ŞEYTAN ve DÜŞMAN
İnsan zihninde mutlak bir düşman, korkutan, korku veren soyut bir enerji vardır. Bu korkutucu, ürpertici soyut çisim “şeytan” olarak biçimlenmiştir. Bir kişinin kendisi için kötülük düşünen düşmanıdır şeytan. İnsanoğlu yerleşik düzene geçmesiyle mal-mülk edinme tamahı başlar. İyiye sahip olmak, daha iyi şeyin kendinde olmasını istemek insanlar arasında kavgaların nedeni olmuştur. İşte ilk düşmanlık benlikle böyle meydana çıkmıştır.
Allah adını kullanıp saf Müslümanları kandıran sahtekârlar, şeytandan daha öndeler. Şeytanın Allah’tan uzaklaştığı, Allah’ı tanımadığı, Allah’a düşman olduğu falan yoktur. Şeytanın insana olan düşmanlığından, insana yakın olmadığından Allah tarafından cezalandırılmıştır.
İslam öncesi Türkler'de düşman, şeytan anlamınadır. İslamlaşan Türkler İbraniceden şeytan olarak almış ve düşmanı da "kötülük eden biri" olarak kullanmaya başlamıştır. Doğrusu, her ikiside benzer anlam taşır...,
İnsan zihninde kendine mutlak bir düşman yaramak vardır. Kavram olarak düşman, çok eski bir kavramdır. Her millete bir düşman kavramı vardır. İnsanlığın yaşadığı her yerde düşman, kötü niyetli, kötülük düşünen demektir. Bir kişi, kendisi için kötü düşünen kişi düşmanıdır. Asya kökenli olan düşman, "duş-duj" kötü, uğursuz. Dujmen, düşman, kötü düşünceler barındıran anlamınadır.
İbranice de düşman saytan (şeytan) kişinin düşmanı manasınadır. İbraniceden Batıya aynen saytan olarak geçmişti. Batılı Hıritiyanlar için manası, “Hıristiyanlığa ve İsa’ya düşman” demektir.
Kur'an da, 63 ayet içinde geçer şeytan. Dil bilimci Ragıp El İsfahan-i, şeytan sözcük olarak “stn” kökünden geldiğini “uzaklaştırmak” anlamına gelir. Buna bir örnek verirsek, halk arasında “beladan uzak kalmak, düşmandan uzak kalmak” gibi dahi “düşmanlık aşılayan, aldatan, fitne-fesat yaratan” olarak algılanır.
Selman ZEBİL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder