17. yüzyılda Anadolu’da Osmanlı Devletinde 4. Murat döneminde yaşamış olduğu sanılıyor. Alevi-Bektaşi halk ozanı olan Kul Nesimi’nin gerçek Ali’dir.14. Yüzyılda yaşamış olan İmameddin Seyit Nesimi’den etkilendiğinden dolayı mahlasını “Kul Nesimi” olarak kullanmış olduğu bilinmektedir. Ayrıca başta Hacı Bektaş Veli ve Yunus Emre, Şah İsmail, Pir Sultan Abdal’dan iyice etkilenmiş olup hem hece hem aruz vezinlerinde deyişler yazmıştır. Kul Nesimi’nin, “Vahdet-i Vücut” anlayışına sahip olduğunu deyişlerinden anlaşıldığı kadarı ile de düzgün bir hece ölçüsünde kullanmasını bilen ve iyi bir eğitim görmüş olduğunu kanıtlar. Kul Nesimi Bazen aruz da iyi bir biçimde başarıyla kullandığı, en çok ise hece ölçüsünde deyişlerini söylemiştir.
Cahit Öztelli, Tekke ozanı olan Kul Nesimi’nin yüzden fazla deyişini derleyip bir araya getirerek 17. Yüzyıl ozanı olarak adına bir kitap yayımlamıştır. Ozan Kul Nesimi adının mahlasında kullandığı “Kul Nesimi” İmameddin Nesimi’den başka bir Nesimi olduğunu bu yapıtı sayesinde anlaşılmıştır. Ancak ozan, adı geçen kitapta 100’ün üzerinde yer alan deyişlerinde yalnızca ikisinde “Kul Nesimi” mahlasını kullanmış, diğer deyişlerinde ise “Seyit Nesim”, “Can Nesimi”, “Nesimi” gibi mahlaslar kullanmıştır.
Ancak deneyimli olan Cahit Öztelli, ozanın adının benzerliğinden dolayı yukarıda söz edilen “İmadeddin Nesimi” ile karıştırılmaması için kitabının adını Kul Nesimi olarak kullanmıştır.
Ancak deneyimli olan Cahit Öztelli, ozanın adının benzerliğinden dolayı yukarıda söz edilen “İmadeddin Nesimi” ile karıştırılmaması için kitabının adını Kul Nesimi olarak kullanmıştır.
Bir örnek: “Ben Melamet Hırkasını” veya “Kime Ne” sözleri ile bilinen ve daha sonra sanatçılar tarafından bestelenen deyişler daha çok karıştırılarak, 17. Yüzyılda yaşamış olan Kul Nesimi’ye değil de 14. Yüzyılda yaşamış İmameddin Nesimiye atfedilmektedir.
14. Yüzyılda Bağdat'ta doğmuş, 1404’te Halep'te derisi yüzülerek öldürülmüş ünlü tasavvuf ozanı Azerbaycanlı İmameddin Seyit Nesim ile 17. Yüzyılda yaşadığı sanılan Kul Nesimi karıştırıyorlar. Kul Nesiminin gerçek adı Ali olup yaşamı konusunda derin bir bilgi yok. Cahit Öztelli'nin yaptığı araştırmaya göre: “17. Yüzyılın ünlü Bektaşi ve Hurufî şairidir. Soyu 14. yüzyılın ünlü şairlerinden ve Yunus Emre izleyicilerinden Sait Emre'ye dayanır, İran Safavi şahlarının Anadolu üzerindeki egemenliğini sağlamak yolunda sürdürülen siyasal çabalara katılmış, bu yüzden Alioğlu ve Dedemoğlu ile birlikte kovuşturmalara uğramıştır. Sonunun nasıl bittiğini gösterecek belge yoktur." Diye yazar.
17. Yüzyılda yaşamış olan, Kul Nesimi'nin doğum yeri ve yılı bilinmediği gibi, ölüm yeri ve yılı da bilinmiyor. Ancak deyişlerinde M.S.1668'de sağ olduğu, Bektaşiliğe bağlı olduğu, iyi bir öğrenim gördüğü, tekke edebiyatının önde gelenlerinden olup tasavvuf ve din konularda bilgeliğe sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Kul Nesimi, deyişlerini hem hece hem de aruzla yazmıştır. İki ölçüyü de beceriyle kullandığı, inancıyla sanatını eksiksiz yan yana götürdüğü görülmektedir. Daha çok tasavvufi inancını yansıtan dini eğilimli lirik deyişler yazmış, ancak aşk konusuna da arada bir değindiğini deyişlerinde yansıtmakta olduğunu görürüz.
Cahit Öztelli'nin yaptığı son araştırmaya göre, "17. yüzyılın ünlü Bektaşî ve Hurufî ozanıdır. Soyu 14. yüzyılın ünlü şairlerinden ve Yunus Emre izleyicilerinden Sait Emre'ye dayanır, İran Safavi şahlarının Anadolu üzerindeki egemenliğini sağlamak yolunda sürdürülen siyasal çabalara katılmış, bu yüzden Alioğlu ve Dedemoğlu ile birlikte kovuşturmalara uğramıştır. Sonunun nasıl bittiğini gösterecek belge yoktur." Diye açıklar.
Kul Nesimi'nin doğum yeri ve yılı gibi ölüm yeri ve yılı da bilinmiyor. Ancak deyişlerinde 1668'de sağ olduğu, Bektaşiliğe bağlandığı, sağlam bir öğrenim gördüğü, tasavvuf ve din konularını iyi bildiği anlaşılıyor. Aşağıdaki dizelerden de anlaşıldığı gibi, Bektaşi olduğuna dair bir kanıttır:
Meşrebidir herkese yâran dur Bektaşiler
Kimse bilmez sırlarını seyran olur Bektaşiler
Biz tarik-ı Bektaşi’yiz zikrederiz Hakkı biz
Kul Nesimi'nin iki ölçüde beceriyle kullandığı hem hece hem de aruzla deyişleri vardır. Dahi, inancıyla sanatını yan yana yürüttüğü görülmüştür. Aşk konusuna da değinmekle birlikte, Kul Nesimi, daha çok din ve tasavvuf inancını yansıtan lirik nefesleriyle ün kazanmıştır. Bunlardan bazıları bestelenmiştir. Kul Nesimi'nin deyişlerinden birkaçı, Cahit Öztelli'nin şu kitabında bir araya getirilmiştir: Kul Nesimi (1969).
Ben yitirdim ben ararım yar benimdir kime ne
Gâh giderim öz bağıma gül dererim kime ne
Gâh giderim medreseye ders okurum hak için
Gâh giderim meyhaneye dem çekerim kime ne
Sofular haram demişler, bu aşkın şarabına
Ben doldurur ben içerim, günah benim kime ne
Ben melâmet hırkasını, kendim giydim eğnime
Ar ü namus şişesini, taşa çaldım kime ne
Sofular secde ederler, mescidin mihrabına
Yar eşiği secde gahım, yüz sürerim kime ne
Gâh çıkarım gökyüzüne, kaftan kafa
Gâh inerim yeryüzüne, yar severim kime ne
Nesimi’ye sormuşlar yârin ile hoş musun?
Hoş olayım olmayayım o yar benim kime ne
An Haydar, Haydar o yar benim kine ne
****
Kul Nesimi sen seni mana bilir söylersin
Biz bir deriz geçeriz bir ummana benzemez
Hah çıkarım gökyüzüne silkemem hiç âlemi
Gâh inerim yeryüzüne silkemez âlem beni
Yaptığımız Kâbe’dir yıktığımız kilise
Şu bizim seyranımız bir seyrana benzemez
Abdestimiz katlanmak, namazımız sabretmek
Biz bir oruç tutarız, Ramazan’a benzemez
Kitabımızda kıl var, dağlar kadar görünmez
Biz bir ayet okuruz bir Kur’an’a benzemez
Kul Nesimi sen seni mana biter söylersin
Biz bir deniz geçeriz bir ummana benzemez
Kelb rakip haram diyormuş şarabın bir katresine
Saki doldur ben içerim günah benim kime ne.
Nesimi’den
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi, Farisiyi bilmem, dile minnet eylemem
Kaynaklar:
Cahit Öztelli, “Pir Sultan’ın Dostları”, İstanbul, 1984,
Cahit Öztelli'nin "Kul Nesimi" 1969.
14. Yüzyılda Bağdat'ta doğmuş, 1404’te Halep'te derisi yüzülerek öldürülmüş ünlü tasavvuf ozanı Azerbaycanlı İmameddin Seyit Nesim ile 17. Yüzyılda yaşadığı sanılan Kul Nesimi karıştırıyorlar. Kul Nesiminin gerçek adı Ali olup yaşamı konusunda derin bir bilgi yok. Cahit Öztelli'nin yaptığı araştırmaya göre: “17. Yüzyılın ünlü Bektaşi ve Hurufî şairidir. Soyu 14. yüzyılın ünlü şairlerinden ve Yunus Emre izleyicilerinden Sait Emre'ye dayanır, İran Safavi şahlarının Anadolu üzerindeki egemenliğini sağlamak yolunda sürdürülen siyasal çabalara katılmış, bu yüzden Alioğlu ve Dedemoğlu ile birlikte kovuşturmalara uğramıştır. Sonunun nasıl bittiğini gösterecek belge yoktur." Diye yazar.
17. Yüzyılda yaşamış olan, Kul Nesimi'nin doğum yeri ve yılı bilinmediği gibi, ölüm yeri ve yılı da bilinmiyor. Ancak deyişlerinde M.S.1668'de sağ olduğu, Bektaşiliğe bağlı olduğu, iyi bir öğrenim gördüğü, tekke edebiyatının önde gelenlerinden olup tasavvuf ve din konularda bilgeliğe sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Kul Nesimi, deyişlerini hem hece hem de aruzla yazmıştır. İki ölçüyü de beceriyle kullandığı, inancıyla sanatını eksiksiz yan yana götürdüğü görülmektedir. Daha çok tasavvufi inancını yansıtan dini eğilimli lirik deyişler yazmış, ancak aşk konusuna da arada bir değindiğini deyişlerinde yansıtmakta olduğunu görürüz.
Cahit Öztelli'nin yaptığı son araştırmaya göre, "17. yüzyılın ünlü Bektaşî ve Hurufî ozanıdır. Soyu 14. yüzyılın ünlü şairlerinden ve Yunus Emre izleyicilerinden Sait Emre'ye dayanır, İran Safavi şahlarının Anadolu üzerindeki egemenliğini sağlamak yolunda sürdürülen siyasal çabalara katılmış, bu yüzden Alioğlu ve Dedemoğlu ile birlikte kovuşturmalara uğramıştır. Sonunun nasıl bittiğini gösterecek belge yoktur." Diye açıklar.
Kul Nesimi'nin doğum yeri ve yılı gibi ölüm yeri ve yılı da bilinmiyor. Ancak deyişlerinde 1668'de sağ olduğu, Bektaşiliğe bağlandığı, sağlam bir öğrenim gördüğü, tasavvuf ve din konularını iyi bildiği anlaşılıyor. Aşağıdaki dizelerden de anlaşıldığı gibi, Bektaşi olduğuna dair bir kanıttır:
Meşrebidir herkese yâran dur Bektaşiler
Kimse bilmez sırlarını seyran olur Bektaşiler
Biz tarik-ı Bektaşi’yiz zikrederiz Hakkı biz
Kul Nesimi'nin iki ölçüde beceriyle kullandığı hem hece hem de aruzla deyişleri vardır. Dahi, inancıyla sanatını yan yana yürüttüğü görülmüştür. Aşk konusuna da değinmekle birlikte, Kul Nesimi, daha çok din ve tasavvuf inancını yansıtan lirik nefesleriyle ün kazanmıştır. Bunlardan bazıları bestelenmiştir. Kul Nesimi'nin deyişlerinden birkaçı, Cahit Öztelli'nin şu kitabında bir araya getirilmiştir: Kul Nesimi (1969).
Ben yitirdim ben ararım yar benimdir kime ne
Gâh giderim öz bağıma gül dererim kime ne
Gâh giderim medreseye ders okurum hak için
Gâh giderim meyhaneye dem çekerim kime ne
Sofular haram demişler, bu aşkın şarabına
Ben doldurur ben içerim, günah benim kime ne
Ben melâmet hırkasını, kendim giydim eğnime
Ar ü namus şişesini, taşa çaldım kime ne
Sofular secde ederler, mescidin mihrabına
Yar eşiği secde gahım, yüz sürerim kime ne
Gâh çıkarım gökyüzüne, kaftan kafa
Gâh inerim yeryüzüne, yar severim kime ne
Nesimi’ye sormuşlar yârin ile hoş musun?
Hoş olayım olmayayım o yar benim kime ne
An Haydar, Haydar o yar benim kine ne
****
Kul Nesimi sen seni mana bilir söylersin
Biz bir deriz geçeriz bir ummana benzemez
Hah çıkarım gökyüzüne silkemem hiç âlemi
Gâh inerim yeryüzüne silkemez âlem beni
Yaptığımız Kâbe’dir yıktığımız kilise
Şu bizim seyranımız bir seyrana benzemez
Abdestimiz katlanmak, namazımız sabretmek
Biz bir oruç tutarız, Ramazan’a benzemez
Kitabımızda kıl var, dağlar kadar görünmez
Biz bir ayet okuruz bir Kur’an’a benzemez
Kul Nesimi sen seni mana biter söylersin
Biz bir deniz geçeriz bir ummana benzemez
Kelb rakip haram diyormuş şarabın bir katresine
Saki doldur ben içerim günah benim kime ne.
Nesimi’den
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi, Farisiyi bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-ı Mustakim üzere gözetirim Rahimi
İblisin talim ettiği yola minnet eyleme
İblisin talim ettiği yola minnet eyleme
Bir acayip derde düştüm herkes gider karına
Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünya varına
Rızkımı veren Huda’dır kula minnet eylemem
Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünya varına
Rızkımı veren Huda’dır kula minnet eylemem
Ey Nesimi Can Nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatlerim Ahmet-i Muhtar iken
Cümlelerin rızkını veren ol gani serdar iken
Yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem
Canım Erenlere Kurban
Canım erenlere kurban, Serim meydanda meydan da
İkrarım ezelden kadim, Canım meydanda meydan da
Yarın şefaatlerim Ahmet-i Muhtar iken
Cümlelerin rızkını veren ol gani serdar iken
Yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem
Canım Erenlere Kurban
Canım erenlere kurban, Serim meydanda meydan da
İkrarım ezelden kadim, Canım meydanda meydan da
Yanarım yoktur dumanım, Gönlümde yoktur gümanım
Al malım bağışla canım, Varım meydanda meydan da
Kellem koltuğuma aldım, Kan ettim kapına geldim
Ettiğime pişman oldum, Darım meydanda meydan da
Münkir rakipten kaçın, Müminim hülle don biçin
Ben bülbülüm bir gül için, Zarım meydanda meydanda
Gerçek olan olur gani, Gani olan olur veli
Nesimi’yem yüzün beni, Derim meydanda meydanda
Sorma Mezhebimi
Sorma be birader mezhebimizi
Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır
Çağırma meclis-i riyaya bizi
Biz şerbet bilmeyiz dolumuz vardır
Biz müftü bilmeyiz fetva bilmeyiz
Kıl ü kal bilmeyiz iftar bilmeyiz
Hakikat bağında hata bilmeyiz
Şah-ı Merdan gibi ulumuz vardır
Şahin Bakışlı
Al malım bağışla canım, Varım meydanda meydan da
Kellem koltuğuma aldım, Kan ettim kapına geldim
Ettiğime pişman oldum, Darım meydanda meydan da
Münkir rakipten kaçın, Müminim hülle don biçin
Ben bülbülüm bir gül için, Zarım meydanda meydanda
Gerçek olan olur gani, Gani olan olur veli
Nesimi’yem yüzün beni, Derim meydanda meydanda
Sorma Mezhebimi
Sorma be birader mezhebimizi
Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır
Çağırma meclis-i riyaya bizi
Biz şerbet bilmeyiz dolumuz vardır
Biz müftü bilmeyiz fetva bilmeyiz
Kıl ü kal bilmeyiz iftar bilmeyiz
Hakikat bağında hata bilmeyiz
Şah-ı Merdan gibi ulumuz vardır
Şahin Bakışlı
Uykudan uyanmış şahin bakışlım
Dedim sarhoş musun söyledi yok yok
Ak ellerin elvan elvan kınalım
Dedim bayram mıdır söyledi yok yok
Dedim ne gülersin dedi nazımdır
Dedim kaşın mıdır dedi gözümdür
Dedim ay mı doğdu dedi yüzümdür
Dedim ver öpeyim söyledi yok yok
Dedim aydınlık var dedi aynımda
Dedim günahım çok dedi boynumda
Dedim mehtab nedir dedi koynumda
Dedim ki göreyim söyledi yok yok
Dedim vatanın mı dedi ilimdir
Dedim bülbül müdür dedi dilimdir
Dedim Nesimi Şah dedi kulumdur
Dedim satar mısın söyledi yok yok
Dedim sarhoş musun söyledi yok yok
Ak ellerin elvan elvan kınalım
Dedim bayram mıdır söyledi yok yok
Dedim ne gülersin dedi nazımdır
Dedim kaşın mıdır dedi gözümdür
Dedim ay mı doğdu dedi yüzümdür
Dedim ver öpeyim söyledi yok yok
Dedim aydınlık var dedi aynımda
Dedim günahım çok dedi boynumda
Dedim mehtab nedir dedi koynumda
Dedim ki göreyim söyledi yok yok
Dedim vatanın mı dedi ilimdir
Dedim bülbül müdür dedi dilimdir
Dedim Nesimi Şah dedi kulumdur
Dedim satar mısın söyledi yok yok
Kaynaklar:
Cahit Öztelli, “Pir Sultan’ın Dostları”, İstanbul, 1984,
Cahit Öztelli'nin "Kul Nesimi" 1969.
Saadettin Nüshet Ergün, “Bektaşi Şairleri ve Nefesleri” İstanbul: Maarif Kitap hanesi, 1944
Asım Bezirci, “Türk Halk Şiiri” İstanbul: Say Yay, 1993
Pertev Naili Boratav,” İzahlı Halk Şiiri Antolojisi.” İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay,2000
Asım Bezirci, “Türk Halk Şiiri” İstanbul: Say Yay, 1993
Pertev Naili Boratav,” İzahlı Halk Şiiri Antolojisi.” İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay,2000
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder