17 Mart 2021 Çarşamba

BEYŞEHİR GÖLÜ KURUMASIN, TAMAHA-HIRSA-HOYRATLIĞA DUR DEYİN ARTIK

 BEYŞEHİR GÖLÜ KURUMASIN (!?)

Foto Selman Zebil: Laleli dağından Beyşehir ve gölüm görünümü
Bu yazıyı okuyun sonuna kadar. Türkiye'deki binlerce yıldır var olan göllerin nasıl 50 yıl içinde kuruduklarını göreceksiniz. Şu anda Beyşehir gölü kurumamak için direniyor; sahip çıkalım

Beyşehir Gölü, 653 kilometre karelik tektonik bir jeolojik çöküntü göldür. İçinde, sekizi bazen suyun kabarmasıyla su altında kalabilen toplam 33 adayı barındıran göldür. Bu 33 adanın en büyüğü “Mada Adası” içinde köy bulunmaktadır. Beyşehir gölü Türkiye’nin en büyük tatlı su gölüdür. Bir bölümü Isparta sınırlarına uzanan bu göl, Konya il sınırları içindedir. Beyşehir gölü kıyılarında, Beyşehir dâhil gölden yaralanan 22 yerleşim yeri bulunmaktadır. Ayrıca Beyşehir Gölü, 90 km. uzaklıktaki “Konya’nın Denizi” olarak anılır. Hafta sonları Konya’dan Karaburun Plajı denen yere yüzlerce Konyalı dinlenmeye gelirler.

Ayrıca Beyşehir Gölü’nde 500’e yakın kuş türü barınmaktadır. Bu kuş türlerinin bir bölümü göçmen kuşlardan oluşmakta olup, Gölde sazlıklar arasında kuluçkaya yatmaktadırlar.

Beyşehir Gölündeki “kuş varlıkları” konusunda araştırma makalelerinde (*) “Beyşehir Gölü çevresi çok farklı ekosistemlere bölündüğü için hangi kuş türlerinin yılın hangi zamanında gölün neresinde bulunabileceği değişiklik göstermektedir ve buna yönelik bir çalışma da günümüze kadar yapılmamıştır” denmekte. Dahi, “Bu kuşların yılın hangi zamanında gölün neresinde gözlenebileceğine dair bilgiler verilecek, kuş varlıkları etkileyen olumlu ve olumsuz faktörler üzerinde durulacaktır.” Demektedirler.

Beyşehir Gölü, Orta Anadolu’nun güney batısına düşen, Akdeniz Bölgesinin kara ikliminde bir yerde olup, ülkemizde en az yağışın gerçekleştiği bir havzada bulunmaktadır.

Foto Selman Zebil, Beyşehir gölü ve İçerişehir yıl 1986
Beyşehir Gölü, Beyşehir kazasının içme suyunu karşıladığı gibi çevresinde birçok insana yaşamsal katkılar sağlamaktadır. Başta arazilerin sulanmasında olmak üzere, balıkçılıkla uğraşan birçok ailelere kazanç kapısı olmayı sürdürüyor. Bu bağlamda, ele alırsak, Beyşehir Gölü su kaynaklarının sürdürülebilir biçimiyle korunması kaçınılmaz.

Beyşehir Gölü Havzası’na yönelik koruma, siyasi çıkarcılardan, göl kıyılarının yapılanmasına asla izin verilmemesine en ağır yasal engellerle korunmasına yardımcı olunmalıdır. Göl kıyılarının yapılanmaya açılması, kirletici baskılar bir yana, yer altı ve yağışlardan kazanılan suların çekilmesine neden olup gülün kuraklıkla karşı karşıya kalması kaçınılmaz durum alır.

Yani, sonuç olarak, Beyşehir Gölü Havzası’nda su kaynaklarının bilinçsiz kullanılması yanında yapılanma ile su emebilecek toprağın betonlaştırılması sonucu Beyşehir Göl havzanın tamamını hedefte olacaktır. Akıllıca sürdürülebilir biçimde korunması şartın sağlanabilmesi için birçok tedbire gereksinim vardır.(

*) Kamil Beşoluk, Sedat Aydoğru, Sadullah Bahar, Nimet Turgut, “Beyşehir Gölü Kuş Gözlem Turizmi, Kuş Gözlemciliği”

Foto: Selman Zebil, Beyşehir gölü ve Anamas dağı yıl 1986
Uygarlığın Kaynağı Su
İnsan yaşamın kaynağında su olduğu gibi insan uygarlığının kaynağında sudur. Bütün kentli uygarlıkların olsun, göçebe uygarlıklarında olsun insanlar mutlak bir su kıyısında toplanmışlar ve suya göre düzenlenip uygarlıklarını geliştirmişlerdir. Çok eskiçağlardan beri insanlar, göl, deniz, ırmak, dere gibi su kıyılarına yerleşmişlerdir.

Beyşehir; kendi adıyla anılan gölün kıyısında kurulmuş ve Beyşehir gölü kıyısını fırdöndü dolaşırsak, göl kıyısının birçok önemli yerleşimlerle çevrili olduğuna tanık oluruz...

Bölgedeki göller, Beyşehir gölü, Tuz Gölü, Hotamış Gölü, Suğla Gölü, Akşehir Gölü gibi göllerdir. Beyşehir, Eğirdir ve suğla Göllü coğrafi olarak Göller Yöresinde yer alır. Bu alan coğrafi olarak, “Beyşehir, Suğla, Yalvaç, Oluğu” olarak adlandırılmaktadır.


Maalesef günümüzde git gide insan eliyle yanlış ve hırslı, hoyratça suların kullanımlardan dolayı birçok göllerin hızlıca kurudu ve bazı göllerimizde kurumaya yüz tuttu. Örneğin, bu vurdumduymaz hoyratlık yüzünden Konya Göllerinden Hotamiş Gölü kurudu, Beyşehir gölü can çekişiyor, kurumaya doğru ilerliyor. “Göl yerinde su eksilmez” mantığıyla hareket eden yöre halkı anlamıyor, anlamak istemiyor. İçme suyunu Beyşehir gölden alıyor. İleride kurumuş gölden başka su kaynağı bile bulmayacak durumlar uzak değildir bu böyle giderse. Ayrıca kuruyan göl ve çevresinde çevre dengesinin bozulacağı bir başka sorun olarak karşımıza çıkacaktır…

Ne Yapmalı?
Foto: Selman Zebil, Beyşehir gölünde gün batımı 1987
Önce politik zihinleri aşmalı, planların uygulanması için bir yol çizilmeli ve denetim altına alınmalıdır. Başta halkın değerlerine karşı bilinçlendirilmeli. Yerel yönetimler işin ciddiyetini kavramalı. Şehir merkezi yönetim uğraşıları ve milli parlar statüsü devrede tutulması, ulaşım, tedarik sağlanmalı, iyi giden kültürel faaliyetler cazibesi ile dıştan ve içten turist çekimine yararlı olunmalı ve dahi, uygun, onarılmış kagir evler gelen misafirlerin konaklama mekanları durumuna getirilmelidir. Örnek mi? Alaçatı incelenebilir. Ev pansiyonculuğu başlatılabilir! En zengin kültür turisti, en eski ev pansiyonunda kalmak, o kültürel havayı solumak ister. Her şeyi parasal gözle bakmamak gerekir. Medya, sivil toplum örgütleri, yerel turizm çalışmaları ve tanıtım faaliyetleri ile daha geniş turizm faaliyetleriyle uğraşanlar ile koordineli çalışılmalıdır.

Foto: Selman Zebil, Laleli dağından Beyşehir Gölü yıl 2014
Anadolu’da Son 50 Yılda Göllerin Çölleşmesinin Sonucu Beyşehir Gölü Olmasın...

DSİ (Devlet Su İşletmeleri) Tarafından Kurutulan Maya Gölü Olayı İbretli Bir Örnek Manay Gölü 1950-1965 yılları arasında DSİ tarafından kurutulmuş, l750 hektarlık kısmı Burdur İli sınırları, 4000 hektarlık kısmı ise Antalya il sınırları içerisinde olan ve Antalya’nın Korkuteli ilçesine yakın bir alanda bulunan bu Manay Göl, insan hüneriyle kurutulmuş bir göldür.

Bu Göl, “Manay” adını, göl iken içerisinde dalgalanan sulardan ve suların çıkardığı seslerden alan “Manay” suların dansı, “Maney” ise suların müziği demektir. Şimdi ise kurutulmuş olan bu göl yerinde ne suları var ne de suların ses var, kurak topraklar kalmış geride. Manay Gölü ve havzası, bütün Tekeli yaylasının en yüksek ve en egemen yerinde bulunmaktaydı: Dağlarla çevrili, bereketli toprakların çevrelediği gölün deniz seviyesinden yüksekliği l349 metrede bulunmaktaydı.

Neye akıl edilip hizmet edildiyse; ülkemizde 1950-60’lı yıllarda yoğun bir biçimde yaşanan göl kurutmaları ve kurutulan göl yataklarının halka tarım arazileri olarak dağıtılması aklı bu ülkeye hıyanetliktir. DSİ bu işe girişmiş, çevre köylüleri de bu adı geçen gölün kurutulmuş topraklarından pay kapma yarışına girişmişlerdir. Birçok davalıklar ortaya çıkmıştır.

Nankör İnsanoğlu Hırsı Yüzünden Doğayı Katletmesi
Foto: Selman Zebil, Beyşehir Gölünde gün batımı yıl 2017
Göllerin kurumasına neden olan insanlar artık şunu iyi bilmelidirler. Dünya artık suya hasret günlere doğru giderken, ülkemiz de daha hızlı adımlarla giderek önlemler almalıdır. Türkiye'nin 1993 yılında taraf olduğu Ramsar Sözleşmesine göre, Göller Yöresi ve ülkemizin diğer bölgelerinde sorunlarla boğuşan göllerimizin kurumaması için ivedilikle sorunları giderici çareler bulmak gerekiyor.

Göller ve sulak alanlar açısından son derece zengin bir ülke olan Türkiye'nin, son 50-60 yıl içinde yani 20'nci yüzyıl boyunca ve 21. Yüzyıl ilk çeyreğine kadar 1 milyon 400 bin hektar sulak alanların ve göllerin, bilinçsiz, bencil, hırslı, tamahkâr insanların yüzünden kuruduğunu bilinmektedir. Ama bunun bilindiği halde sesini çıkamayan siyasi bir ortamın işbaşında olması bir başka sorundu. Bu tamahkârlık yüzünden bölgede “Küresel ısınmayla ortaya çıkacak olan iklim değişiklikleri ile susuzluk sorunu ortaya çıkacak ve derelerin, göllerin doğal yaşam alanlarına dokunulmadan çözüm bulmak gerekir.

TTDK Antalya Şube Başkanı Hediye Gündüz, 1997 yılında başlatılan ‘Göllerimizi İstiyoruz’ kampanyası çerçevesinde sorunları dile getirmektedir. Hediye Gündüz, “Bu liste Türkiye’nin tarım ülkesi olarak tarımını nasıl bir tehlikeye attığının göstergesidir. Türkiye’nin yaklaşmakta olan dünyanın en büyük tehlikesi küresel ısınmaya karşı nasıl savunmasız kaldığının listesidir. Bu liste çocuklarımızdan çaldığımız gelecektir” dedi.

Foto: Selman Zebil Reğüleli köprüden günbatımı yıl 1985
Çarşamba Kanalı

Konya Ovası’nda sulama için gereken suyun azlığı Konya’daki yöneticileri Beyşehir Gölü’nün bol sularından yararlanma düşüncesine götürmüş, 19. yüzyılda bazı girişimler olmuşsa da sonuç alınamamış, ancak 20. Yüzyılın başlarında Beyşehir Gölü Konya Ovası’na açılan kanalla akıtılmıştır. (*)

(*) Mehmet Bildirici, “Tarihi Su Yapıları, Konya, Karaman, Niğde, Aksaray, Yalvaç, Side, Mut, Silifke”, Ankara 1994, s.89.

Göller Yöresinde 35 Göl Kuruduğuna Dair Hediye                                    Gündüz’ün Açıklaması

A-Platformu sözcüsü Hediye Gündüz 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle Sözcü Gazetesi’ne bir açıklama yaptı. Türkiye’nin 3 büyük gölünün ise susuzluk nedeniyle kurumaya başladığına dikkat çeken Hediye Gündüz, “Ülkemizin en büyük 3 gölü ve Göller Yöresi gölleri için büyük bir çalışma başlattık” dedi. “Türkiye'de 65'ten fazla göle sahip Göller Yöresinde 35 gölün kuruduğunu belirten A Platformu (Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu) sözcüsü Hediye Gündüz şunları söyledi, “Ülkemizin su deposu gölleri ne yazık ki halen hızla kuruyor. Ülkemizin en fazla gölüne sahip Göller Yöresinin 65’ten fazla gölden 35’i ne yazık ki kurumuş durumda. 11 Göl ise kuraklık tehlikesi karşısında direniyor. Diğerlerinin birçoğu ise kurumayla karşı karşıyadır. Ülkemizde hem iklim değişikliği, hem de göl sularını yanlış kullanma sonucu göllerimiz kuruyor. Bizler, 1970’li yıllarda kurutulan Avlan Gölünü mücadele ile geri kazandık. Şimdi de kuruyan diğer göllerimizin yeniden geri kazanılması için herkese çağrı yapıyoruz. Göllerimizi geri istiyoruz” diyordu.

Geri Kazanılan göl, Avlan Gölüdür
Aylan Gölü: “1970’li yıllarda devlet eliyle kurutulmuş göl, çevreciler ve köylülerin ‘Göllerimizi geri istiyoruz! Kampanyası çerçevesinde mücadelesiyle geri kazandığımız ve sularına kavuşan ilk gölümüzdür. Bu yıl yağmurun bol yağması nedeniyle sularıyla şu anda nazlı nazlı ama yine de buruk süzülmektedir. Ancak gölün alanı kurutulmadan önce 24 bin dönüm iken, şu an sadece 1/3’ü sularına kavuşmuştur. Göl ancak sularının tamamına kavuştuğunda huzur bulacaktır” diyor Gündüz.

Göller Yöresindeki Göllerin Can Çekişi

Foto: Mesut İnal, Beyşehir Gölünde tarihi ada
Göller Bölgesi denen alan, Konya’nın batısı, Antalya’nın yine batış, Isparta, Burdur’u da içine alan geniş alanlarda bulunan göllerin bu alanlara çok fazla göl ve gölcüklerin oluşumundan dolayı “Göller Bölgesi” denmiştir. Bu göller, yörelerine göre kendine özgü yöresel iklimlerini de yaratmışlardır. Bu alanlarda bulunan göllerin 65 adet olup, dağlarda da gölcükler bulunmaktadır. Sorun bu göllerin yarıdan fazlası kurumuş, suru çekilerek kurumuş haldedir. Bu nedenle yörelerin kendine özgü iklimleri de değişime uğramıştır. Bu hal ise gelecek nesiller için yaşam alanlarını daralması, tarımsal verimin kurak ortamda oluşmaların gerilemesi son derece düşünülmesi gereken konunun başında gelmektedir.

Göller bölgesinde bulunan ve daha önce bulunup ta kurumuş göller, dahi insan eliyle kurutulmuş göller vardır. Bu göllerden insan eliyle kurutulanlardan biri Antalya’nın Elmalı ilçesindedir. Bu gölün kurutulmasıyla bölgede ekolojik denge bozulmuş, şimdi insanlar yeniden bu gölün sularını beklemektedirler.

Göller bölgesi gölsüzleşerek çölleşiyor…
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Antalya Şubesi'nce yapılan araştırmada, Antalya, Isparta, Burdur, Afyonkarahisar, Denizli ve Konya'yı içine alan Göller Bölgesi'nde bulunan irili ufaklı 65 gölden 31'inin tamamen kuruduğu, 11'inin kuraklık tehlikesi altında olduğunu belirtmektedirler.

Karagöl, Girdev Gölü; Müren Gölü, Küçük Göl kurumuş, suya hasret artık

Diğer Korukeli Göllerinden Manay (Söğüt) Gölü, Sarı Gölü (Kırkpınar), Gölcük Gölü, Genceli Gölü, Keklicek Gölü, Akgöl, İmecik Gölü artık suya hasret, kurak haldedirler.

Antalya göllerinden Yamansaz gölünün yarısı susuz halde bırakılmış, o susuz yerlere de dev binalarla yapılmıştır. Gölün kalan diğer sulu bölümü ise, iş işten çoktan geçtikten sonra SİT alanı ilan edilmiştir.

Yine Çakal Gölü %50’si suyu çekilmiş, yarı kurak halde kalmış…
Karadayı Boğazak Sazlıkları (Boğazkent) susuzluktan kurumuş durumda. Geçmişte Kuş Cenneti olarak bilinen Kocağöl-Boğazkent göl ve sazlıkları çevre kirliliği, yanlış avlanma, bilinçsiz sulamalardan dolayı sorunla karşı karşıyadır. Bütün bunlar insan faktörünün rolünün, ölçüsüz, bilinçsiz çevre duyarlılığı olmayan kişilerin, günü gün etme düşüncesinden kaynaklanan durumdur. Raporuna, bu yıl biri tamamen kurumuş olan Antalya'nın Nohut Gölü ile biri de kuruma tehlikesi yaşayan Burdur'un Gölhisar Gölü'nün de eklendiği açıklandı…

Gelelim Kurumakta Olan ve Kuruyan Konya’nın Göllerine
Beyşehir Gölü; Türkiye’nin üçüncü büyük tatlı su gölüdür; duyarsızlıklar sürmektedir, göl kıyılarına yakın yerlerde hızlı bir biçimde yapılanma sürmektedir. Daha çok yapılanma, geçmişte sazlık olan yerler doldurularak, sular kurutularak yapılmaktadır.

Sular çekilmekte, böyle giderse önüne geçilmez kötü durumlarla gelecek nesiller karşılaşabilir.

Yine Türkiye’nin ikinci büyük gölü ise Tuz Gölüdür. Bu gölünde suları çekilmektedir. Suğla Gölü derseniz kurumuş, suları çekilmiş. Çumra ovasındaki Arapçayırı gölü susuz. Güvenç Gölü; Yarma Bataklığı; Hotamış gölü ve sazlıkları, Samsam Gölü kurumuş. Nasrettin Hocanın Maya çaldığı Akşehir Gölü susuz kalmış, Hoca gelse ne der acaba? Karapınar Ovası, Ereğli Sazlıkları kurumuş halde.

Burdur Sınırları İçinde Kalan Göller İse:
Ülkemizin sayılı göllerinden biri olan Burdur Gölü suları hızla kuruyan göller arasındadır. Bu gölde yaşayan doğal yaşam bitiyor. Dikkuyruk kuşları tehlikededir.

Yine Burdur sınırları içinde bulunan, siyasetin göz diktiği, dünyada pek az doğa benzeri bulunan Salda Gölü, siyasi rant uğruna, çevresine eğlence yerleri kuruluyor, o değerli berrak kumları tehlike altında bırakılıyor.

Yine Burdur’da ki Kestel Gölü susuz, suya muhtaç olmuş. Yazır Gölü susuz, Akgöl kuraklaşmış, Yarışlı Gölü kurumuş, Mamak Gölü öyle, Kuru Göl kurumuş, Beylerli Gölü kurumuş, Karataş Gölü, kurumaya doğru hızlıca yol alıyor, şimdi yarısı susuz bırakılarak kurutulmuş halde, suları çekildikçe balıkları tehlikededir…

Gölhisar Gölü: Hızla suları azalıyor, kuruyor. Acı Göl derseniz, tuz stepleri tehlikede; Karaevli Gölü susuz, Heybeli Gölü susuz, Pınarbaşı Gölü susuz.

Gelelim Kuruyan ve Kurumakta Olan Isparta’nın göllerine:

Ülkemizin 4. Büyük gölü olan Eğirdir Gölü, git gide hızla çekilen suları, içinde yaşayan kerevitleri ve balıkların varlıkları tehlikede kalacaklar. Kovada Gölünün kuşlara koruma alanı olması, suların varlığına bağlıdır. Alparslan Gölü işe kurumuş suya muhtaç.

Mers
in gölleri İse:
Aynaz Bataklığı; Regma Bataklığı sularını çekmiş, şimdi kurumuş haldeler. Hatay sınırları içinde bulunan Amik Gölü susuzdur.

Afyon Gölleri
Eber Gölü kurumuş. İscehisar Gölü ise, bölgedeki mermercilik işleriyle uğraşanların mermer tozları ve mermer kırıntı atıklarından dolayı bu göl büyük risk altındadır...

Selman Zebil 4 Kasım 2020

Hiç yorum yok:

ERDOĞAN "ZALİM, KATİL, DARBECİ, DİKTATÖR" DEDİĞİ SİSİ İLE BULUŞMASI

Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın Bitmeyen Siyasi “U” Dönüşleri ve Mısır Cumhurbaşkanı  Abdulfettah es- Sisi İle Buluşması Recep Erdoğan, 2011’...