Felaket
Ambarı Norveç-Svalbard
Norveç'in Svalbard takım adası olan Spitsbergen adasında 130 mt. dağın altında küresel tohum anbarın girişten görünümü |
Norveç
Hükümetinin 2008 yılında yaptırdığı bu adı geçen tohum deposu, Uluslararası
Gıda Örgütü’nün emrine devredilmiş olup, bu gün buradaki çalışmaları
Uluslararası Gıda Örgütü yürütüyor. Değişik ülkelerde 1757 tohum depolama
bankası var iken, küresel güçlerden Finans kaynağını ise Rockefeller Vakfı,
Henry Ford Vakfı, Syngenta Vakfı, Bill Gates Vakfı gibi vakıflar bu Norveç’in
Svalbar’daki tohum ambarına neden gereksinim dudular acaba?
ABD ve
Tohum
ABD Irak’ı işkâl etmeden önce, Irak Tarım Bakanlığı’nın yedeklediği tohumların bir bölümünü Suriye-Halep’teki Tarım Araştırmalar merkezine göndermişti. Suriye de de iç savaş çıkınca Halep’teki değerli tohumlara ne oldu derseniz, Norveç’in Svalbard Adasında kurulan tohum deposuna aktarılmıştır. Dahi, Afganistan, Ruanda, Etiyopya, Somali, Kamboçya’da çıkan çatışmaların ilk etkilenen tohum merkezleri oldu...
ABD Irak’ı işkâl etmeden önce, Irak Tarım Bakanlığı’nın yedeklediği tohumların bir bölümünü Suriye-Halep’teki Tarım Araştırmalar merkezine göndermişti. Suriye de de iç savaş çıkınca Halep’teki değerli tohumlara ne oldu derseniz, Norveç’in Svalbard Adasında kurulan tohum deposuna aktarılmıştır. Dahi, Afganistan, Ruanda, Etiyopya, Somali, Kamboçya’da çıkan çatışmaların ilk etkilenen tohum merkezleri oldu...
Norveç-Svalbard'daki Küresel Tohum Ambarının içten görünümü |
Ama
Irak’ı işkâl eden ABD’nin o günkü Başkanı George W. Bush’un ağzından çıkan ilk
sözü: ”Bizim Irak’ta bulunma nedenimiz,
buraya demokrasi tohumlarını ekmektir.” ABD ne yaptı? Irak işgalinde ilk işi
tarıma el atmak oldu. ABD Tarım devi Monsanto’dan “Irak böceğine dayanıklı tohum” getirdi,
köylülere bu tohumları dayattı. Köylülerin Amerikan Monsento’yla yaptığı sözleşmeye
göre, tohumlar bir dahaki hasat yılında kullanılmayacaktı. Yoksa bir çuval
tohum bedelinin 120 katı para cezası ödemek zorundaydılar.
Irak
köylülerinin elindeki son kalan doğal tohumları, Irak İşkâl Valisi Paul Bremer,
kendi gelecekleri için depolanmak üzere Norveç’teki Svalbard Tohum Depolama
merkezine taşıdı...
Kıyamet
Deposunda Ölüm Tohumları!
Alman
asıllı ABD’li gazeteciden ürkütücü iddia: “Kıyamet Deposunda Ölüm Tohumları”
deposu, “Kıyamet Tohum Deposu” olarak bilinen, Norveç’in Kuzeyindeki
Svalbard adlı saz kış soğuk olan bir adaya kurulmuştur. İnsanın aklına: Hangi kıyameti bekliyor? Diye
düşündürücü fikirler geliyor. Acaba bu,
küresel güçlerin dünyayı ele geçirme planlarının bir parçası mı?
Alman
asıllı Amerikalı araştırmacı-gazeteci F. William Engdahl, tarım sektörünü
elinde tutan GDO devlerinin bizim bilmediğimiz bir şeyler bildiklerini iddia
ediyor. Svalbard hariç dünyadaki diğer tohum depolarını bekleyen kıyamet nedir?
Esas ‘amaç ari üstün ırk yaratmak mı yoksa istenmeyen ırkları yiyeceklerle
kısırlaştırmak mı?” diye bir düşünce öne
sürüyordu.
Alman
asıllı Amerikalı araştırmacı-gazeteci F. William Engdahl’ın bu proje ile ilgili
dehşet verici kuşkuları var. Engdahl,
tarım sektörünü ellerinde tutan GDO (genetiği değiştirilmiş organizma)
devlerinin bizim bilmediğimiz bir şeyler bildiklerini düşünüyor. Spitsbergen’in
buzlaşmış kayalıklarının altında “dünyayı ekonomik ve genetik olarak ele geçirme” planlarının yattığını iddia eden Engdahl,
teorisini ambar projesi finansörlerinin kimlikleri ve geçmişleri hakkında ayrıntılı
hatırlatmalar yaparak ispatlıyor.
Nisan
2009’da Türkçeye çevrilen, “Ölüm Tohumları Kalıtımın Değiştirilmesinin
Arkasındaki Karanlık Oyunlar” adlı
kitabın da yazarı olan Engdahl ile “kıyamet muhafızları” dediği finansörlerin
kimlikleri, neler yaptıkları ve Svalbard Küresel Tohum Deposu üzerindeki
hedefleri hakkında konuştu. Bakın o bildik finansör küresel güçler burada da
sahnedeler: “Öncelikle,
bu ambarın Global Crop Diversity Trust (GCDT- Küresel Hasat Çeşitliliği Örgütü)
aracılığıyla işletildiğini söylemeliyim. Nisan 2009 rakamlarına göre 123 milyon
dolarlık bir finansmanları var. Roma’da kurulan bu örgütün başında Kanadalı
Margaret Catley-Carlson bulunuyor. 1998’e dek New York merkezli Nüfus
Konseyi’nin de (Population Council) başkanıydı. Bu konsey John D.
Rockefeller’ın nüfus popülasyonunu düşürmek amacıyla 1952’de kurduğu, aile
planlaması adı altında gelişmekte olan ülkelerde kısırlaştırma çalışmaları
yürüten bir konsey.
F. William Engdahl |
Örgütün finansörleri ise; geçen yıl şirketin aktif yönetiminden çekilerek kurduğu Bill-Melinda Gates Vakfı aracılığıyla kendini Asya ve Afrika’daki çiftçilere yardıma adayacağını beyan eden Microsoft’un kurucusu Bill Gates!
Dünyanın en büyük patentli GDO tohum ve tarım kimyasalları devi ABD’li DuPont/ Pioneer Hi-Bred. Yine bir ABD’li GDO devi Monsanto. İsviçre menşeli GDO tohum ve tarım kimyasalları şirketi Syngenta! 1970’lerde 100 milyon dolarlık bir kaynakla ‘Yeşil Devrim’ diye bilinen tohumda gen devrimini başlatan ve tarımsal değişim ile ideal genetik saflığı sağlama çalışmalarını yürütmek üzere dünyanın en büyük vakıflarından birini kuran petrol devi Rockefeller! ABD, İngiltere, Norveç, Almanya, İsviçre ve Kanada’dan da devlet fonları aktarılıyor.
Dünya’da Az Gelişmiş
Ülkelerin Yerli Tohumlarını Depolarlarken
Kendilerinin
ürettiği GDO (genetiği değiştirilmiş organizma) tohumları az gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkelere yayarak tarlalardan orijinal tohumların kökünü kazıyan
şirketler, şimdi dünya üzerindeki tüm orijinal tohumları olası bir kıyamet günü
için kutuplarda buzdan bir adaya saklıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde ‘zaten
var olan’ tohum depolarına ne gibi bir felaket gelecektir ki, Svalbard’a muhtaç
kalınacaktır?
F. William Engdahl kimdir? 1944 yılında ABD’nin Minneapolis eyaletinde doğan Engdahl, Princeton Üniversitesi’nde hukuk, Stockholm Üniversitesi’nde de ekonomi okudu. İlk kitabı dünya ilgilendiren GDO’lu yiyecekler ve ne amaçla üretildiğine dair |
“Evet,
planlı bir felaketten söz ediyorum. Bunu anlamak için yalnızca 2003 Amerikan
bombardımanından sonraki Irak’a bakmak yeterli. Irak medeniyetlerin beşiği ve
binlerce yıl önce buğday tarımının doğduğu yerdir. Ebu Garib’de yüzlerce yılda
geliştirilen buğday tohumu çeşitlerinin yer aldığı bir tohum bankası
bulunuyordu. Amerikan bombardımanından sonra tohum mahzeni tarihe karıştı.
Artık kimse o tohumların nerede olduğunu bilmiyor.
Düşünün,
dünyadaki bütün tohum çeşitleri NATO destekli Svalbard’da bir araya getirilip
kontrol altına alındığında, dünyadaki diğer paha biçilmez tohum bankalarını
savaşlar ve terörist eylemler ile yok etmek çok kolay olacak! Sonrasında da
Monsanto ve DuPont gibi devler kendi GDO tohumlarını tüm dünya çiftçilerine
tekelden sunabilecekler. Yani bütü tohum çeşitlerini ele geçirdikten sonra
dünyanın diğer tohum bankalarını, tekel oluşturabilmek amacıyla yok
edebilirler.”
ARİ IRK Yaratma
‘Projesi’ ve ROCKEFELLER
“Hayır, bunu açıklamak
için önce kıyamet muhafızlarının kimliklerinden ve geçmişte neler
yaptıklarından biraz söz edelim. Rockefeller 1971’de Uluslararası Tarım
Araştırmalarında Küresel Danışmanlık Gurubu olan CGIAR’ı kurdu.
CGIAR,
üçüncü dünya ülkelerinin bilim adamlarının ve agronomistlerinin (tarım uzmanı)
‘modern tarım ürünü’ kavramlarında uzmanlaşmaları ve ABD’de öğrendiklerini
ülkelerine götürmeleri ile yakından ilgilendi. GDO’lu ‘Gen Devrimi’nin
yaygınlaşması için paha biçilmez bir etki şebekesi oluşturdular.
CGIAR,
daha etkin olabilmek için BM Gıda ve Tarım Örgütünü (FAO), BM İlerleme
Programı’nı ve Dünya Bankası’nı da işin içine dâhil etti. Böylelikle
Rockefeller Vakfı 1970’lerden itibaren küresel tarım politikalarını
şekillendirebilecek konuma geldi. Ve başardı. CGIAR aslında Rockefeller
ailesinin on yıllar süren bir planının parçasıydı. Bu plan ‘Proje’ olarak
adlandırılan, üstün ırk yaratma planıydı.
Rockefeller Hitler’in
de finansörüydü. Üstün ırk yaratma projesi tam olarak nasıl bir şey? (*)
“Rockefeller
Vakfı’nın ve zengin finans kurumlarının 1920’lerden beri genetik olarak üstün
ırk yaratmayı meşrulaştırmak için kullandıkları öjenik bilimi daha sonradan
genetik mühendisliği olarak değiştirilmiştir. Hitler ve Naziler buna "Ari Üstün Irk" diyorlardı. Hitler’in öjenik çalışmaları da bugün Svalbard’a milyonlarca
dolar akıtan Rockefeller Vakfı tarafından finanse edilmişti.
Rockefeller
Vakfı Third Reich’s Kaiser Wilhelm Institutes’nün ari ırk öjenik çalışmalarını
finanse ediyordu. 2. Dünya Savaşı’nda Amerika resmi olarak savaşa Hitler
Almanya’sının karşısında olarak girerken, Rockefeller Standard Oil Group,
illegal olarak Alman Luftwaffe ve Wehrmacht birliklerine petrol nakline devam
etti. Bununla ilgili Amerika senato araştırması da yapıldı.
Rockefeller
Vakfı insanı ‘gen dizilimlerine’ indirgemeye çalışan sözde moleküler biyoloji
bilimini yaratmıştı ve sonunda insan özelliklerini dilenilen şekilde
değiştirmeyi amaçlıyorlardı. Hitler’in öjenikçi bilim adamları 2. Dünya
Savaşı’ndan sonra sessiz sedasız ABD’ye götürülmüş ve çeşitli yaşam formlarının
genetik olarak tasarlanması konusunda ilk adımları atmışlardır.”
Gıdalar ile negatif
öjenik Amaç tarım yani gıdalar üzerinden üstün ırk yaratmak mı?
“Aslında daha da
kötüsü, Rockefeller, Carnegie, Harriman ve diğer zengin elit aileler tarafından
fonlanan öjenik (üstün ırk yaratma) lobisinin 1920’den beri biricik amacı
‘negatif öjenik’tir. ‘Negatif Öjenik’ istenmeyen soyların sistemli bir şekilde
yok edilmesidir. Aile Planlaması Enternasyonal’in kurucusu, koyu öjenikçi ve
Rockefeller ailesinin yakın dostu Margaret Sanger 1939’da Harlem’de ‘Negro
(Zenci) Projesi’ adı altında bir proje başlattı. Bu projenin ne olduğunu bir
arkadaşına yazdığı mektupta açıkça dile getiriyordu: ‘Negro (Zenci) nüfusu
ortadan kaldırmak istiyoruz’
20 yıllık
kısırlaştırma projesi. Negatif öjenik bir kısırlaştırma projesi mi?
“Örnekler
üzerinden gidelim. Küçük bir Kaliforniya biyoteknoloji şirketi olan Epicyte,
yendiği takdirde erkeği kısırlaştıran bir mısırı genetik mühendisliği
marifetiyle geliştirdiklerin açıkladı. Epicyte, Svalbard’ın iki destekleyicisi
olan DuPont ve Syngenta ile teknolojilerini yaymak için ortaklık kurmuştu. Çok
ilginçtir ki Epicyte, genetiği değiştirilmiş sperm öldürücülü mısırı ABD Tarım
Bakanlığından (USDA) aldığı araştırma fonuyla geliştirmişti.
Bir
başka örnek; 1990’larda BM Dünya Sağlık Örgütü Nikaragua, Meksika ve
Filipinlerde 15 ila 45 yaşları arasındaki milyonlarca kadının tetanosa karşı
aşılanması için bir kampanya başlattı. Erkekler de tetanos olabilirdi ama aşı
erkeklere yapılmadı. Bu şüphe uyandırıcı durumdan ötürü Katolik bir kilise
organizasyonu olan Comite Pro Vida de Mexico (Meksika Yaşam Komitesi) aşıları
test ettirdi...
Test
sonuçları gösterdi ki Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yalnızca çocuk doğuracak
yaştaki kadınlara dağıttığı aşıların Chorionic Gonadotrophin (hCG) içerdiği
ortaya çıktı. Doğal bir hormon olan hCG, tetanos toksoid taşıyıcılarıyla ile
birleştiğinde kadınların hamile kalmasını engelleyen antikorları üretiyordu.
Daha sonradan ortaya çıktı ki Rockefeller Vakfı, Rockefeller Nüfus Konseyi,
Dünya Bankası ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) için
tetanos taşıyıcılı bir kısırlaştırma aşısı üretmek için 1972’de 20 yıllık bir
proje başlatmışlardı. Ayrıca Svalbard Kıyamet Tohum deposunu ev sahibi Norveç
hükümeti kısırlaştırıcı aşının üretilmesi için 41(**) milyon dolar bağış
yapmıştı!”
Hibrid tohumlarla
tekel tuzağı. Rockefeller’in gelişmekte olan ülkelerde yürütmüş olduğu ve hala
devam eden Yeşil Devrim çalışmalarına da bu açıdan bakınca korkunç görünüyor…
“Rockefeller
Vakfı 1946’da Nelson Rockfeller ile Pioneer Tohum Şirketi kurucusu Henry
Wallace’ın Meksika’ya yaptıkları bir geziden sonra sadece adı yeşil olan Yeşil
Devrimi başlattı. Neydi Yeşil Devrim? 60’larda Rockefeller’in çalıştığı
Meksika, Hindistan gibi ülkelerde daha çok ürün veren ıslah edilmiş tohum
çeşitleriyle açlık sorununu büyük ölçüde çözmeyi vaat ediyordu. Yıllar sonra,
Yeşil Devrim’in aslında Rockefeller ailesinin ileride tekelleştirebilecekleri
bir tarım işi geliştirme planı olduğu ortaya çıktı; tıpkı yarım yüzyıl önce
petrol endüstrisi işinde yaptıkları gibi.
Nasıl tekelleştiler?
“Yeşil
Devrim gelişmekte olan piyasalarda yeni hibrid tohumların üretilmesine (***) dayanıyordu.
Hibrid tohumlar üreyemedikleri için çiftçilerin her sene tohum alması gerekiyordu.
Hibrid tohum patentlerinin DuPont-Pioneer Hi-Bred’in ve Monsanto’nun başını
çektiği bir avuç dev tohum şirketinin elinde toplanması daha sonra GDO’lu tohum
darbesi için yolu açtı. Hibrid tohumlar ve bu tohumların ihtiyaç duyduğu
kimyasal gübreler, çiftçileri tarım ve petrokimya şirketlerine bağımlı hale
getiriyordu. Bu gübreler Rockefeller kontrolündeki büyük petrol şirketlerinin
ürünüydü. Ot ve böcek ilaçları da petrol ve kimya devleri için ek pazarlar
oluşturuyordu. Yeşil devrim aslında bir ‘kimyasal darbeydi’. Gelişmekte olan
ülkelerin yüksek miktardaki gübre ve ilaç girdisini finanse etmeleri mümkün
değildi. Bu nedenle Dünya Bankası’ndan kredi notu alarak ve ABD hükümetinin
garantisi altındaki Chase Bank ve diğer New York bankaları aracılığıyla özel
borçlar aldılar.”
Sonuç?
“Bankalara
ve tefecilere borçlanan çiftçiler genellikle topraklarını kaybettiler. İş
aramak için şehirlere göç ettiler; fabrikaların ucuz işçi açığı da kapanmış
oldu.
Peki
ya bugün?-Bugün de Gates ve Rockefeller Afrika’da Yeşil Devrim adı altında bir
projeye daha milyonlar yatırıyor. Amaç yine GDO tohumların ve kimyasalların
yaygınlaştırılması. Bunun için pek çok teşvik ve kampanyalara başvuruyorlar.
Patentli
biyolojik silah”
Büyük bir tekelleşme
tehdidiyle karşı karşıyayız…
“Amaçları
tüm tohumları patentlemek ki kendilerinden izinsiz kullanılamasın. Sonra küçük
çiftçileri adım adım lisans parası ödemeye mahkum edecekler, ödemeyenlere de
patent ihlalinden ceza verilecek. Plan işlerse tüm dünya birkaç tohum devinin
kölesi olacak. Washington’dan gelen emirler doğrultusunda Washington’un
siyasetlerine karşı olan üçüncü dünya ülkelerine tohum vermeme olasılığı için
de kapıyı aralayacaktır bu. Ayrıca pirinç, mısır, buğday ve soya gibi dünyanın
temel gıda üretimi için patentli tohumların üretimi korkunç bir biyolojik silah
olarak da kullanılabilir. Genetik müdahalelerle öldürücü gıdalara
çevrilebilirler.”
Yarlanılan Kaynak:
F. William Engdahl kimdir? 1944 yılında ABD’nin Minneapolis eyaletinde doğan Engdahl, Princeton Üniversitesi’nde hukuk, Stockholm Üniversitesi’nde de ekonomi okudu. İlk kitabı dünya ilgilendiren "GDO’lu Yiyecekler ve Ne Amaçla Üretildiğine Dair."
(*) Bütün kötülüklerin altında
Rockefeller Şirketi çıkmaktadır
(**) Bazı gereksiz gördükleri ırkları kısırlaştırmak amaçlı
(***) Hibrid tohum üretmekteki amaç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder