19 Temmuz 2024 Cuma

ÜLKÜCÜLERİN BİLMESİ GEREKEN 55 YILLIK TARİHLERİ



Nihal Adsızın Bozkurt’undan Alpaslan Türkeş’in Üç Hilale                            Geçiş Süreci

Bozkurt İşaretinin Kısa Tarihi…
Bozkurt işareti veya sembolü, Bozkurt eylemleri, Türk kimliğini sembolize eden, kurt benzeri ile yapılan el işaretidir. Türklerde Mitolojik anlam taşıyan bu sembol herhangi bir siyasi görüş tanımaksızın bütün Türk dünyası tarafından kullanılmaktadır. CMKP’den (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) dönüşüp 1969 Adana kongresinde MHP’leşerek kendi aralarında büyük kavgalar olur. 1969’da katıksız Türkçülük yerini Türk İslam sentezli bir partiye ilk adımını attığına dair Mustafa Nihal Atsız: “Allah, Tanrı'yı MHP'den kovdu” der.

Yani, Bozkurt işaretinin İslam öncesine uzanan kökleri vardır ve Türk mitolojisindeki Bozkurt'un (Gök Kurt’un) rolünden kaynaklanır, İslam öncesi Türklerin Şaman, Budist, Tengrici kök kültürlerinden Orta Asya Türk halklarının birbirlerini tanıma sembolü olarak tanımlanır. Tarihsel araştırmalar Bozkurt işaretinin Batı'ya göç eden Hunlar, Kıpçaklar ve Peçenekler gibi diğer çeşitli Türk halkları arasında soylarını, soy bilinçlerini anlatmak için kullandıkları görülmüş olduğunu tarihi kaynaklar göstermektedir.

9 Şubat 1969 Adana kongresinde M. Nihal Adsız’a karşı yarıştığı kongrede Alparslan Türkeş kazanır ve Nihal Adsızın CMKP’sı yenilgiye uğrar, Türkeş parti başkanı seçilir ancak ilk işi Adsızın CMKP amblemini değiştirerek MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) yapar. Sonuç mu? Alpaslan Türkeş laik karakterli görünümüne rağmen partisini, oy kaygılarından dolayı Türk-İslam sentezine uyarlamak için sürekli sloganlar üreterek aslında yapmacık İslamlaştırmaya çalışmıştır.

Türklerin Kurt’u seçmesi hikayesi…
Savaşçı yaratılışlı Türklerin, savaşçı tinini (ruhunu), özgürlüğü, hızı ve doğayı temsil edişinin simgesi olarak hayvanlar arasında Kurt’u seçmiştir. Türklerin İnanışlarına göre Kurt, diğer hayvanlar gibi eğitilip kafese kapatılmaz, yani Kurt asla teslim olmayan bir özelliği oluşundan Türkler onu kendisi ile özdeşleştirmiştir. Yani Türklerde teslim olmayıp ya savaşarak ölürler veya tuzağa düşürülüp yakalandıkları anda intihar ederlermiş. Bir başka açıklaması ise, Türk milletinin başına tehlikeli bir şey geldiği anda Kurt ortaya çıkar ve onlara yolu göstererek tehlikeyi savar. Türk mitolojisinde dişi kurt Asena, Türk ve Moğol boylarının mitolojik ortak bir köken hikâyesinin parçasıdır.

6. yüzyılda Göktürklerin mavi bayrağında kurt figürü bulunmaktadır…
Göktürk çadırların önüne kurt başlı direkler bulundurulurmuş. 6. yüzyıldan kalma taş anıtta, kurdu emziren bir çocuk bulunmaktadır. Anadolu’nun bazı yörelerinin halk kültüründe kişiler nazardan koruduğuna inanarak ceplerinde kurt dişi taşırlar. Yakut Türklerine ait kaynaklarda kurda Bosko denir. Kırgız kültüründe ise kırda yürürken kurt görmekte, rüyada kurt görmek de güzeldir ve iyiye işarettir. Hamile kadını nazardan korumak için yastığın altına kurt dişleri veya kurt derisi konur. Bazı Türk boylarında bir koyun sürüsüne dalmak veya bir ahıra giren kurt için bir nimet sayılıyordu…

Alpaslan Türkeş’in sürgün yıllarından parti başına geçişi…
27 Mayıs 1960 Devrimi’nden sonra tasfiye edilen ve 14'ler olarak anılan Kurmay Albay Alparslan Türkeş sürgüne gönderilenlerdendi. Türkeş, 1965'te sürgünde bulunduğu Yeni Delhi'den (Hindistan) Türkiye'ye döndü. Onu, 1944’te, Turancı-Türkçülük davasından tutuklanan, bir süre cezaevinde yatan edebiyat öğretmeni olan, Nejdet Sançar Ankara havaalanında karşılar. Alpaslan Türkeş, sürgünden döndükten kısa bir süre içinde arkadaşları ile birlikte H. Nihal Adsız’ın CMKP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ne) katıldılar.

Adsızın partisine katılmadan önce, Alpaslan Türkeş ve Nejdet Sançar ile birlikte İstanbul Maltepe'deki, Nihal Atsız'ın evine gelirler ve Türkeş, siyaset yapmak istediğini söyler. Atsız, CKMP'de katıksız Türkçülerin hâkim olduğunu, Osman Bölükbaşı'nın yerine Türkeş'i getirebileceklerini açıklar. Alpaslan Türkeş, kendisiyle birlikte yürüyen Türk milliyetçilerinin desteği ile 1965’te CKMP'nin genel başkanlığına getiriliyor. Türkeş’in ekibini Dündar Taşer, Rıfat Baykal, Muzaffer Özdağ (Ümit Özdağ’ın babası) gibi isimlerden oluşur.

Katıksız Türkçü Mustafa Nihal Atsız ve diğer Türk milliyetçiliğinin fikir önderleri Türkeş'in CKMP'de kadrolaşmasına ve CKMP'nin Türk Milliyetçiliğinin kalesi olması için büyük destek vermişlerdi.

Yaşar Okuyan’nın anlatılarına göre ancak bir şey olur; 1961’de Osman Bölükbaşı'nın başkanlığında olan seçimlerinde CKMP %13,95 oy alırken, 1965’teki seçimlere CKMP, Türkeş'in başkanlığında girilen seçimlerde %2, 24 oy ancak alabilmişti!

1961’den 4 yıl sonra 1965’te Türkeş’in başkanlığında seçimlerde oldukça çok oy kaybetmesine rağmen, CKMP’yi kongreye götürdü. Kongre, Atsız ve diğer Türkçüler Ankara'da, İstanbul’dan daha çoğunlukta oldukları için, Türk-İslam sentezcilerin hâkim olduğu Adana'da yapıldı. (Yaşar Okuyan, “O yıllar” adlı anıları)

Başını Sadi Somuncuoğlu gibi İslamcıların çektiği ekip, Türkçülere iki gün süren kongre boyunca hücum ettiler. Somuncuoğlu'nun Devlet Gazetesi kongreye kadar Türkçülerle ilgili etkili çok yalan haberler yapar. “Türkçüler dinsizdir, Atsız Şamanist derneği açtı” gibi birçok etkili propaganda yaparlar.

1969 Adana kongresi sonucu, İslamcıları arkasına alan Türkeş, Nihal Adsız ve diğer Türkçüleri partiden atarlar. Bu ayrılık günümüze kadar, bazen şiddetlenerek, bazen küllenerek süregelmiştir.

1972'de Nihal Atsız, "Ötüken" dergisinin Türkeş tarafından partililerine yasaklanması, bir yıl sonra türkçü ülkücü Ali Balseven'in sentezci ülkücüler tarafından öldürülmesi aranın dahada çok gerilmesine neden olan bir diğer önemli etkenlerdir.

Parti'nin ideolojisi, Türkçülüğün ilkelere bağlandığı Ziya Gökalp tarafından yazılmış, Atsız tarafından geliştirilmiş, sonraları Türkeş imzasıyla kitap halinde yayımlanmış olan o ünlü “9 Işık” olmuş, günümüze kadar uzanan “Ülkü Ocakları” temeli de "Genç Ülkücüler Teşkilatı" ile atılmış oluyordu.

Sonunda delegeler Adan kongresinde oyunu kullanıyor, Alparslan Türkeş, Muzaffer Özdağ, CKMP Genel Yönetim Kurulu Üyeleri ve 750 delegenin çoğu bu heyetin içinde yer alırlar.

Yürüyüşte sık sık “Bozkurtlar geliyor, Başbuğ geliyor” sloganları atılmıştır. Taşınan dövizlerde ilk kez, “Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız” sloganı dikkatleri çekiyordu.

Ancak her ne olursa olsun kaybeden Nihal Adsız CKMP’si olurken kazanan taraf Alpaslan Türkeş ve CKMP’den dönüştürdüğü MHP’si olur.

Araştırmalara göre Ülkücüler Türkçüleri nasıl kovdu…
8-9 Şubat'ta CKMP'nin kongresi Adana'da toplandı. Kongre gelip çattığı gün önce Adana Kuruköprü semtindeki parti binası önünden saat 09.45’te “9 Işık” vurgusu yapılarak, 9 motosikletli genç, 9 Işık’ı temsilen 9 adet mavi gömlekli genç, Adana caddelerinde motosikletle tur atmış, Türkeş bu “9 genç” ile birlikte 43 kişilik "Milli Türk Talebe Birliği"ne bağlı Mehter Takımı ve 500 komandolar ile Menderes Spor Salonu'na gelmişti. 9 Şubat 1969’da Adana'da, CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) MHP’ye (Milliyetçi Hareket Partisi’ne) dönüştürüldüğü gündür.

CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) adının değiştirerek, Türk Milliyetçiliği adına vurgu yaparak MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) olarak adını değiştirmesi ile diğer tüzük ve programının da tamamen yeni oluşturulan MHP’ye uyarlanmıştır. Böylece CKMP’li Adsız yanlıları, ancak bu değişiklik ile ülkücüler partiden Türkçüleri kovarlar. Böylece, Adsız Türkçüleri ile Türk-İslam Sentezini benimseyen Türkeş yanlıları arasında bir mücadele başlamasının önü açılmıştır…

CKMP’den MHP’ye geçişle “Üç Hilal’in” Fikir babası…

Hikmet Çiçek’in kaynaklarına göre, Üç Hilal'in fikir babası Mayıs 2017’de yitirdiğimiz Levon Panos Dabağyan idi. Dabağyan, Türkiye Ermeni’si araştırmacı ve yazar olarak Alparslan Türkeş ve Milliyetçi Hareket Partisi ile ilgili kitap yazan ilk Ermeni’dir. Der.

Ermeni kökenli vatandaş Levon Panos Dabağyan, 2013 yılında verdiği bir söyleşide şöyle diyordu: “Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi 1969 yılında Adana'da büyük kongresini topladı. Partinin ambleminin ne olacağı gündeme gelince, Atsız’cı kanat ‘Kurt’un amblem olarak seçilmesini önerdi, fakat ben ‘Biz Osmanlıyız! Bize üç hilal yakışır!’ diyerek bağırdım. Bu çağrım alkışlarla desteklendi ve partinin amblemi olarak üç hilal seçildi. Böylece üç hilal MHP, kurt ise Ülkü Ocakları amblemi oldu.” Diye anlatır.

Adana Kongre toplanmadan önce, CKMP Adana İl Başkanı Faruk Akkülah, Adana Teşkilatı olarak partinin adının “Milli Hareket Partisi” olmasını, ambleminin de “Üç Hilal” olarak değiştirilmesi için teklif vereceklerini açıklayarak, CKMP'nin adını yeni adını ve ambleminin ne olacağı konusunda kongreden önce ilk işareti vermiş oluyordu.







1969 yılında partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi olurken. Amblemi de Osmanlı’nın donanma bayrağı olan üç hilal olur. Gençlik kollarına da bozkurt işareti verilerek bir denge sağlandı.

Artık katıksız Adsız Türkçüler dışlanıyor, kongrenin ilk günü Türkçüler ile Türk İslam sentezciler arasında çıkan kavgadan sonra Türkçüler, delege ve üye kartlarını yırtarak salondan ayrılıyorlar. Alan yeni MHP sentezcilerine kalıyor. Nihal Atsız ise, bu gelişen duruma: “Allah, Tanrı'yı MHP'den kovdu” diyordu.

O günleri eski Ülkücü Yaşar Okuyan anılarında şöyle anlatıyordu: “1969’da Adana’da partinin kongresi oldu. O kongrede CMKP’nin ismi MHP’ye dönüştü ve çok büyük kavgalar yaşandı. Partideki gerçek ayrılık tam olarak yüzünü gösterdi. İkiye bölündük. Gençlerin önemli bir kısmı Nihal Atsız’ı destekliyordu. Atsız grubu, ‘Amblem bozkurt olsun’ önerisinde ısrarcıydı. Biz yani Türkeş’i destekleyen genç ekip ise ‘üç hilal’ olması için bastırıyorduk. Hatta bir ara ‘Gençlik kollarında, hilal içinde bir bozkurt amblemi kullanılsın’ denildi. Kabul görmeyince gerilim tırmandı ve büyük kavgalar çıktı. Sopalarla birbirimize girdik, polis bile müdahale etmekte zorlandı. O gün Türkeş ekibi olarak seçimi kazandık. Partinin ismi MHP olarak değiştirildi. Amblem ise üç hilal oldu.” Diyor.

Bu Adana’da yapılan 1969 kongresi, Türkçülerin ve Türk İslam Sentezcilerin tarihi bir dönüm noktası olur. Bazı tartışmalara göre, “ABD'den patentli Türk-İslam sentezinin görüş olarak benimsendiği tarihtir. Türk-İslam sentezi, 1960'lı yıllarda ABD’nin bütün dünya ülkelerinde sistematik bir biçimde uyguladığı anti-komünizm siyasetinin bir tür ürünü olduğudur.

Kırılma Noktası…
Burada, 16 bağımsız Türk devletinin bayraklarını taşıyan 16 gençle buluştular. Askeri bir disiplini içinde yürüyenlerin istikameti; büyük bir coşkuyla artan kalabalıklar arasında Alparslan Türkeş ve parti yöneticilerinin de gelmesiyle yürüyüşe geçilerek milliyetçi hareketin o gün en büyük tarihsel dönüşümünün yaşanacağı kurultay salonuna girişle başladı. İslam sentezci Türkeş’ten yana olanlar, Türkeş’e mesafeli Türkçü-Turancı Adsız yanlılarından olan taraftarlar geliyordu.

Türkçü-Turancılar “Tanrı Türk’ü Korusun” pankartı altında toplanmışlardı. Orta Asya Türk mitlerini canlandıran bu Türkçü gençler arasında, başlarında kalpak, sarkık bıyıklı, yakalarında bozkurt simgesi rozetler ile Kam-Şamist simgeler taşıyorlardı. Ülküleri, esir Türkleri kurtarıp, yeniden bir Türk birliğini (Turan) sağlamak, “büyük Türkiye’yi kurmak ülkülerine inanıyorlardır.
Selman Zebil Temmuz 2024

Yaralanılan Kaynak: Reha Oğuz Türkkan, “Bozkurtçunun Amentüsü” yazısını Bozkurt Dergisi, Sayı 1, 5 Mart 1942.)
Eski Ülkücü Yaşar Okuyan,
“O yıllar” adlı anıları)

Hiç yorum yok:

HUDA-PAR BAŞKANI ZEKERİYA YAPICIOĞLU ANAYASANIN DEĞİŞMEZ 4 MADDESİ İÇİN NE DEDİ?

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu Anayasa'nın Değiştirilemez, Değiştirmesi Bile Teklif Edilemez 4 maddesi Hakkındaki Rahat Kon...