı. Ayrıca Svalbard Kıyamet Tohum deposunu ev sahibi Norveç hükümeti kısırlaştırıcı aşının üretilmesi için 41(**) milyon dolar bağış yapmıştı!”

Hibrid tohumlarla tekel tuzağı. Rockefeller’in gelişmekte olan ülkelerde yürütmüş olduğu ve hala devam eden Yeşil Devrim çalışmalarına da bu açıdan bakınca korkunç görünüyor…

“Rockefeller Vakfı 1946’da Nelson Rockfeller ile Pioneer Tohum Şirketi kurucusu Henry Wallace’ın Meksika’ya yaptıkları bir geziden sonra sadece adı yeşil olan Yeşil Devrimi başlattı. Neydi Yeşil Devrim? 60’larda Rockefeller’in çalıştığı Meksika, Hindistan gibi ülkelerde daha çok ürün veren ıslah edilmiş tohum çeşitleriyle açlık sorununu büyük ölçüde çözmeyi vaat ediyordu. Yıllar sonra, Yeşil Devrim’in aslında Rockefeller ailesinin ileride tekelleştirebilecekleri bir tarım işi geliştirme planı olduğu ortaya çıktı; tıpkı yarım yüzyıl önce petrol endüstrisi işinde yaptıkları gibi.

Nasıl tekelleştiler?
“Yeşil Devrim gelişmekte olan piyasalarda yeni hibrid tohumların üretilmesine (***) dayanıyordu. Hibrid tohumlar üreyemedikleri için çiftçilerin her sene tohum alması gerekiyordu. Hibrid tohum patentlerinin DuPont-Pioneer Hi-Bred’in ve Monsanto’nun başını çektiği bir avuç dev tohum şirketinin elinde toplanması daha sonra GDO’lu tohum darbesi için yolu açtı. Hibrid tohumlar ve bu tohumların ihtiyaç duyduğu kimyasal gübreler, çiftçileri tarım ve petrokimya şirketlerine bağımlı hale getiriyordu. Bu gübreler Rockefeller kontrolündeki büyük petrol şirketlerinin ürünüydü. Ot ve böcek ilaçları da petrol ve kimya devleri için ek pazarlar oluşturuyordu. Yeşil devrim aslında bir ‘kimyasal darbeydi’. Gelişmekte olan ülkelerin yüksek miktardaki gübre ve ilaç girdisini finanse etmeleri mümkün değildi. Bu nedenle Dünya Bankası’ndan kredi notu alarak ve ABD hükümetinin garantisi altındaki Chase Bank ve diğer New York bankaları aracılığıyla özel borçlar aldılar.”

Sonuç?
“Bankalara ve tefecilere borçlanan çiftçiler genellikle topraklarını kaybettiler. İş aramak için şehirlere göç ettiler; fabrikaların ucuz işçi açığı da kapanmış oldu.

Peki ya bugün?-Bugün de Gates ve Rockefeller Afrika’da Yeşil Devrim adı altında bir projeye daha milyonlar yatırıyor. Amaç yine GDO tohumların ve kimyasalların yaygınlaştırılması. Bunun için pek çok teşvik ve kampanyalara başvuruyorlar.
Patentli biyolojik silah”

Büyük bir tekelleşme tehdidiyle karşı karşıyayız…
“Amaçları tüm tohumları patentlemek ki kendilerinden izinsiz kullanılamasın. Sonra küçük çiftçileri adım adım lisans parası ödemeye mahkum edecekler, ödemeyenlere de patent ihlalinden ceza verilecek. Plan işlerse tüm dünya birkaç tohum devinin kölesi olacak. Washington’dan gelen emirler doğrultusunda Washington’un siyasetlerine karşı olan üçüncü dünya ülkelerine tohum vermeme olasılığı için de kapıyı aralayacaktır bu. Ayrıca pirinç, mısır, buğday ve soya gibi dünyanın temel gıda üretimi için patentli tohumların üretimi korkunç bir biyolojik silah olarak da kullanılabilir. Genetik müdahalelerle öldürücü gıdalara çevrilebilirler.”

Yarlanılan Kaynak: 
F. William Engdahl kimdir? 1944 yılında ABD’nin Minneapolis eyaletinde doğan Engdahl, Princeton Üniversitesi’nde hukuk, Stockholm Üniversitesi’nde de ekonomi okudu. İlk kitabı dünya ilgilendiren "GDO’lu Yiyecekler ve Ne Amaçla Üretildiğine Dair."
(*) Bütün kötülüklerin altında Rockefeller Şirketi çıkmaktadır
(**) Bazı gereksiz gördükleri ırkları kısırlaştırmak amaçlı
(***) Hibrid tohum üretmekteki amaç

BÜYÜK İSRAİL PLANI ve KÜRESEL GÜÇ OYUNLARI KIYAMETİN HAYALİ BİR REÇETESİ Bu makale Internationalist 360 tarafından yayımlandı. Espen B. Øyul...