8 Aralık 2015 Salı

İSVEÇ KRALI 12. KARL ŞARL ve OSMANLI



12. Karl, Demirbaş Şarl İsveç Kralı (1682-1718)

İsveç Kralı 11. Şarl’ın oğlu olan Demirbaş Şarl, 1697 yılında 15 yaşında babasının yerine İsveç kralı olmuştur. İlk başta, Rusya, Danimarka ve Polonya arasında oluşturulan ittifakı bahane ederek Danimarka’ya karşı savaş ilan etmiş ve büyük bir zafer kazanmıştır. Daha ileri giderek Rusya ve Polonya’ya savaş açtı.

İlk zamanlar Rus Çarı Deli Petro karşında başarılı olsa da, Moskova’ya kadar ilerlediği sırada, kışın zor şartları ve salgın hastalığında etkisiyle Poltava Savaşında (28 Haziran 1709) yenilir. Demirbaş Şarl, 1500 kadar Karoliner ve Kazak’tan oluşan gücünü de yanına alarak güneye doğru çekilerek Osmanlı’ya sığınarak iltica etmek ister. Kral Şarl’ın yardımcılarından Leh General Stanislaw Poniatowski Özü kalesi komutanı Abdurrahman Paşa’ya giderek 2000 altın vermesinden sonra kabul edilir ve son anda Rus ordusunun eline düşmekten kurtulur. Bug (Aksu) nehrini geçerek kaleye sığınabilir.

İsveç Kralı, tekrar ülkesine dönebilmek için, Rusya ile savaşı sürdürmek ve Osmanlının askeri ve ekonomik kaynaklarından yararlanma düşüncesinde olur. Böle olunca sürekli Rus askeri hazırlıklarını yakından izleyen ve sıkı bir Rus düşmanı olan Kırım Hanı Devlet Giray ile Bender Muhafızı Çerkez Yusuf Paşa’nın siyasi nüfuzu ve askeri gücünden yaralanmaya çalışır. Osmanlılara sığındıktan kısa süre içinde iki önemli kişilerle dostluklar kurdu ve bunlardan Yusuf Paşa’nın davetlisi olarak Bender’e yerleşti.

İsveç Kralı Demirbaş Şarl, Sultan 3. Ahmet zamanında Bender’de 5 yıl süreyle oturmuştur. Orada boş durmaz; bu süre içinde Osmanlı Devletini Ruslara karşı sürekli kışkırtmak suretiyle, askeri ve siyasi olarak Rusya’ya karşı oldukça bir mücadele içinde olmuştur. Bir yandan Rus karşıtlarıyla dostluklar kurarak Kazak, Leh, Tatar güçlerini Bender’e toplamayı başarır. Bu birleşik orduyla zaman zaman sınırı geçerek, önemli stratejik Rus üslerine ve bölgelerine yıpratıcı baskınlar düzenlerdi.

Ayrıca, aklını kurnazlıkta kullanmasını bilen Demirbaş Şarl, İstanbul’daki özel temsilcisi General Stanislaw Poniatowski aracılığıyla, Osmanlı saray ve devlet adamları arasında yoğun bir biçimde Rus düşmanlığı propagandası yaptırdı. Nitekim Rus sınır bölgelerinde abartılı ama etkili ve başarılı propaganda sonucunda, çar ve Rusya’ya duyulan nefret iyice artar. Bu etkili propagandayla oluşturulan kamuoyu, Osmanlı Devletinin birkaç yıl sonra Rusya’ya karşı savaş kararı almasını etkileyen önemli bir oldu. 

Osmanlı-Rus Savaşı başlar, Osmanlı paşası Paltacı Mehmet Paşa’nın Rus Çarı Deli, Petro’yu yenmesiyle sonuçlanan Purut Savaşı, İsveç Kralı Demişbaş Karl’ın teşvikiyle çıkmıştır. Prut Savaşı sonunda Ruslarla barış anlaşması yapıldığı halde, Osmanlı Devletini savaşması için kışkırtmaya sürdüren Demirbaş Şarl, Bender’den çıkarılmak istendi. Demirbaş Şarl ve askerleri direnç gösterdi, 1 Şubat 1713’de bir baskın sonucu ele geçirilerek Edirne’de Meriç köprüsü çıkışında 1. Ahmet döneminden beri konukevi olarak kullanılan “Demirtaş Kasrı”  adındaki yerde zorunlu olarak ikamete tabi tutulur.

Demirbaş Şarl’ın Yeniçerilerce ele geçirilme işi olan bu olay İsveççe “Kalabaliken i Bender”  (Bender’de kaos, kargaşa) olarak tarihte yerini almıştır.

İsveç Kralı 12. Karl Demirbaş Şarl, Edirne de kaldığı sürece, ülkesi İsveç’i uzaktan yönetmeyi sürdürmüştür. Türk topraklarında kaldığı 5 yıl 3 ay içinde kız kardeşine gönderdiği mektubunda Edirne’deki zorunlu ikametine şöyle söz etmiştir:

“Paltava’da esir oluyordum. Bu, benim için bir ölümdü; kurtuldum. Bug (Aksu) Nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi. Önümde su, arkamda düşman, tepemde cehennemler püsküren güneş! Su beni boğmak, düşman beni parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu. Gene kurtuldum. Fakat bugün esirim, Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin, suyun yapmadığını onlar yaptılar: Beni esir ettiler. Ayağımda zincir yok, zindanda da değilim. Hürüm, istediğimi yapıyorum. Lakin gene esirim; şefkatin, ulüvv-i cenabın, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar şefkatli, bu kadar âlicenap, bu kadar asil ve bu kadar nazik bir milletin arasında, hür esir gibi yaşamak bilsen ne tatlı!  Der.

En sonunda Demirbaş Şarl, askerleriyle birlikte Edirne’den ayrılarak at sırtında 15 günde Macaristan ve Almanya üzerinden İsveç’e geçmeyi başardı.

Boş durmaz, Demirbaş Şarl, kısa süre içinde bu kez Norveç’e saldırır. Ancak Frederiksten Kalesini kuşattığı sırada başından vurularak öldürülür. Bu öldürülüş olayı, kim tarafından yapıldığı belirsiz kalır. Bazı söylencelere göre, sürekli savaşlar halinden usanan İsveçliler tarafından vurularak savaşçı Kral Demirbaş Şarl’dan artık kurtulmak maksatlıydı öldürüldüğü. Bir başka söylencelere göre kaleyi kuşatırken bir Norveçli asker tarafından öldürülmüş olması ihtimali.

Demirbaş Şarl, sığındığı Osmanlı topraklarında 5 yıl 3 ay kaldığı sürece hazinesinde bulunan  “Demirbaş”  parasından gönderilen masraflarından dolayı Yeniçeriler ona  “Demirbaş” lakabını vermişlerdir. İsveçlilerin en savaşçı Kralları olan 12. Karl Demirbaş Şarl, bol kesen yemiş, içmiş, borçlanmış, Osmanlıya ve askerlere bol para takmıştır. Sonuçta, İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ın Osmanlıya taktığı borçlarını tahsil etmek için 1720-1730 yılları arasında İsveç’e gelen ve yerleşen Türk delegasyonları olduğu biliniyor.

İsveç’te, Sözde furhark abecesi ile yazılmış olan ve  “rök yazıtı”  denilen bu yazıtın önemi  “ay tamga”  ve diğer bilinen bir çok benzer tamga gibi, kadim Türk abecesi ile aynı yazılmış tamgalar.

Hiç yorum yok:

TURANCI-TÜRKÇÜ-SOSYALİST ETHEM NEJAT (1881-1921)

ETHEM NEJAT (1887-1921) Annesinin adı Cavide, babasının adı Hasan'dır. Anne tarafından dedesi Ahmet Cavit Paşa, Çerkes İttihat ve Teavün...