ABD eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice: “Türkiye dahil Ortadoğu’da ve Asya’da 22 ülkenin haritaları değişecek” demişti. BOP denen şey için şöyle diyordu Rice 2003’te: “Fas’tan Basra Körfezine kadar, Türkiye’de dahil Ortadoğu’da 22 ülkenin sınır ve haritaları değişecek” demişti. 1981 Ocak ayında, CIA’ya (ABD Merkezi İstihbarat Örgütü) Libya lideri Kaddafi hakkında bir şeyler yapması söylendi.
CIA, Libya’da Kaddafi’yi devirmek için Kaddafi’ye yapılacak operasyonlar hazırlar.Bu işi Libya’ya komşu Çad üzerinden yürütmeye planları kurar. Afrika’nın en yoksul ülkesi Çad’ın yönetimini bu amaçla kontrol altına alma planları yapar. Böylece Çad’ın içinden, Kaddafi’ye düşman biri arma öncelik olur. Çad’ın Savunma Bakanı iken yönetimle işleri ters düşen bu kişi iki bin savaşçısıyla Batı Sudan’a geçen Habre bulunur. ABD, salt Kaddafi’ye karşı düşmanı olduğu için Habre’yi destekledi. Habre, ABD’nin desteğiyle 1982’de Çad iktidarını ele geçirir. ABD halkı ise Çad adında bir ülkenin varlığından bile habersizdi.
CIA, Libya’da Kaddafi’yi devirmek için Kaddafi’ye yapılacak operasyonlar hazırlar.
Bu konuya açıklık getiren ABD’li Düşünür Noam Chomsky bir ülke için: “Halkın geneli, neler olup bittiğini bilmez. Hatta neyi bilmediğini de bilmez!” Der.
CIA, 1982’de Libya lideri Kaddafi’yi devirmeyi denedi ve başaramadı. O dönemde Libya’da gelişen olaylar ABD’nin istediği gibi gitmemişti.
Emperyalist güçler, yüz yıl bile geçse başlattığı palanın sonuna kadar sürdürücüsü olur. Bekledi ABD, 1982’den 2011’e gelindi. 29 yıl geçmesine rağmen plan sürüyordu.
ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi” işletiliyor, “Arap Baharı” adı altında “Kanlı Bahar” bölgeyi bir fırtına gibi kasıp kavurarak kan gölüne çeviriyordu. 2011’e gelindiğinde Kaddafi devirdi, ölüsünü sokaklarda sürüklediler ve ülkesi parçalandı. Sonuç belli, petrolü, Batılı emperyalistler tarafından ele geçirildi, aşiret kavgaları ile parçalanmış, iç çekişmelerin sürdüğü, geride kalan halkının yoksullaştığı, göçün arttan, bir Libya kaldı geride.
İşte bu “Büyük Ortadoğu Projesi” içinde Türkiye’den Erdoğan Eşbaşkan olarak yerini almıştı. ABD’li Düşünür Noam Chomsky’nin: “Halkın geneli, neler olup bittiğini bilmez. Hatta neyi bilmediğini de bilmez.” Demişti ya, gerçekten de Erdoğan’ın 22 kez kendini “Büyük Ortadoğu Projesinin Eşbaşkanıyım sözlerine başta yandaş Türk medyası bile manşetlerden Ortadoğu’da ki gelişmelerin kötü niyetini anlamadan “Arap Baharı, Halk Hareketi” diye yansıtıyordu.
O dönemlerin baş mimarlarından ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’dı, 2019’da yani Kaddafi’nin devrilip öldürülmesinden 8 yıl sonra o günleri şöyle anlatıyordu Clinton: “Geldik, gördük, öldü...” Diyordu
Bu sözcükler, tarihin sayfalarında Julius Sezar, Zela Savaşı (Tokat’ın Zile ilçesi) zaferini anlatan mektubuyla Roma Senatosu’na yazdığı “Veni, vidi, vici” (Geldim, gördüm, yendim) demesinin versiyonuydu...
İşte bunlar yüzyıllar bile geçse unutmazlar. Clinton’da Kaddafi’ye yapılan “zaferini” Roma imparatoru Sezar’dan esinlendiği kanıtıdır.
Ancak bunlara yani ABD, NATO’yu ve Türkiye dahil bazı ülkeleri de arkasına alarak, Kaddafi’yi devirip öldürülmesinde, önce “NATO’nun ne işi var Libya’da” diyen sonra da Libya’ya NATO güdümünde asker gönderen Erdoğan Türkiye’sinin payı büyüktür.
BOP işliyor, Libya’nın Kaddafi’si, Irak’ın Saddam’ı, Mısır derken, Suriye’de dağıldı, parçalandı. Sıra Filistinlilerin topraklarından dünyanın diğer ülkelerine dağıtılması planları bitmiş değil, sırada İran, ardında Türkiye vardır. ABD, Ortadoğu’nun parçalanması konusunda stratejisini gizleme gereksinimi bile duymadan işlerini planlı bir biçimde hedefine ulaşmak için uygulamaktadır.
1980’lerde, ABD Sovyetlere karşı Afganistan’da ne yaptı, Sovyetlerin Afganistan’dan çekilmesi için? Suudi Arabistan kökenli varlıklı bir aileden olan Usame Bin Ladin adlı İslamcı kişiyi besleyerek “El Kaide” adında bir örgüt kurdurarak büyüttü, bu adı geçen örgütü ve liderini Afganistan’da Sovyetlere karşı kullandı ve bunda başarılı da oldu. Sovyetlerin 1989’da Afganistan’dan çekildi ve iki yıl sonra Sovyetler çöktü gitti.
Usame Bin Ladin’i yetiştiren ve işi bitince de öldürüp denizde boğan ABD, 40 yıl sonra bölgede bitmeyen planlarını uygulamaya başladı. Her zaman yaptığı işlerinde hain-maşa kullanma becerisi vardır. El Kaide kalıntısı “Heyet Tahrir el Şam” (HTŞ) terör örgütü liderini Tarık El Şara’nın (Koloni) yakalanması için 10 milyon dolar ödül koyuyor bir yandan da onun Esat rejiminin yıkılması için gizliden gizliye kullanıyor. Yani. Yetiştirdi, donattı, sonunda Esad’ı devirmeyi başardı ancak Kaddafi ve Saddam gibi öldürülmeden ülkesinden kaçarak Rusya’ya sığındı. Ama Suriye İsrail ve ABD güdümünde karma karışık bir ülke oldu…
Yine burada da Libya’da olduğu gibi, Türkiye yine İsrail’in çıkarlarını savunan ABD’nin yanında yer aldı. Bugün Suriye’de ABD ve İsrail kuklası olan HTŞ lideri El Şara’ya en çok ilgi duyan, ona yakınlık gösteren ülke Erdoğan Türkiye’si oldu. Oysa bilinmeyen, bilmek istemedikleri veya ABD ve İsrail ulusal çıkarlarına hizmet etmek isteyen bir zihniyet mi taşıdıkları!
Şu günlerde Suriye, şimdi İsrail’e devredilmiş durumda, kendine tehlike gördüğü Suriye içinde istediği zaman, istediği yerde bombalar yağdırıyor, Erdoğan Esat rejimine bağırıp, çağırdığı, hakaretler yağdırdığı gibi değil, İsrail’in Suriye topraklarını işgal etmekte ve kendine tehlike gördüğü her hareket noktalarını bombalamalarına sesi soluğu çıkmıyor. Çünkü Türkiye’nin komşusu Suriye değil de İsrail mi yoksa?
Ortadoğu’da öyle ani değişimler oluyor ki, 2011’de Suriye’de ayaklanmalar başladığında ABD Suriye’de yoktu, şimdi var, neden? 2011’de, Suriye’de El-Kaide türevi insan yakan, kelle kopartan radikal çeşitli ülkelerden toplama İslamcı IŞİT gibi bir örgüt yoktu ama şimdi var.
Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e füze saldırıları…
Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) işliyor, ABD Emperyalizmce işletiliyor. Hamas Denen İslamcı terör örgütü 7 Ekim 2023’te İsrail’e füze saldırıları ile neyi amaçlamıştı, kimler adın hizmet etmişti bilen var mı? Türkiye dahil Orta Doğu haritasının değiştirilmesi için birilerinin oyunu olmasın! Ortadoğu’da devletlerin devletçiklere dönüştürülmesi Ortadoğu’da güdümlü Suriye yeni bir devletçiğin doğuşu değil midir?..
60 binin üzerinde Filistinli öldürüldü, evleri bombalandı, varan edildi…
Devlet adamlığından öte, daha çok emlakçı-tüccar Ronald Trump’ın istediği çizgi her geçen gün aydınlığa çıkıyor. Ona göre bazı Müslüman ülkeler Gazze’deki Filistinlileri başka ülkelere dağıtılacaklar. Trump’ın istediği, Gazze eğlence ve turizm merkezi olsun, ancak anayurtları olan 2,5 milyon Filistinliler, içinde Türkiye’de dahil diğer ülkelere dağıtılsın istemiyor. Böylece Doğu Akdeniz’in zengin Doğal gaz ve planlanan eğlence merkezlerinin rantı ABD’ye aksın istemiyor.
ABD Afganistan’ın içini karıştırdı, salt Pakistan’a 5 milyona yakın Afganlı sığınmacılar ile doldu, Pakistan’ın demografi yapısı dönüşü olmayacak bir biçimde değişti.
Bir dönemin Paris’i sayılan Lübnan’ın Beyrut Filistinli sığınmacıları ile daha sonra Suriyeli sığınmacılar ile çekilmez duruma geldi. Ekonomik sorunlar ile baş başa kaldı.
Kimse sanmasın ki Türkiye’de durum iyi! Şu anda Türkiye’de 10 milyona yakın sığınmacı var, ülkenin geleceğini tehdit eden. Ancak, farkında olmayan tek ülke ve vurdum duymaz tek ülke insanları, uyandıklarında ise iş işten çoktan geçmiş olduğunu, yapacak bir şeyleri kalmadığını anlatacaklar… S. Zebil 2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder