Vay Be; Sen Neymişsin İsmail
Kahraman!
Bugün
75 yaşında olan İsmail Kahraman aslen Rizeli olup. Milli Görüş geleneğinden
geliyor. Refahyol Hükümeti döneminde (1996-1997) Kültür Bakanlığı yaptı.
İsmail
Kahraman, “Mason locası var” diye
AKP’nin ilk yıllarında partiye gelmedi. 2014 yılında kendi adına düzenlenen bir
gecede Erdoğan’a üzerinde resmi olan altın sikke hediye ederek “Sizi başkan
seçeceğiz” deyip ‘devlet başkanı’ ilan
etti.
Harita: Wikipedia'dan. Laik olmayan ülkeler kırmızı
Kırmızı:
Dinsel yönetimli devletler
Mavi: Laik yapıya göre yönetilen devletler
Gri: Çelişkili bulunan veya durumu net
olmayan devletler.
Üçüncü
turda 524 milletvekili oy kullandı. Kahraman’a 316 oy çıktı. TBMM Başkanı
seçildikten sonra teşekkür konuşması yapan Kahraman, ‘tam bir tarafsızlık
içinde’ görev yapacağını söyledi. Ama konuşmasında Kahraman’ın Atatürk’ün adını
anmadı. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “İlk başkanımız Atatürk’ün adını
anmalıydı” diyerek itiraz etti.
İsmail
Kahraman, içinde nükte olarak kalan şeriat özlemini dile getirdi.
Laikliğin
Anayasa'da yer almaması gerektiğini söyleyerek tepki alan çıkış yaptı ama
çoğumuzun bilmediği geçmişte ne haltları etmişse ortaya dökülüverdi. 31 Mart
Olayları'ndan sonra Türkiye'deki en büyük gerici ayaklanmanın “Kanlı Pazar”
olarak tarihe geçen olayların baş mimarı olduğu olan ortaya çıktı. Yani MTTB
Genel Başkanı olan ve olayları organize eden İsmail Kahraman, “kanlı Pazar olayında bıçaklanarak öldürülen
iki kişinin katilidir bir bakıma da!
Tetikçi Komitenin
Başkanı İsmail Kahraman
Önceki Cumhurbaşkanı
olan Abdullah Gül, o dönem MTTB İcra Kurulu Başkanı’dır. İsmail
Kahraman'ın ismi Abdullah Gül'ün icra başkanlığını yaptığı
MTTB'nin kontrgerilla yapılanması olan "40’lar komitesi" vardı.
Komitenin amacı ise “üniversite ve üniversite dışında İslamcı öğrencilerin
güvenliğinin sağlanması ve eylemlerin daha etkinleştirilmesi” idi. Ve bu komitenin yönetiminde de yine
İsmail Kahraman bulunuyordu. İsmail
Kahraman 1968 yılında, Beyazıt Meydanında MTTB’nin düzenlediği bir “Komünizmi
Telin” mitinginde konuşma yapıyor.
İki Gün Önceden
Planlanmış “Kanlı Pazar
14
Şubat’ta MTTB’in yapılan ‘Bayrağa saygı’ mitingi, gericilerin gövde gösterisine
dönüşür ve Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin Başkanı İlhan Darendelioğlu,
Milli Türk Talebe Birliği’nin Cağaloğlu’nda ki merkezinde bir propaganda
yaparak şöyle der: “Pazar günü
komünistler miting yapacak, biz bu mitingde savaşacağız. Silahı olan silahıyla,
olmayan baltasıyla gelsin” der. Öğrencilerin 1968’de öldürülen Vedat
Demircioğlu anısına düzenlediği eylemler de yine gericiler tarafından hedef
gösterilir.
Yıl: 16 Şubat 1969
Dahi
ayrıca; 10 Şubat 1969 yılında Dolmabahçe açıklarına demirleyen 6. Filo’nun
temsil ettiği Amerikan emperyalizmine karşı, yurtsever öğrenci eylemleri
başlatıldı.
ABD
6. Filo'su İstanbul önlerinde Boğaza demirlenmiş bekliyordu. ABD’nin bu 6.
Filosunu protesto etmek için 76 gençlik örgütü protesto etmek için valiliğin
verdiği izinle Taksim'de toplandı. Amerika’ya ait 6.Filo'yu protesto etme
yürüyüşüne için 16 Şubat günü, devrimci gençler Taksim'e doğru yürüyüşe geçmek
üzere Beyazıt'ta toplanırlarken, pek
çoğu Milli Talebe Birliğine bağlı dinciler de Taksim Meydanı'na girdi. Orada
önce toplu namaz kıldılar. Ardından taşlı, sopalı, bıçaklı bir biçimde
beklediler. Bunları böyle vaziyette gören polisin herhangi bir engellemesi
olmadı…
16
Şubat günü, İsmail Kahraman’ın başında bulunduğu gerici dinciler daha iki gün
önce “Bayrağa Saygı” mitingi
düzenlenmiş, bu mitingde “komünistlere” karşı savaş açıldığını ilan etmişlerdi.
ABD yanında yer alan İsmail Kahraman’ın organize ettiği gerici güçleri, yurtsever gençlere “gereken dersi vermek” niyetiyle halkı etraflarında toplanma çağrısı
yapıtılar...
Ülke
olarak en gergin dönemlerinden birini yaşıyordu…
16
Şubat Pazar günü, "Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi
Yürüyüşü" düzenlenir.
Yürüyüşe
sadece öğrenciler değil, işçi sendikaları, meslek kuruluşları ve sosyalistler
de katılacaktır. Aynı zamanda, gerici örgütlenmelerin sosyalistlere açıktan
saldırı çalışmaları da sürmektedir.
İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği'nin (AY-BİR)
İstanbul'da düzenlediği "Yeni Türkiye Konferansları konuşmasında TBMM
Başkanı İsmail Kahraman'ın “Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dindar
anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım” diye konuşması Türkiye
gündemine kara bir leke gibi oturdu.
Aslında AKP gizli kara niyetini açığa vurdu. Onlara göre
“Yeni Anayasa’da laiklik olmayacak!” Bu konuşma, ipuçları, şeriatçı bir hilafet
anayasasını yapma girişimi, uyuyan halkı uyandırmalıdır. 14 yıldır gericiliğe karşı aydınlamanın ışığı zaman zaman
kısılarak karanlığa bu millet alıştırılmışlar ve gelinen nokta bu…
İsmail Kahraman ve
“Kanlı Pazar”
Adalet
Partisi iktidarda; Beyazıt Meydanı'nda toplanan gençlik örgütleri yürüyüşe
geçti. Sultanahmet, Sirkeci, Eminönü, Karaköy ve Dolmabahçe üzerinden Taksim
Meydanı'na ulaşan göstericilerin önünü kesen polis, kasıtlı olarak alana küçük
gruplar halinde girmelerini sağladı. Alana girenler, burada eli sopalı bekleyenlerle
karşılaştı. O anda iki sıra olmuş polis barikatlarını tekbir getirerek kolayca
aşan eli sopalı, taşlı, bıçaklı sağcı ve dinci sağcıların saldırısına
uğradılar. Bu vahim saldırı olayında Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan adlı iki
genç bıçaklanarak öldürüldü. Bu olay Türk demokrasi tarihine “Kanlı Pazar”
olarak geçti. Bu olayın vahametine bakarak İsmet İnönü:Bu yaşanan 2. 31 Mart vakkasıdır" diyordu.
Olayı
düzenleyen “Milli Türk Talebe
Birliği” Anayasadan laiklik kaldırılsın,
dindar bir anayasa yapılsın” diyen İsmail
Kahraman'ın Genel Başkanlığı sorumluluğunda gerçekleşmiştir.
Bugün
Meclis Başkanı İsmail Kahraman: “Laiklik
bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dindar anayasa meselesinden anayasamızın
kaçınması lazım; dini olarak bahsetmesi lazım”
diyordu.
Önce
Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın geldiği siyasi geleneğe bakmak gerekir.
İsmail
Kahraman'ın skandal "Laiklik" anayasadan çıkışının skandal sözlerine, onun geçmişine ve eylemlerine bakarak
ne olduğunu anlamak lazım.
Buna
istinaden birde, Tarafsız Bölge Programında MHP'li Yusuf Halaçoğlu’nun
Meclis
başkanı seçimlerinde Deniz Baykal’ı niye
seçmediklerine dair sözlerine bakalım: "Biz
eğer Sayın Baykal’ı desteklemiş olsaydık, kamuoyunda şunlar yansıtılacaktı:
'Siz Baykal’ı seçtiniz, bir muhalif adı altında' AKP’nin tabiriyle 'dinsiz bir
partinin inançsız bir partinin adamını seçtiniz' diye bize yükleneceklerdi" diyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder