HİTLER İLE ALMANYA’DA
SEÇİM HİLELERİ ve BASKILARIN ARMASI
BUGÜNÜN TÜRKİYESİNDEKİ DURUM İLE KIYASLAMA
Resimde görüldüğü gibi Alman meclisinde tek parti işareti kamalı haç asılıdır
Bu arada Adolf Hitler, Cumhurbaşkanı Hindenburg’a imzalattığı bir kararname ile vatandaşların çeşitli kişisel ve siyasi haklarını kısıtladı. Bunu takiben Hitler’in partisi NSDAP ve Alman Ulusal Parti dışında bütün partilerin yayınları ve seçim çalışmaları durduruldu. Bu yasaklı dönemde gidilen seçimlerin sonucunda Hitler iktidar oldu. Yani olağanüstü yapılan seçim şartları, Hitler’in partisi, seçimde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) %44 oy alarak, tek başına iktidar oldu. Ancak salt çoğunluğu yine elde edemediği için, daha çok yetkiler istedi. Böylece Hitler, sürekli diktatörlüğe giden yolu açıyordu…
Recep Erdoğan Muhalefet için: “Her şey gibi muhalefeti de yerli ve milli inşallah ülkemize kazandırmak bize nasip olacaktır.” Dedi. Benzer yanlardan değil mi?
Hitler’in diktatörlüğe gitmekte her yol mubahtı…
1933 yılında Meclisten “geçici” adı altında geniş yetkiler verilmesini istedi. Adolf Hitler’e ve hükümeti bu “geçici” yetkiyi meclisin salt çoğunluğunun onayına gerek duymadan kanun yapma yetkisiydi. Bu yetkinin yasalaşması içinse de meclisin üçte birinin oyu gerekiyordu. Oylamanın yapılacağı gün parlamento, hükümetin polisi (SA) tarafından kuşatıldı ve bazı sosyal demokrat parlamenterler Meclis’e sokulmadı. Dahi ayrıca 81 komünist vekil de meclis seçimden önce gözaltına alınıyorlar…
Fetö Darbesinden sonra benzer biçimde Recep Erdoğan’a geçici yetkiler verildi; meclisin çoğunluğu anlamsızlaştırıldı, ülkede önemli karalar tek adamın isteği doğrultusunda, salt çoğunluk karaları ile değil tek adam talimatlar ile yapılır oldu.
Almanya’da Referandum İle Başbakanlığın Kaldırılması
Başbakanlığın cumhurbaşkanlığı ile birleştirilerek, başbakanlığın ortadan kaldırılması hakkında yapılacak Referandumda, yoğun bir propaganda yapan Hitlerin Nazi partisi, referandum oylamasında oldukça anti demokratik eylemlerde kullanıldı. STK’ları, kulüpleri Nazi askerleri eşliğinde oy kullanma merkezlerine götürmek ve açık oy vermeye zorlamak da vardı. Bazı yerlerde oy verme kabinleri kaldırılarak bazı yerlerde de kabinler olsa da, kişiler oylarını gizli, istenmeyen oy vermesin diye, oy verilen kabinlerin üzerine, “Buraya giren vatan hainidir.” yazan afişler bulunuyordu.
Referandum seçiminde "evet" ve "hayır" işareti, evet daha büyük daire hayır çok küçük daire
Bunda amaçla, Alman halkının açık oy vermesine zorlamaktı. Dahi hatta, buna ek olarak, birçok oy pusulaları üzerinde “evet” damgaları vurulmuş haldeydi. Hatta geçersiz oy pusulaları sıklıkla çıkmasını da “evet” oyları olarak sayıldı. Birçok “hayır” oyu referandum sorusunun lehine kaydedilmiştir. Referandum sonucunda %88 evet oyu çıkmış ve Hitler “Führer” olarak istediği, Almanya’da mutlak tek adam olmayı iyice sağlama almış oldu.
Almanya’da cumhurbaşkanlık sistemi ile başbakanlık birleştirilmesi ile ülkenin tek adam eline geçmesiyle artık önü alınmaz dünyaya tehdit olan; dünyanın gördüğü en kanlı savaşlardan 2. Dünya Savaşı başlatan “tek kişi” olur.
Binlerce insan, kurulan toplama kamplarına milyonlarca Yahudi toplanılarak soykırıma uğratıldı. Siyahiler; çingeneler, zihinsel engelliler, fiziksel arazlar katledildi.
Bir
taraftan, Nazi doktorları bu insanlar üzerinde korkunç deneyler yaptılar.
Ayrıca savaş tutsaklarına işkenceler yaptılar, kimyasal silahlar kullandılar ve
birçok savaş suçları işlediler.
Hitler’in başlattığı dünya savaşında 7 milyondan fazla Alman vatandaşı yaşamını yitirdi. Savaş sonucu olarak Almanya toprak bütünlüğünü kaybetti ve ülke “Doğu Almaya, Batı Almanya olarak ikiye bölündü. Batı Almanya Amerika, İngiltere ve Fransa’nın kontrolüne geçti. Doğu Almanya ise Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) kontrolünde kaldı. Almanya, Fransa, Birleşik Krallık ve Rusya’ya savaş tazminatı ödedi. Alman yaşam standardı 1932’deki ekonomik günlerine döndü.
Alman toplumu, Nazi dönemindeki işlenen insanlar suçları nedeniyle uluslararası alanda ve sosyo-kültürel temsillerde soy kırımın ve savaş suçlarının lekesini hâlâ taşımaya devam ediyor.
Savaşta hayatta kalan Alman halkı büyük açlık ve sefalet yaşadı. Savaş sonrası ABD ve Birleşik Krallık entelektüel savaş tazminatı olarak Almanya’daki tüm patentleri, Almanya’nın tüm teknolojik. Bilimsel bilgi ve birikimini topladı. Bu patent ve bilgi birikiminin değeri günümüz parasıyla 123 milyar dolara tekabül ediyor.
Çok Parti Sisteminden Yetkinin Tek Adam ve Tek Partinin eline Geçişi
Artık
Almanya’da bütün yetkileri eline geçiren Hitler, bütün yetkilerini kullanarak, “tek
adam” olur; çok partili sistemden tek partili sisteme geçişi kolaylaştırır.
1933’de ise çıkarttığı yasalarla “Nazi partisi” dışında bütün partileri ülkede yasadışı
ilan etti. Bütün bu gücü, halka hitabet yeteneği ve oldukça etkili biçimde
kullanarak Alman halkını yanına çekmeyi başardı ve kendi Nazi partisinde
birleştirdi…
Recep Erdoğan benzer bir hitabet yeteneği ile Türk halkını uzun süredir yanında, partisinde tutmayı başardı.
Hitler’in en etkili propagandası, “Ein Volk, Ein Reich, Ein Fuhrer.” yani ‘Tek halk, Tek İmparatorluk ve Tek Lider” sloganı ile Nazi hareketi, Alman toplumunda çok önemli izler bırakıyordu.
Nerdeyse tamamen benzer propaganda ile Recep Erdoğan, “Tek devlet”, “Tek Millet”, “Tek Bayrak”, “Tek Ülke” demiyor muydu?
Ayrıca Hitlerin propaganda söylemleri ve taktikleri, pankartlar, posterler, parti yayın ve söylemleri, radyolardan nerdeyse kendi lehine yayın yapan %95 televizyonlardan her gün birkaç kez canlı yayın yayında diline gelen ne varsa muhalefete kusan Recep Erdoğan. Meydanlardaki mitinglerde sürekli aynı sloganları tekrar ederek Nazi partisinin (NSDAP) söylemlerini aratmayacak biçimde dillendirmektedir.
Alman Nazi partisinin propaganda bakanı Goebbels gazeteler, dergiler, kitaplar, mitingler; sanat, müzik, film ve radyonun kontrolünü eline alıp Nazi karşıtı bütün görüşleri sansürleyip yasakladı; kimse muhalif ses çıkaramaz duruma getirilmişti. Türkiye’de AKP ile benzer durumu yaşamaktayız. Gazeteciler, siyaset insanları, siyaset yorumcuları Recep Erdoğan’ı eleştirmeleri bile suçlanarak tutuklanıyorlar.
Bize Hiç Yabancı Gelmeyen Hitlerin Yaptıkları…
Cumhurbaşkanlığı yarışında rakibi olan Alman Cumhurbaşkanı Hindenburg’un
yetkilerine pek dokunulmamıştı. Zaten pek bir yetki de elinde kalmamıştı. Onun
yetkilerini sürekli çiğnemekteydi. Bundan dolayı hiçbiri mahkeme yargılayacak
gücü kalmamıştır, her konuda tek kara verici kendisiydi. Yani her yetki
Hitler’in tekelinde; tek adam olduğu açık biçimde zaten hissediliyordu. Ancak 2
Ağustos 1934’te Alman cumhurbaşkanı Hindenburg’un ölmesi üzerine, Hitler
harekete geçerek, ilk iş olarak Formalite bir referandum ile Cumhurbaşkanlığı
ile Başkanlığı birleştirerek 1934’te tek adam olmakta önündeki bir engel daha
kalkmıştı…
Sonuç, Hitler, Bütün Yetkileri Tekelinde Toplamayı Başarır
Hitler
oldukça kısa olan yasa tasarısı ile oldukça güçlü yetkiler elde etmeyi başardı.
Salt tasarıda bulunan 5 madde ile meclisin geri kalanını tamamen
etkisizleştirdi ve bütün gücü kendi üstünde toplayarak anayasaya aykırı yasalar
çıkarma yetkisini tekeline geçirdi.
1. Madde şöyleydi: “Hükümet, Anayasa’da belirtilen kanun çıkartma sürecinden ayrı olarak da kanun çıkartabilir.”,
2. Madde: “Hükümetin çıkarttığı kanunlar, meclis kurumlarını etkilemediği sürece anayasadan sapabilir; devlet başkanının yetkileri bundan etkilenmez.”;
3. Madde ise: “Devletin yabancı milletlerle yapacağı anlaşmalar ve bu anlaşmaların gerektireceği kanunlar için meclis onayı gerekmez. Hükümet bu anlaşmalar için gerekli gördüğü kanunları çıkartır. Bu maddeler hükümetin meclise danışmadan, kanun çıkartmasına, bütçe onaylamasına ve uluslararası anlaşmalar yapmalarına olanak sağlar” diyordu.
Tekrar okuyun, birde Türkiye’de, “tek adam” cumhurbaşkanlığı sitemi dedikleri ile bağlar oluşturun hele; bir değişiklik görmediğinizi anlayacaksınız!
Hitler artık tekeline bütün yetkileri tamamen yetkileri alır ve yasama ve yürütme meclisten Hitler’e geçer. Hatta daha önce cumhurbaşkanlığı yarışında yenik düştüğü Cumhurbaşkanı Hindenburg’u da etkisiz duruma getirilir, bir etki olmaz artık.
Şimdi bu durun Recep Erdoğan’ın “Tek Adam”, “Şahsım” düşüncesiyle, meclisi tamamen etkisizleştiren Hitler düşüncesi ile örtüşmüyor mu?
Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı Sistemi Buradan mı Etkilendi Acaba?
Benzerlikler: Hitler elinde İncil sallıyor, Recep Erdoğan ise elinde Kur'an gösteriyor
Tek
Adam olmak için Hitler; Cumhurbaşkanı Hindenburg’un ölümünden sadece 7 gün
sonra referanduma götürdü ülkeyi. Referandum ile Cumhurbaşkanlığını Başbakanlık
ile birleştirilmesi amaçlanıyordu. Bize hiçte yabancı olmayan; başbakanlığın
cumhurbaşkanlığı ile birleştirilerek başbakanlığı ortadan kaldırılması gibi…
Referandumda Alman halkına şu soru soruldu: “Cumhurbaşkanlığı makamı, Başbakanlık makamı ile birleştirilmiştir. Cumhurbaşkanı’nın tüm yetkileri ile Başbakanlığın yetkileri Führer ve Şansölye Adolf Hitler’de toplanmıştır. Vekilini kendisi atayacaktır. Alman erkeği ve Alman kadını, bu yasa ile öngörülen bu düzenlemeyi onaylıyor mu?” deniyordu…
Yaralandığım kaynak: Medya Faresi, Türkiye'nin Özgün Sesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder