11 Kasım 2014 Salı

OSMANLI PAŞASI POLONYALI KONSTANTY BORZECKİ (Mustafa Celalettin Paşa)

MUSTAFA CELALETTİN PAŞA (Konstanty Borzecki 1826-1876)

Konstanty Borzencki,
Mustafa Celalettin adını alır
Nazım Hikmetin büyük dedesi olan Mustafa Celalettin Paşa 1826 yılında varlıklı ve köklü bir aile çocuğu olarak, Polonya-Kleszow’da Konstanty Bozcki doğdu. Annesi ve subay abası çocuklarının iyi bir eğitim alması için çaba harcar.

Konstanty, 1844 yılında Piotrkow’da liseyi bitirdi. Resim kabiliyeti nedeniyle Varşova’da Güzel Sanatla akademisine başlasa da iki yıl sonra okulu terk etti. Ani ve sürpriz bir karala Wloclawik’teki Katolik Papaz okuluna kaydolur. Bir yıl sonra orayı da terk eder. Anadili Lahça’den sonra Fransızca ve Rusça dillerini çok iyi konuşur olur. Ayrıca Latince ve Almancasını da iyi biliyordu. 

1848 yılında Avrupa’da gelişen halklar içinde bağımsızlık ve özgürlükçü devrim hareketleri Konstanty’yi de etkiledi. Avrupa halkları arasında özgürlüklerine düşkün Polonyalılar da vardı. Aslında Polonyalılar Avrupa’da 200 yıla yakın zamandır Prusya’ya hatta daha çok ta Rusya’ya karşı sürekli ayaklanmalar yapan bir milletti. 1830 devrimi Avrupa etkili olur ve Polonya bu devrimin işaret fişeğini ateşleyen olur. Dur durak bilmeyen isyanlar kasar kavurur her daim kan ve gözyaşı içinde kalır.

Polonyaca bu açıklamayı üzerini tıklayarak büyütebilirsiniz...
1948 yılına gelindiğinde her tarafta devrimci heyecan, Avrupa’da halklar açısından tarihsel bir dönüm noktası oluşturdu. Tam bu dönemde ayrıca buluşlar, keşifler, icatlar gelişerek sanayi hızla gelişmeye başlar. Aynı anda toplumsal sorunlar, siyasetin ve felsefenin dahi halkların örgüt modelleri yenilmesine neden olur. Zenginlik bir tarafta almış başını giderken, şehirlerin varoşlarında alabildiğine yoksulluk, sefillik, güvensizlik kol gezer oldu.

Bunlar Paris’te başlayan devrimin sonuçlarıydı. Zaman içinde hızlıca Avrupa’ya yayıldı ve Polonya’yı etkiledi. Büyün coşkuyla başlayan ayaklanmalar, Avrupalı zalim zorba iktidarların şiddetiyle bastırılmaya çalışıldı ve Avrupa’dan en kapsamlı aydın, emekçi, zanaatkâr, yaratıcı bilim adamlarının, yurtseverin başka yeni kıtalara yığınla göçlerin başlamasına neden oldu. Amerika’nın zenginleşmesine, ileri teknolojide gelişmesine derin katkılar sağladılar.

Bu göçlerden az da olsa Osmanlı topraklarına sığınan Avrupalılar da olmuştu. Bazıları zamanla tekrar Avrupa’ya, ülkelerine dönerler, bazıları ise Müslüman olurlar yüksek mevkilere kadar ulaşırlar ve Osmanlı ülkesinde pek çok yararlı hizmetlerde bulunurlar. İşte bunlardan biride Polonyalı Konstanty Borzecki (Mustafa Celalettin Paşa) olur. 

Konstanty Borzeçki, 1848 yılında ayaklanmaya katılır. Ayaklanma istenilen sonuç vermez. Konstanty yakalanır; Prusya’da Magdebur hapishanesine atılır. Oradan salıverilince doğru Fransa’ya kaçar. Orada güvende değildir, Rusya’ya iade korkusu vardır. 1849 yılında Polanyalı ve Macaristanlı eylemcileri Rusya’ya iade etmeyen Osmanlı’ya sığınır.

O dönemde savaş alanlarında yeni kullanılmaya başlanan harita çizimlerinde üstün yeteneği olan Konstanty Osmanlı ordusuna alınır, harita şubesine atanır ve yüzbaşı rütbesi verilir. Aradan iki yıl geçince İslamiyet’i kabul eden Konstanty, Mustafa Celalettin adını alarak Bektaşi olur.

Konstanty, Müslüman olduktan sonra yanında çalıştığı “Er-Kan-ı Harp”dairesi kumandanlarından Mirliva Ömer Paşa’nın takdirini ve sevgisini kazanır ve Ömer Paşa’nın kızı Saffet Hanım ile evlenir. Bu evlilikle Osmanlı ordusunda çok iyi yerlere gelmesine etkili oldur ve şöhreti arttı. Tabi ki buna yetenekleri, sadakati, fedakârlığı ve cesaretinin de katkıları vardı elbette.

Böyle bir eylemci kişi, ülkesi Polonya’nın kurtuluşu için çarpışırken, gelip sığındığı Osmanlı için aynı fedakârlığı cesaretle yaptı. Dahi, askerlik bilimi ve tarih, Mustafa Celalettin Paşa’nın en büyük tutkusuydu; cephede savaşmaktan korkusu yoktu. Bu uğurda ölümü kucakladı. Pek çok bölgede, Karabağ, Kırım, Bağdat, Girit gibi yerlerde savaştı. 28 yıllık askerlik yaşamında çok kez yaralandı ama son ölümcül yarayı 50 yaşındayken, 10 Ekim 1876 yılında şehit düştü. Cenazesi Karadağ-Spoz kasabasında bulunan camii avlusunda defnedildi.

Avrupa da doğdu Mustafa Celalettin, Avrupa kıtasında öldü lakin 28 yıllık askerlik yaşamı boyunca Asya’da doğmuş Türklerin tarihi sayfalarına adını yazdırmış oldu.

Avusturya, Macaristan ve Polonyalı mülteciler Osmanlı düşünce yaşamına kalıcı etkileri olmuştur. Osmanlının çağdaşlaşmasında en kapsamlı katkıları olmuştur. Çünkü bu mülteciler kendi ülkelerinde en iyi eğitim görmüş aydın kişilerden oluşuyordu.  

Bunlardan biri olan Mustafa Celalettin Paşa, gerçek manada etkisi Türk tarihi, Türkçülük, Türk dili ve kimliği üzerine oldu. “Eski ve Modern Türkler” adlı yazdığı kitap 1969 yılında İstanbul’da Fransızca olarak basıldı. Ve bu kitabını Sultan Abdülaziz’e bizzat kendi giderek elden sundu. Bu kitap 2. Baskı olarak ikinci yıl Fransa-Paris’te yapıldı ve Avrupa’da oldukça etkili oldu.

Kitap genellikle Osmanlı Devletinin bekasını anlatıyordu. Dahi, Osmanlı içinde yaşayan değişik unsurların yan yana yaşamlarını ve bu unsurların refahını sağlamak için devletçe, milletçe neler yapılması gerektiği hakkında iyi bir anlatım ele alınmıştı. Ayrıca kitapta geçen konular, hem de Avrupalıların Türkleri daha iyi anlatmaya, Avrupalılarda var olan Türkler hakkındaki ön yargıları kırmaya yarıyordu.

Dahi, Celalettin Paşa, Türklerin modern olmaları gerektiğini destansı şiirsel bir dille ele alıyor, aydınlanmasına yardım ediyordu. Bu kitabını yazarken, ta eski Türklerden Osmanlı Devletinin kuruluşuna kadar gelişmeleri içeren destanımsı bir dille bilgiler veriyordu. Orada, Türklerin dünya tarihi içinde oynadıkları rolleri, Türklerin ilk çağ kavimlerinden olduklarını, Osmanlıların bu kavmin bir parçası olduğunu anlatıyor.

Celalettin Mustafa Paşa, Türklerin çok eski, dünya tarihinde büyük yerinin olduğunu, bilime, sanata önem verdiklerini yazıyordu. Lakin bir de madalyonun öbür yüzünü de ortaya döküyordu. Tanzimat sonuçları itibarıyla, Türkiye’nin Avrupa medeniyet yoluna girmekle iyi bir iş yaptığını överken, Avrupalılara verilen imtiyazlara ve sanayinin sekteye uğratılmasına, ithalat-ihracat gibi konularda gümrük vergileriyle ilgili hataların yapılmasına da yer veriyordu.

Türk halkının ruh yapısını, yasa ve ilkelerini, toplumsal yapısını, toprak zenginliğini
Analiz ediyordu. Türk aile yapısı, aile ocağı, askerlik ocağı, askere alınma gibi toplumu ilgilendiren konuları şiirimsi bir dille anlatmış kitabında. Askere alınan Türklerin uzun askerlik sürelerinden dolayı işlenecek, ekilip biçilecek toprakların bakir kalmalarına, Askerlik yapmayan Hıristiyanlara nazaran eşitliksizlik yaratıldığına dair dikkat çekmiştir. Dahi, Türklerin işletip ekip biçtiği topraklar zamanla Hıristiyanların elinde toplandığını açık bir dille anlatmıştır. Celalettin Mustafa Paşa bu durumun adil olması için, Hıristiyanlarında askere alınmasını istiyor ama Hıristiyanlardan oluşan askerlerin bir arada tutulmamak kaydıyla.

Ve dahi; Celalettin Mustafa Paşa’ya göre Türkler, kendi ülkelerinde sanayi ve üretimden kopmuş, kendi ülkesinde salt hamal, çiftçi ve amele olarak kalmıştı. Meslek ve ticaret yabancıların elindedir. Daha açıkçası, Celalettin Mustafa Paşa’nın yazdığı kitaptan anlaşıldığı kadarıyla Batı emperyalizmin yabancıların tuzağına Osmanlının düştüğünü ilk gören kişi olmuştur. Ona göre Osmanlı tabasına bağlı azınlıkların ülkeye sağladığı yaralardan söz ederken, bu imtiyazlı azınlıkların ülkeye yabancılaşarak verdikleri Zaraları korkunç olduğunu anlatmıştır.

Ayrıca ülkedeki hukuk sisteminin ve idari sisteminin reformlara tabi tutulmasını ve aşırı idari merkeziyetçiliğin eleştirisini yapıyordu. Dahi, dilde yenileşme istiyor, Arapça, Farsça gibi dil yapısına uygun alfabelerin bizim dil yapısına uymadığını örnekler vererek söylüyordu.

Mustafa Kemal Atatürk ve kuşağı, Celalettin Mustafa Paşa’nın görüşlerini biliyorlardı. Hatta Mustafa Kemal’in kütüphanesinde, Celalettin Mustafa Paşa’nın yazdığı 150 yıl önce 1869 yılında yazdığı Paris baskılı “Eski ve Modern Türkler” (Turcs Anciens Moderns) adlı kitabının bir nüshası vardı. Bu kitabı Atatürk’ün okuduğu muhakkaktı. Bu kitabın bası yazılarının altına ve kıyılarına  “çok mühim, dikkat, abartma” gibi notlar düşmüştür.

Celalettin Mustafa Paşa’nın Türklere duyduğu ilgiyi 1869 yılında Fransızca yazdığı  “Eski ve Modern Türkler” kitabında anlatmıştı. Bu kitapta Türklerin ulusal bilincini uyandıran sözler vardı. Mustafa Kemal onun fikirlerini önemser. Celalettin Paşa için: “Bu Polonyalı gerçek altından anıta layıktır” dediği biliniyor.

Atatürk’ün “Eski ve Mordern Türkler” adlı kitabı, yakın arkadaşı, Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım’ın teyze oğlu Ali Fuat Cebesoy’dan edindiği sanılmaktadır.150 yıl önce Paris’te baskısı yapılan bu kitabın Türkiye’de 150 sonra baskısı “Kaynak Yayınları” tarafından basılmış ve dilimize Güven Berker tarafından çevrilmişti.

Celalettin Mustafa Paşa, Osmanlıya iltica ettiğinden kısa bir süre içinde mahiyetinde çalıştığı Ömer Lütfi Paşanın taktirini kazanır sonra Müslüman olur. Ömer Lütfi Paşa kızıyla evlendirir. Harp okulunda uzun bir süre harita hocalığı yapar. Daha sonra savaşlara katılır, katıldığı bütün savaşlarda üstün başarılar sağlar. Ayrıca, en kısa sürede, hayranlık kazandıran savaşlardaki cesaretinden dolayı genç yaşta paşalığa kadar yükselir. 

Polonya kökenli Osmanlı aydını Celalettin Mustafa Paşa, savaşçılığı yanında, yazdığı kitaplarla Türkleri milli duygularını uyandıracak fikirleri onun ölümünden sonra pek çok Osmanlı aydınına ışık tutmuştur. Namık Kemal, Süleyman Paşa gibileri yanında, Türkçülük akımının öncülerinden olan Kazan’lı Yusuf Akçura gibilerini derinden etkiler ve “Les Turcs Anciens et Modernes” Osmanlı Türkleri arasında, Türkçülük faaliyetlerinin ilk yapıtları arasında sayılır.        

Daha açık bir biçimde, Şair Nazım Hikmetin büyük dedesi Celalettin Mustafa Paşa Türk devriminin en önemli kişilerinden bir paçadır. Nazım Hikmet dedesi hakkında  “Lehistan Mektubu” adlı şiirinde şöyle der:
…..
Sevgilim
dedelerimizden biri 1840 Polonya muhaciri
Lehistan’dan gelmiş dedelerimizden biri
gözlerinde karanlığa yenilginin
saçları al kana boyalı
……
Sevgilim nerde,
ne zaman hürriyet dövüşmüş de ön safta Polonyalı bulunmamış?
Göğsümü kabartmıyor değil dedelerimden biri Lehli oluşu…

Kaynak Yayınlarından çıkma yapıttan: Soner Yalçın “Sözcü Gazetesi”
Htt://turktoresi.blogspot.com.tr/2010/06/Mustafa Celalettin pasa-contanty.html
http://www.arastiralim.net/ilk/2010/01/page/41



Hiç yorum yok:

TURANCI-TÜRKÇÜ-SOSYALİST ETHEM NEJAT (1881-1921)

ETHEM NEJAT (1887-1921) Annesinin adı Cavide, babasının adı Hasan'dır. Anne tarafından dedesi Ahmet Cavit Paşa, Çerkes İttihat ve Teavün...