26 Ekim 2020 Pazartesi

BEYŞEHİR'İN 13. YY'DAN 20. YY BAŞLARINA KADARKİ NÜFUZ DEĞİŞKENLİKLERİ

 

Beyşehir’in 13. Yüzyıldan 20. Yüzyıl Başlarına Kadar                                   Demografik Yapısı

Beyşehir’in nüfusu hakkında ilk önemli tahminler, kentin Osmanlı hâkimiyetinde bulunduğu 16. yüzyıl ve sonraki dönemlere aittir. Osmanlı öncesi nüfus yapısı için düzenli bir kaynak bulunmamaktadır. Döneme ait az kaynaklardan ve ya bazı tahmin yürütülerek elde edilen bilgilerden yola çıkarak bazı ipuçları yakalanıyor. 

İbn Fazlullah, Katibiyyi Dımeşki diye şöhret bulmuş. Gerçek adı Kirmanlı Şihabüddin ibn Yahya ibn Muhammed’dir. 13. yüzyıl sonuna doğru yazdığı  “Mesalikü’l-Ebsar ve fi Memalikü’l-Emsar”  adlı yapıtında, Eşrefoğulları için şöyle bilgiler verir:  “Eşrefoğlu’nun memleketi ve mevkiine gelince; Rum ülkesinin kuzeyinde bulunan bu beyliğin, batısında Dündaroğullarının, güneyinde Karamanoğlu’nun, doğusunda ve kuzeyinde Cengiz Han hanedanının toprakları vardır. Beyliğin başşehri Beyşehri’dir. Askeri 70.000 atlıdır. Bu beylik sınırları içinde 65 şehir 155 köy vardır. Şimdiye kadar da müstakildi. Timurtaş bu ülkenin sahibini tuttu. Gözünü oymak ve kulağını kesmek gibi türlü işkence yaparak öldürdü”  (1)

Eşrefoğlu Beyliği’nin asker sayısının 70.000 olarak belirtilmesi hayli çarpıcıdır. Diğer taraftan Karamanoğulları dönemine büyük oranda ışık tutan Şikari’nin yapıtında ise İsmail Ağa’nın Beyşehir yöresinde hüküm sürdüğü 14. yüzyılda emrindeki 6000 Tatarla Karamanoğulları Beyliği’nin hizmetine girdiğini ifade edilmektedir.  (2)

Bu belgelere göre Eşrefoğlu zamanında Beyşehir’in nüfuzu oldukça kabarık olduğuna işarettir ama kesin olarak Beyşehir o dönemki halkının nüfuzu bilinmemektedir.  

Bazı araştırmacılar Ortaçağ şehirlerinin, ekonomik verileri, kapladığı coğrafi alan (3) ile cami ve mescitlerin ortalama mekânsal büyüklükleri (4) ve dönemin tarihi kayıtlarından hareketle bir takım nüfus tahminlerinde bulunmuşlardır. (5)  

Yalınız bir gerçek var ki, Eşrefoğlu Beyliği’nin sona ermesiyle birlikte Beyşehir ve çevresinde yaşanan hâkimiyet mücadeleleri sürecinde Beyşehir Kenti’nin önemli oranda nüfus kaybettiği bir gerçektir…

Kentin beylik merkezi olma özelliğini, Karamanoğlu-Osmanlı mücadelelerinin yaşandığı dönemde kentin nüfuz azalmasına oldukça etkili olmuştur. Kentin Osmanlı hâkimiyetine geçişi sürecinde, kentten göler ivme kazanmıştır. Osmanlı döneminin nüfus tahminlerinde esas alınan vergi kayıtları, Selçuklu ve Beylikler devirleriyle kıyaslanamayacak kadar sistematiktir… 

Osmanlı dönemi Beyşehir kent merkezi nüfusu ile ilgili tahminler yapılmıştır. Osmanlı dönemine ilişkin ilk nüfus tahminlerine göre, Beyşehir’in kent merkezi nüfusu, 1507 yılında 269 hane, yani yaklaşık 1.350 kişiden ibarettir. Şehir nüfusu, 1518-1524 yılları arasında 1.700’den 1.900’e yükselmiş, 1584’te 603 hane ile 3.000 nüfuzu aşmıştır. İş tersine kısa sürede dönmeye başlar. Osmanlı eline geçen kent, 16. yüzyıl başlarında artmaya başladığını görülse de 16. yüzyılın sonlarına doğru çeşitli nedenlerden dolayı kentin nüfusu önemli ölçüde düşüşe geçemeye başlar. 1641 yılında kentin düşen nüfuzundan dolayı 222 hane ve yaklaşık 1110 kişi kalmıştır. M. Akif Erdoğdu, “Beyşehir” 1992, TDVİA, VI, İstanbul, s. 84-85

1830-1831 yılında yapılan Osmanlı Devleti’nin ilk nüfus sayımına göre Beyşehir de 239 hane, 831 erkek nüfus bulunuyordu.

Erkek nüfus kadar kadın nüfusu olduğu düşünülerek yapılacak bir hesaplamada, 1831 yılında Beyşehir kent merkezi nüfusunun en azından 1.662 olduğu söylenebilir. 1840 yılı temettuat defterlerinde yer alan verilere göre şehrin nüfusu, 353 haneye, yani yaklaşık 1.765 kişiye ulaşmış olmalıdır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Kaynakları ML. VRD. TMT 9821:1256/1840

1844 tarihli nüfus defterindeki kayıtlara göre ise kent merkezinde 395 hanede 911 erkek yaşamaktadır. Bunların kadınları da hesaba katılırsa, 1.822 kişi ortaya çıkar. Bu tarihte kentin en kalabalık mahallesi İçerişehir’deki Cami mahallesidir. 167 hanenin bulunduğu mahallede 423 erkek nüfus bulunmaktadır. Onu 123 hane ve 265 erkek nüfus ile Hacı Armağan, 61 hane ve 135 erkek nüfus ile Orta (Evsat), 43 hane ve 88 erkek nüfus ile Dalyan Mahallesi takip etmektedir.  Başbakanlık Osmanlı Arşivi Kaynakları NFS. D 3315)

1565 yılında Karaman Vilayetinin büyük bir kısmında veba salgını görülmekteydi.

Bu durum bu tarihlere ait bir Mühimme defterinde  “Vilâyet-i Karaman’ın bir tarafın tâ’ûn tutup nice evler kapatıp sahipleri tâ’ûndan helâk olup”  biçiminde anlatılır. (6)

Konya Vilâyeti Salnamesi 1873:147, Beyşehir Kent nüfusu 1873 yılına gelindiğinde ise 403 haneye, yaklaşık 2.000 kişiye ulaşmıştır.

Şemseddin Sami, M.S.1888-1889 yılında yayımladığı ilk Türkçe Ansiklopedi olan “Kamusu’l Alam” adlı eserinin 2. Cildinde Beyşehir bahsinde “Cümlesi Müslim olmak üzere 2.000 kadar ahalisi vardır” demektedir. Şemseddin Sami 1306: 1334

Ali Cevad da, 1895-1896 yılında yayımladığı, “Memalik-i Osmaniye’nin Tarih ve Coğrafya Lügatı”  adlı yapıtında Beyşehir ve çevresi hakkında oldukça uzun bilgiler vermiş ve  “Derun-ı kasabada iki bin kadar nüfus vardır”  demiştir.

Konya Vilayeti Salnamesi; Şehir nüfusu, 1883 yılında 394 hane, 1899 yılında 409 hane. Konya Vilâyeti Sâlnâmesi 1906: 296, Kent merkezine yerleştirilen Çeçenlerin de sayıma dâhil edildiğini düşündüğümüz 1906 yılında ise 600 hane çıkar ve kabaca 3.000 kişiye ulaşır

1922 yılında yayımlanan Türkiye’nin Sıhhî ve İçtimaî Coğrafyası Konya Vilayeti isimli eserde Beyşehir merkezde yer alan mahallelerde hane sayısı, kadın ve erkek nüfusu ayrı ayrı verilmiştir. Buna göre İçerişehir Mahallesi’nde 180 hane, 357 kadın, 338 erkek bulunurken, Hacı Armağan Mahallesi’nde 117 hane 259 kadın, 249 erkek bulunur. Evsat Mahallesi’nde 86 hane 201 kadın, 190 erkek; Dalyan Mahallesi’nde 45 hane, 103 kadın, 91 erkek; Hamidiye Mahallesi’nde 75 hane, 173 kadın, 149 erkek, toplamda 503 hanede 1093 kadın, 1017 erkek toplam 2.110 nüfus yaşamaktadır. Dr. Nazmi 1922:148

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan uzun bir süre sonra dahi kent merkezi nüfusu yeterli düzeyde gelişememiştir. Kent merkezi nüfusu 1927 yılında 2.578’dir. Bilal Alperen, “Beyşehir ve Tarihi, Büyük Sistem Dershanesi Matbaası, Konya.2001, s.117; M. Akif Erdoğru , “Beyşehir”, 1992, s. 85

1933 yılında Beyşehir kent merkezinde 872 hanede, 1604 kadın, 1574 erkek olmak üzere toplam 3.178 nüfus bulunmaktadır. (7)  

İçerişehir Mahallesi’nde 247 hane, 564 kadın ve 552 erkek, 1116 kişi yaşamaktadır. Hacı Armağan Mahallesi’nde 223 hane, 398 kadın ve 372 erkek, 770 kişi; Evsat Mahallesi’nde 205 hane, 341 kadın 285 erkek, 626 kişi; Dalyan Mahallesi’nde 69 hane 103 kadın ve 169 erkek, 272 kişi; Hamidiye Mahallesi’nde 128 hane 198 kadın ve 196 erkek 394 kişi yaşamaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık İstatistik Umum Müdürlüğü 1940 Genel Nüfus sayımına göre 1496 erkek, 1451 kadın olmak üzere 2.947 nüfus bulunmaktadır.

1945 yılında 2.894, 1950’de 3.173, 1960’da 5.833, 1970’de 8.980, 1975’de 14.116. 1980’de 15.359 1985’de 21.241’e çıkar.1990 yılında 30.412’e ulaşmıştır. (8)

Eşrefoğulları döneminde Beyşehir Kenti’nde gayrimüslim nüfus bulunduğuna dair herhangi bir kayda tesadüf edilmemiştir. Osmanlı arşiv belgeleri de Beyşehir ve çevresinde Rum veya Ermenilerin ciddi bir nüfusa sahip olmadığını göstermektedir.

Bölgede yaşayan gayrimüslimlerin niceliği konusunda ilk önemli tahminler yine 16. yüzyıla aittir. 16. Yüzyılın ilk yarısında, şehir merkezinde gayrimüslim bulunmamasına rağmen Beyşehir Kazası içerisinde; Kıstıfan, Davgana, Mada, Kesi, Girapa (Akburun) ve Mili köylerinde Müslümanların yanında Hıristiyanlar da mevcuttur. Daha sonraki yıllarda bunların büyük bir kısmının Müslüman olduğu ve 1584 yılında Kıstıfan ve Akburun’da tespit edilen çok az sayıdaki gayrimüslim nüfusun kendi köylerinde ziraatla uğraştığı bilinmektedir.

1831 nüfus sayımında Beyşehir Sancağında 27 hane gayrimüslim bulunduğu, bu hanelere 36 yetişkin ile 16 küçük erkek kaydedildiği. Yine Karaman Eyaleti sancaklarına ait.

1832 tarihli Karaman Eyaleti Sancaklarına ait cizye defterine göre, Beyşehir Sancağında sadece Bozkır Kazasında 22 Evsat ve 8 edna kaydıyla oldukça az sayıda gayrimüslim bulunmaktadır. Bu kayıtlara göre Beyşehir Kazası merkezinde Süleyman Şevket eserinde 1870 yılında şehirde 1000 nüfus bulunduğunu söylemektedir. (9)

Konya Vilayeti 1883: 214 Salnamelerinde ise, Beyşehir Kazası dâhilinde köylerde 1883 yılında sadece 29 Rum ve 6 Ermeni bulunduğu görülmüş bölgede yaşayan Rum ve Ermeni erkeklerin sayısının 1906 yılında 50’yi bile bulmadığı anlaşılmıştır. Aynı tarihte Hıristiyan kadınların sayısı ise 52’dir.

1) Yaşar Yücel, Beylikler, XIII. XV. Yüzyıllar Kuzey Batı Anadolu Tarihi, Çobanoğulları, Candaroğulları Beylikleri, 1980 s. 188 Ankara ve Ahmet Çaycı. 1993, s.16

(2) İsmail Çiftçioğlu, “Beyşehir’de Moğol Emiri İsmail Ağa’nın Eserleri ve Vakıfları” 2002, s.3 Ayrıca Şikari 1946, s. 31

(3) Zeki Velidi Togan, “Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadî Vaziyeti”  1942, s.24. Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası C.I, İstanbul, s.1-42.

(4) Tuncer Baykara, “Türkiye Selçukluları Devrinde Konya”, Konya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü 1998(5) Koray Özcan, “Anadolu’da Selçuklu Dönemi Yerleşme Sistemi ve Kent Modelleri”, 2005, s. 176-179

(6) Türkiye Cumhuriyeti Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, 5 Numaralı Mühimme Defteri, (973/1565-1566), Ankara 1994, s.156/369

(7) Memduh Yavuz,  “Eşrefoğulları Tarihi Beyşehir Kılavuzu,” 1934, Konya, s. 8

(8) Bilal Alperen 2001:117; M. Akif Erdoğru 1992: s.85, Adrese dayalı nüfus sayımına göre Beyşehir kent nüfusu 2007 yılında 32.799’dur…

(9) Süleyman Şevket, “Hülasa-i Coğrafya”, H. 1287: 63 İstanbul.

Diğer kaynaklar

(Hüseyin Muşmal 2005, 87; M. Akif Erdoğru 1992, 85) Hüseyin Muşmal,  “XIX. yüzyılın İlk Yarısında Beyşehir ve Çevresinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı” 2005, s. 87

Hüseyin Muşmal, “XIX. Yüzyıl Ortalarında Beyşehir Bölgesinden İzmir ve İstanbul’a göçler konusunda.

Hüseyin Muşmal, Mustafa Çetinaslan “Beyşehir İlçe Merkezindeki Çeçen-İnguş Muhacirlerine Ait Mezar Taşları” 2013, Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS)

16. Yüzyılda Beyşehir ve Dolaylarında Hıristiyan Nüfuz

Beyşehir kent merkezinde pek fazla gayrimüslim nüfuz bulunmazken, Davgana, Kıstıfan, Mada Adası, Kesi, Girapa (Akburun) ve Mili köylerinde Müslümanların yanında Hıristiyanlarda mevcuttu. Daha sonraki yıllarda bu Hıristiyanların yarısını Müslümanlaştığı ve 1584 yılında Kıstıfan, Akburun’da tespit edilen çok az sayıdaki gayrimüslim nüfuz, bulundukları köylerinde ziraatla uğraştıkları kaydedilmiştir.

1831 yılına gelindiğinde, M. Akif Erdoğru “Beyşehir Sancağı” yapıtındaki tespitlerinde, Beyşehir’de 27 hane gayrimüslim yaşadığı, bu hanelere 37 yetişkin ile 16 küçük erkek kaydedildiği kayıtlardan anlaşılmaktadır…

Konya vilayeti salnamelerinde ise, Beyşehir kazası dâhilinde köylerde 1883 yılında sadece 29 Rum, 6 Ermeni bulunduğu görülmüştür. Bölgede yaşayan Rum ve Ermeni erkeklerin sayısı 1906’da 50 dolaylarında, aynı tarihte Hıristiyan kadınların sayısı ise 52 olmaktadır. Bu verilere göre 19. Yüzyılda Beyşehir’de Hıristiyan nüfuzun ciddi bir sayısının olmadığını göstermektedir. 

Sonuca gelirsek: Eşrefoğlu döneminde kurtulmuş olan Beyşehir nüfuzu kaynaklara göre 7500 dolaylarındaydı. Kent uzun üre Eşrefoğlu Beyliği dönemindeki nüfuza asla sahip olamadı. Dahi, Osmanlıların elinde uzun süre kalan Beyşehir nüfuzu artmadı, daha çok azaldı. Ancak Beyşehir kent nüfuzu cumhuriyet ilan edildiğinden sonra kent nüfuz ancak 1975 yılında 10 bini geçebilmiştir.

Osmanlı dönemine geçtiği yıllarda kent nüfuzu artmadı. 1842’de sancak merkezi olması ile de Beyşehir yine Eşrefoğlu Beyliği dönemindeki gibi önemli bir kent olamadı. Eşrefoğlu Beyliğini kuran Süleyman Bey, kenti mimarisiyle, kültürüyle, gönenciyle kent adeta bir tür sosyo-ekonomik cazibe merkezi durumuna getirmiş, kentte nüfuz yoğunluğunu sağlamıştır.

Eşrefoğlu 2. Süleyman’dan sonra Eşrefoğlu Beyliği dağılıp sona erer. Bu arada Eşerefoğlu 1. Süleyman Bey’in yaptırmış olduğu camii, Selçuklu mimarisinin en mükemmel ahşap işçiliğiyle yapılmış olarak günümüze kadar korunarak gelmiştir.

Sahibi belirsiz: “İcabet-ü’s-Sail ila Marifet-i’r-Resail”  adlı Mısır Divanı münşilerinden adı meçhul bir zat. Beyşehir sahibinin İsmail Ağa adında bir zat olup bunun 1365’te Memluk sultanı divaniye mükatebesini yazar. Bu yapıt; Paris Milli Kütüphanesi” Arapça yazmaları kısmındadır. Orada Beyşehir hakkında kısaca: “Eşrefoğullarından sonra Beyşehir’e M.S.1369’da bir taş medrese kitabesin var. Bu kitabeden anladığımız kadarıyla bu taş medresenin  “Emir-i Kabir” olarak tavsif edilen Mecdüddin İsmail bin Halil tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır.” Diyordu.

Şikari Tarihi ise: İsmail Ağa Moğol Beylerindendir. Bunun medresesinden başka yine Beyşehir’de M.S.1372 tarihli zaviyesi ile bir sene sonra yaptırdığı su tesisatı, kanalları vardır. Vefatı 1378’de ve kabri de Beyşehir’dedir.

Şikari, “Karamanoğlu Alaettin Bey’in İçil (Mersin) sahillerindeki Gorigos üzerine Frenklere karşı yapacağı seferde o sırada vefat etmiş olan İsmail Ağa’nın oğlu Eminüddevle’nin sekiz bin Moğol askeriyle yardıma geldiğini”  yazmaktadır. Şakari’ye göre İsmail Ağa Karaman emirlerindendir. (*)

(*) Şikari, “Konya Halkevi yayınlarından” 1946 s. 106.Aktaran İ. Hakkı Uzunçarşılı,”Anadolu beylikleri” TTK yayınları,1988, s. 61

Selman Zebil 2020 

Hiç yorum yok:

TURANCI-TÜRKÇÜ-SOSYALİST ETHEM NEJAT (1881-1921)

ETHEM NEJAT (1887-1921) Annesinin adı Cavide, babasının adı Hasan'dır. Anne tarafından dedesi Ahmet Cavit Paşa, Çerkes İttihat ve Teavün...