Eşrefoğlu Beyliğinin Kaynaklara
Göre Gücü ve Sınırları
Şahabettin El-Ömer-i adlı birinin kaydına göre, “Germiyanoğulları hâkimiyetini tanıyan, Türk emirlerinden olan Eşrefoğulları 70 bin kişilik süvari ordusu, 65 şehir ve 150 köye sahip bir Türkmen beyliği idi” diye açıklar.
Bir başka kaynak, Şikari tarihi, orada İsmail Ağa’nın Beyşehir yöresinde hüküm sürdüğü 14. Yüzyılda emrindeki 6 bin Tatarla Karamanoğulları’nın beyliğine geçip hizmetine girdiği anlatılır. (1) “Eşrefoğlu’nun memleketi ve mevkiine gelince; Rum ülkesinin kuzeyinde bulunan bir beyliğin, batısında Dündaroğullarının, güneyinde Karamanoğlu’nun, doğusunda ve kuzeyinde Cengiz Han hanedanının toprakları vardır.” Askeri 70 bin atlıdır. Bu beylik sınırları içinde 65 şehir…
İbn Fazlullah’da benzerini, Eşrefoğlu Beyliği sınırlarını tarifini 13. Yüzyılda yazdığı; “Mesalikü’l-Ebsar ve fi Memalikü’l-Emsar adlı yapıtında Mesalikü’l-Ebsar’ın Anadolu Beylikleri bölümünde Eşrefoğulları için şu bilgileri aktarmaktadır: “Şeref-oğlu (Eşref) ili; Bu memleketin sınırı, Anadolu’nun kuzeyinde Dündaroğlu ilinin batısındaydı. Karamanoğlu ilinin de güneyine düşmekteydi. Kuzeyde bulunan Cengiz Han ailesine mensup memleketlerin doğusuna düşmekteydi” Der ve Beyliğin gücünü, “Beyliğin baş şehri Beyşehir’dir. Bu il müstakildi. İdare merkezi Beyşehir’dir. Askerleri 70 bin atlı civarındadır. Bu ülke 65 şehre, 155 köy maliktir. Timurtaş bu ülkenin sahibini tuttu. Gözünü oymak ve kulağını kesmek gibi türlü işkence yaparak öldürdü” Diye geçer.
Müsameret’ül Ahbâr’da şöyle söz edilir. “Velhâsıl her tarafta bulunan Türk emirleri başlarını itaat çizgisine koydular. Önceki devirlerden hiçbir devirde çağrılmaları ve huzura gelmeleri istenmemiş olan beyler arasında Eşrefoğulları da vardı” Kerimüddin Mahmud-i Aksarayi, “Müsâmerett’ül-Ahbar,” (2)
(1) Şikari,
“Karamanoğulları Tarihi” Haz. Mesut Koman, Konya, 1946, s.31,İsmail Çiftçioğlu,
“Beyşehir’de Moğol Emiri İsmail Ağa’nın Eserleri ve Vakıfları” 2002, Isparta,
s.3
(2), Mürsel Öztürk cev. “Müsâmerett’ül-Ahbar”. TTK, Ankara 2000, s.252.ve İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Anadolu Beylikleri”, s.60; Konyalı, Beyşehir, s.42
Eşrefoğlu Beyliği Döneminde Beyşehir Nüfuzu
Ayrıca Beyşehir’in Eşrefoğlu Beyliği dönemindeki nüfuzu Hüseyin Muşmal’ın değerlendirmesine göre Eşrefoğlu Camisi dikkate alınmış hesaplanması, 1480 Metre kare alan üzerinden hesaplanmış. 1500 kişinin aynı anda namaz kılabildiği, bu ulu cami dışında dahi, Hacı Armağan camii ve Subaşı Mescidinin o döneme ait olduğu (1) hesabıyla 7500 nüfuzdan daha da fazla olabileceği rahatlıkla söylenebilir.
Eşrefoğlu Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti’nin sona ermesiyle birlikte kurulan beylikler içerisinde en kısa ömürlüsüdür. Beyşehir ve çevresinde hüküm süren beyliğin kurucusu ve ilk hükümdarı Seyfeddin Süleyman Bey’dir. Seyfeddin Süleyman Bey’in 1302 yılında vefat ettiği bilinmektedir. Vefatı üzerine büyük oğlu olan Mehmet Bey hükümdar olmuştur. Onun zamanında Akşehir ve Bolvadin de beylik sınırlarına dâhil edilmiştir. Yerine oğlu 2. Süleyman geçmiş; iktidarı uzun sürmemiş, İlhanlıların Anadolu valisi Timurtaş’ın beylikler üzerine yaptığı sefer neticesinde 1326 tarihinde öldürülmüş ve böylece Eşrefoğlu Beyliği ortadan kalkmıştır. Beyşehir’de artık uzun zaman alacak nüfuz azalması başlayacaktır. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, 1988
Eşrefoğlu Beyliği sonlandırıldığından itibaren Beyşehir sürekli dışa göç veren bir ilçe durumuna düşmüştü. Kaynaklara göre, uzun zaman Eşrefoğlu Beyliği dönemindeki nüfuzunu bir daha geri alamamıştır. Çünkü Eşrefoğlu Beyliğinden sonra uzun süre güvenli bir bölge olma özelliğini kaybetmiş olması yanında siyasi, sosyal, ekonomik unsurlarda işin içindeki nedendir. Biz bunu da, Osmanlı dönemindeki nüfuz sayımlarından anlıyoruz.
(1) Hüseyin Muşmal, “Eşrefoğullarından Günümüze Beyşehir Kent merkezinin Demografik Gelişimi” makalesi, “Eşrefoğlu Beyliği Tarihi” TTK 2018, s.602-63
Beyşehir’de En Eski
Hacı Armağan Mahallesi
Beyşehir’in en eski mahallelerinden biri olan 1238 tarihinde Hacı Armağan Mahallesi, Selçuklu Emiri Ertokuş’un, kölesi iken azat ettiği Atabek Mübarizeddin Hacı Armağan Şah tarafından kendi adına kurulmuştur. Hacı Armağan Şah’ın Antalya’da 1239 tarihli bir medresesi, Konya’da kendi adına bir mahallesi ve Beyşehir’in Göçü nahiyesine bağlı Alp Gazi köyünde bir zaviyesi vardır. Selçuklu tarihçisi İbn Bibi, Hacı Armağan’ı cömert, dindar ve ahlakı ile tanınmış olduğunu bildirir…
En eski Hacı armağan mahallesinden sonra Beyşehir, 16. Yüzyılın ilk çeyreğine kadar, 12 mahallelik bir yer olarak görünmektedir. Hacı Armağan Mahallesi’nin Anadolu Selçuklu döneminde kurulmuş olması, 15. ve 17. yüzyıllarda kayıtlarda bulunan ve günümüzde de halen mevcut olan bir mahalle olması ile ilk kurulduğu dönemin fiziki, sosyo-kültürel özelliklerini Eşrefoğlu Beyliği dönemine dahi adını koruduğunu aktarır Tarihçi Osman Turan.
Beyşehir, fiziki yapısı itibariyle tam bir Ortaçağ Türk İslam şehir özelliğinde sahiptir.13. Yüzyılın sonlarında kale ile çevrili güvenlikli bir hale getirilmiştir diyen M. Akif Erdoğru, Beyşehir kalesi, Eşrefin oğlu Seyfettin Süleyman tarafından İzzettin 2. Keykavus’un oğlu Gıyasettin 2. Mesut zamanında Mayıs 1290’da inşa edilmiştir. Özellikle şehrin bir tarafının gölle çevrili olması, güvenlik konusunu daha da etkili kılmıştır. Kale içerisindeki şehrin tam ortasında bir ulu cami (Eşrefoğlu Camii), caminin etrafında medrese, hamam, bedesten, han, fırın, pazar yeri ve bunlara bitişik olarak sanayi ile meşgul olanların dükkânları bulunmaktadır. İçeri şehir bu ulu camii ve külliyesi etrafında gelişmiştir. 15. yüzyıldan itibaren, nüfusun artması, iktisadi ve ticari faaliyetlerin artması, kalenin yıkılması gibi sebeplerle hayat, kalenin dışına doğru kaymıştır. İdari ve adli görevliler içeri şehir kısmında ikamet etmişlerdir. (1)
Bir örnek: Osmanlı döneminde ilk nüfuz tahminlerine göre 1507’de Beyşehir kent merkezi 269 hane 1350 nüfuzdan ibarettir. Şehir nüfuzu 1518-1524 yılları arasında 1700’den 1900’e yükselmiş. 1584’de ise 3000’i ve 600 haneyi bulmuştur. Bu durum bize 16. Yüzyıl itibaren şehrin nüfuzu artış gösterir.
Daha sonraları ise kentin nüfuzunda düşüşler göstermeye başlar 1641’de 222 hane, yani yaklaşık 1110 kişi kalmıştır. (2) Bu düşü çeşitli nedenlerdendir. Bunun nedeni salgın hastalıklar, ekonomik zorluklar, sosyal ve siyasi güç koşullar büyük etkendi.
1830-1831’de yapılan Osmanlı Devleti’nin ilk nüfuz sayımına göre Beyşehir’de 230 hane, 831 erkek nüfuz bulunurken, kadın nüfuzda o kadar hesaplanır. Hesaplamada ortaya 1831’de kent merkezi nüfuzu en azından 1662 olduğu karar kılınır. Yani kadınlar nüfuzu sayımının dışında, insan olarak görülmez!
1840 yılındaki temerrüt defterinde kentin nüfuzu 353 hane, yani yaklaşık 1765’e ulaşmış hesabı yapılır. 1844 tarihli nüfuz hesabına göre ise kentin merkez nüfuzu 395 hanede 911’i erkek, yaklaşık 1822 kişi ikamet etmektedir. Bu tarihte de kentin en kalabalık olduğu İçerişehir cami mahallesi gösterilmektedir. Burada 167 hane bulunduğu kaydedilmiş ve 423 erkek bulunmaktadır.
1873’e gelindiğinde kentte 403 haneye çıkmış, yaklaşık ta 2000 nüfuza ulaşmıştır.
1888-1889 yıllarında İlk Türkçe sözlük çıkartan Şemsettin Sami, “Kamusu’l-Alam” ansiklopedik sözlüğünde Beyşehir nüfuzu hakkında; “Cümlesi Müslim olmak üzere 2 bin kadar ahalisi vardır” demektedir. Dahi bir başkası Ali Cevat’ta 1895-1896 yıllarında yayımladığı “Memalik-i Osmaniye’nin coğrafya Lügati” adlı yapıtında Beyşehir hakkında uzun söz eder, nüfuz hakkında ise, “Deruni kasabada iki bin kadar nüfuz vardır” diyerek Şemsettin Sami’yi doğrular.
En son Osmanlı dönemi kent merkezine Çeçenlerin iskân edilmesiyle Beyşehir nüfuz sayımı 1906 yılında 600 hane, yani kabaca 3 bin kişiye ulaşmaktadır.
1922 yılında yayımlanan, “Türkiye’nin Sıhhi ve İçtimai Coğrafyası” Konya vilayeti adlı eserde Beyşehir merkezde yer alan mahallelerde hane sayısı, kadın-erkek ayrı ayrı verilmiş olarak İçerişehir Mahallesinde 180 hane, 357 kadın, 338 erkek. Hacıarmağan Mahallesinde 117 hane, 359 kadın, 249 erkek. Evsat mahallesinde 86 hane, 201 kadın, 190 erkek. Dalyan Mahallesinde 45 hane, 103 kadın, 91 erkek. Hamidiye Mahallesinde 75 hane, 173 kadın, 149 erkek olmak üzere toplam hane sayısı 503, 1093 kadın ve 1017 erkek toplam 2110 nüfuz yaşamaktadır. (3) Türkiye cumhuriyeti kurulduktan uzun süre bile Beyşehir kent merkez nüfuzu 700 yıl önceki Eşrefoğlu beyliği nüfuzuna ulaşamamıştır.
(1) M.Akif Erdoğru, İzleyen I. Alaeddin Keykubad’ın ölümü ile siyasi kargaşa
(2) M. Akif Erdoğru, “Beyşehir”, s. 85
(3) Hüseyin Muşma,
Dr. Nazmi, “Türkiye’nin Sıhhi ve İçtimai Coğrafyası, Konya vilayeti “
yapıtından aktarma, “Eşrefoğullarından Günümüze Beyşehir Kent merkezinin
Demografik Gelişimi” TTK, s.605
1 yorum:
Beyşehir imiz ve Eşrefoğlu Beyliğimiz için ,bu kadar geniş kapsamlı bir araştırma yaparak hizmete sunan,sayın Hüseyin Muşmal,ve Sayın M.Akif Erdoğru ya teşekkür ederim.
Yorum Gönder