19 Ekim 2024 Cumartesi
FİLİSTİNLİLERİN APIŞARAZI ZEVKİNE SATILAN TÜRK KIZLARI
FİLİSTİNLİLERE SATILAN KIBRISLI TÜRK KIZLARININ ACIKLI ÖYKÜSÜ
Cümbezin Kızı: Filistinli bir karpuzcuya satılan Kıbrıslı Türk kadının dramı…
Ülkü Demiray’ın ‘2023 Emine Işınsu Roman Ödülü’nü kazanan romanı “Cümbezin Kızı” Adlı kitapta, kızını Filistinli bir karpuzcuya sattığı Kıbrıslı bir kadının çektiği acılarını ele alarak anlatıyor.
İngiliz sömürgesi altında siyasi dengeler ve Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türklerin yaşadığı toplumsal cinsiyet dengesizliklerin, eğitimde, ekonomide ayrımcılığın yaşandığı yokluk dönemleri üzerine yazılmış “Cümbezin Kızı” kitabı kadının “bir çeşit ticari ürün” Filistinlilere sarılması ve oralarda kaybolup gitmelerini konu almış bir yapıttır.
2017 belgeselinden bir kare; Kıbrıslı yönetmen Yeliz Şükrü’nün Kıbrıslı kızların gelin olarak satılma hikâyesinin izini süren ‘Fetine’yi Ararken.
Kıbrıs’ın pek bilinmeyen yaraları Filistin’e satılan Türk kızları ele alınmış…
Kaynaklara göre, Kıbrıs’tan 1920-1950 yılları arasında yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle Filistinli Araplara Kıbrıslı Türk kızları, yaşları 11-12 yaşlarında gelin olarak anne-babaları tarafından satılmış sayıları 3-4 bin dolaylarında olduğu kaynaklarda yazılan kız çocukları olduğu söylenmektedir.
Kıbrıslı Türk Kızların Ticari Olarak satılmaları…
Yoksulluk ve yoksulluğu fırsat bilen Filistinliler Kıbrıslı kimi köylüler çocuklarının para karşılığı satarak ellerinden alınarak Filistin’e götürülmesine izin verirler. Kıbrıs’ın Baf, Limasol, Larnaka gibi kıyı bölgelerinden, 10-15 yaşındaki Kıbrıslı Türk kız çocukları vapurlarla bir bilinmeze doğru yola çıkar...
Kıbrıslı kızların Filistinlilere sarılması olayını ilk kez Neriman Cahit; “Araplara Satılan Kızlarımız” adlı kitapta, bu öykülerle ayrımcılığın, yoksulluğun ve acımasızlığın; nice Kıbrıslı Türk çocuklarının, dilini ilmediği, kültürüne yabancı gelin edilmiş kızların acıklı öyküsünü ele almış.
Kıbrıslı Türk kızlarının satılışını ticarete çevirenler olur…
Kıbrıslı köylü kızların satılması ve işin içine iyi kazanç olduğunu sezenler bir süre sonra Filistinli Araplara kız bulmak için acente gibi çalışan kadın simsarların ortaya çıkmasına da yol açmış. Bu kişiler ev ev dolaşarak çoğunlukla sarışın, renkli gözlü kızları bulmaya çalışırlar; satılan kızlar için hem anne babalardan hem de kızları satın alanlardan komisyon alırlarmış.
Simsarların başı, gündüzleri kadınlara geceleri de erkeklere hizmet veren Tantin Hamamı’nı işleten Pembe ve kızı Fatma kadın simsarlık yaparlar. Bunlar damak adaylarını doktor, mühendis olarak tanıtırlar ancak bu sözler pek doğru çıkmaz ancak satılan kızların çoğu gittikleri yerde büyük bir sefaletle karşılaşırlar. 2.veya 3. eş olarak kuma olduklarını anlarlar…
Filistinlilere satılmış olan bu Türk kızlarının çok az sayıda olanı özlemlerini yenemeyip geri yurtlarına dönebilmiş. Pek çoğu da özlemlerini içlerine gömüp, dünyalarına küsmüş, kaderlerine boyun eğerek oralarda kalmışlar.
Öğretmen Yazar Neriman Cahit kitaba yazmasına varan süreci şöyle anlatıyor: “Ben yıllardır bu kızları merak ediyordum. Öğretmenlik yaptığım köylerde, çalıştığım kadın örgütlerinde hep izlerini sürmeye çalıştım. Fakat müthiş bir suskunluk vardı. Bu kızlar, 11-12 yaşında henüz sek sek oynarken aileleri tarafından para karşılığı taliplileri hiç araştırılmadan, neyin nesi oldukları bilinmeden Araplarla evlendiriliyordu. Dr. Haşmet Gürkan’ın araştırmacı yönü çok güçlüdür. Bir yazısında bu kızlardan bahsediyordu. Hep ona sorular sorardım. Bir gün bana: Sen bu işin peşini bırakmayacaksın. Ama lütfen meselenin adını doğru koy; ‘Biz bu kızları sattık’ dedi.”
Neriman Cahittarihle yüzleşmek gerektiğine inanıyordu: “Ben bir ilkokul öğretmeniyim. Bu kızları yazmak benim topluma olan borcumdu. Bu konuyu konuşmalıydık. Bu kızlar çok büyük acılar çekmişler ve hâlâ çekiyorlar. Ve Kıbrıslılar onları unutmayı tercih etmiş. Haklarını korumamış. Mesela onların da miras hakkı var. Ama bunu kimse gözetmemiş. O dönemde Kıbrıs İngiliz sömürgesiydi. Köylü çok fakirdi, kuraklık vardı. Ve tefeciler köylünün kanını emiyordu. Kadınlar için bir eğitim söz konusu değildi. Şehirli üst tabakadan ailelerin kızları Kur’an bilirdi. O kadar.” Selman Zebil Ekim 2024
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
TURANCI-TÜRKÇÜ-SOSYALİST ETHEM NEJAT (1881-1921)
ETHEM NEJAT (1887-1921) Annesinin adı Cavide, babasının adı Hasan'dır. Anne tarafından dedesi Ahmet Cavit Paşa, Çerkes İttihat ve Teavün...
-
YE-CÜC-ME-CÜC, GOG-MAGOG Hunlar M.S 359- 373’yılarında Asya'dan eski adı “Edessa” olan Urfa’ya kadar gelirler. Urfalı piskopos Efr...
-
İskandinav Kültüründe Troller Troll Edda masallarında 11. yüzyıldan beri dev büyücü cadı canavarların adları troll olarak geçer. Genelli...
-
Tarihi "Evlad-ı Harre" Ne Demek? Medine-i Münevvere Halife Yezit’in ordusu Medine’ye girerek binlerce Müslüman’ı kılıçtan ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder