BEYŞEHİR'DE EŞREFOĞULU SÜLEYMAN BEY ve EŞREFOĞLU CAMİİ TARİHİ
Selçuklu
Sultanı 3. Keyhüsrev’in annesi, Eşrefoğlu Süleyman Bey’i saltanat naibliği,
Karamanoğlu Güneri Bey’i ise beylerbeyi görevi ile Konya’ya çağırdı. İsmail
Hakkı Konyalı, “Akşehir Tarihi”(*) adlı yapıtı, Kendilerine bağlı Türkmenler
ile birlikte şehre gelen Süleyman ve Güneri Beyler, iki şehzadeyi 15 Mayıs
1285’te tarihi törenle Konya Selçuklu tahtına oturttu. Ancak, bir süre sonra
Vezir Sahip Ata Fahrettin Ali’ye mensup olan Has Balaban, ordusu ile Konya
üzerine yürüyünce Karamanoğlu Güneri Bey Karaman topraklarına dönerken,
Eşrefoğlu Süleyman Bey de önceki Beylik merkezi Gorgorum’a (Gökçimen köyü) çekildi.
1288’de Selçuklu-Moğol ortak ordusu Karaman’a karşı harekete geçtiler. Larende (Karaman) bölgesini tahrip etmeye başladı… Yine de her iki müttefik olan Süleyman Bey, Güneri beyler gelen tehlikeyi sezdiler, hemen Konya’ya haber göndererek Selçuklu Sultan 2. Mesut’tan özür dilemek istediklerini açık bir dille barış istediler. Bu istekleri yerine getirmeleri için Sultan 2. Mesut, tahtında Eşrefoğlu Süleyman’a ve Karamanoğlu Güneri Bey’e eli öptürüp itaatlerini aldıktan sonra yerlerine geriye dönmelerine izin verdi.
1288’de Selçuklu-Moğol ortak ordusu Karaman’a karşı harekete geçtiler. Larende (Karaman) bölgesini tahrip etmeye başladı… Yine de her iki müttefik olan Süleyman Bey, Güneri beyler gelen tehlikeyi sezdiler, hemen Konya’ya haber göndererek Selçuklu Sultan 2. Mesut’tan özür dilemek istediklerini açık bir dille barış istediler. Bu istekleri yerine getirmeleri için Sultan 2. Mesut, tahtında Eşrefoğlu Süleyman’a ve Karamanoğlu Güneri Bey’e eli öptürüp itaatlerini aldıktan sonra yerlerine geriye dönmelerine izin verdi.
Tatlıya
bağlanan barış görüşmelerinden sonra Eşrefoğlu Süleyman Bey, döndüğü ülkesi
Gorgorum’dan (Beyşehir yakınlarındaki Gökçimen) taşındığı, daha sonra Beyşehir’de,
İçerişehir adı verilen yerde imar işlerine başlar. Bu şehir çevresi surlarla
çevrili, kale kapısından kente giriliyordu. Hala ayakta olan sadece o kale
kapısı kitabesinde 1290 tarih ile dört satırlık bir yazı yer alıyor. Yazıda:
Buranın Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Bey tarafından inşa ettirildiği. Sultan 2.
Mesut’un adının da bulunduğu kitabenin ilk satırındaki söz, şehrin bu sıralarda
Süleyman Bey’in adına nispetle, “Süleymanşehir” diye anıldığını
göstermektedir. Süleyman Bey’in kitabede “Emirü’l-Kebirir’lmu’azzam” olarak anılması da dikkate değer.
Süleyman Bey, şehrin imarı ile meşguldü. Beyşehir-İçerişehir denilen yerde,
hala kalıntıları görkemli bir biçimde ayakta duran, camisi, kadınlar ve
erkeklere has şırıl şırıl suları akan hamamı, hanı, Eşrefoğlu Camisi karısında
bulunan otuz bir dükkânlı bulunan bir bedesteni bulunmaktadır.
Eşrefoğlu
Camii birinci kitabede Caminin yapılıma başlaması M.S.1297 yazken, büyük
kapıdan içeri girilen kemer üzerindeki ikinci kitabede ise caminin yapımının
bitimi ise M.S.1299’da tarihinde tamamlandığını yazmaktadır.
Eşrefoğlu
Süleyman Bey, M.S1299 veya M.S.1300’de Bağımsızlığını ilan etmiş Beyşehir’de Selçuklu
Sultanı Gıyasettin 2. Mesut adına Süleyman şehrinde gümüş dirhem sikkeler
kestirmişti. Daha önce de Sultan 3. Alaettin adına gümüş sikkeler kestirmişti. Ondan sonra Eşrefoğlu
Süleyman Bey, Ağustos M.S.1302’de ölmüştür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder