Beyşehir Gölündeki Göğüce-Gökçe Balığı (Alburnus akili)
Başka göllerde bulunmayan, salt Beyşehir Gölü'nde yaşayan endemik bir tür olan Gökçe Balığı (Alburnus akili) nasıl yok oldu gitti (!?) Bu adı geçen balık bol çıkar, ucuz satılır, yoksulların doyasıya yedikleri balıktı. Beyşehir Gölündeki doğal yaşama bazı kirli kişiler, kirli ellerini uzatarak gölün otçul gökçe balığını, göle etçil balığını atarak yok ettiler. Türkiye'nin en büyük 3. Gölünden biri olan Beyşehir gölünde yaşayan, endemik (yöreye özgü, başka göllerde bulunmayan) bir tür balıktı, soyunu kuruttular. Bu bile tek başına ağır bir hıyanetti!
Göğüce, Gökçe Balığı (Alburnus akili) balığın yaşadığı Beyşehir bölgesi haritası.
Gökçe balığı (Alburnus akili), Kemikli balıklardan, sazangiller (Cyprinidae) ailesinden olup, yalnızca yakın geçmişte Türkiye'nin Beyşehir Gölü'nde yaşayan 40 yaş üzeri çok kişinin bildiği bu göğüce balığının soyu tümüyle tükendi, tüketildi. Gökçe balığın soyu sonradan göle 1955 yılında üremesi için, düşünülmeden, plansız bir biçimde atılan etçil balıklar yüzünden soyu tükendikçe bir yandan da aşırı biçimde avlanmaların sonucun da Beyşehir Gölü'ne 1955 yılında sudak adlı etçil (otobur) balığın atılmasıyla Gökçe balığının sayısı gittikçe azalmış 1998 yılına gelindiğinde ise sonu gelmiş bir daha hiç görülmemiştir.
Beyşehir Gölünde Var Olup Yok Edilen Gövce Balığı (Alburnus akili)
Kemikli balıklar türünden olan gökçe balığının iskeletleri kemik yapıda ve dentin kökenli elemanlar bulunan balıkları içeren bir omurgalı üst sınıftandır. Boyu 25 santime kadar olabilen, eti oldukça lezzetli, gölden bolca çıkan, uzuz yoksullar için elverişli bir balık türüydü. Balığın gövdesi füze biçimli, resimlerdeki gibi ağız üst durumlu, alt çene daha uzundu. Anüs yüzgeçleri uzun ve başlangıç ışını ise diğerlerine göre daha uzundu. Kuyruk yüzgeci çatallı olup lopların ucu sivriydi. Renk sırtta koyu gri, yanda ve karında gümüşi ak renkliydi. Gökçe balığı küçük gözlü fanyalı ağ, ığrıp ile avlanırdı.
Ayrıca vücut yapıları çeşitli şekillerde olabilir. Vücutları üzerindeki pullar sikloid, ktenoid veya ganoid tiptedir. Kuyruk yüzgeçleri genellikle homoserk yapıdadır, ancak çeşitli gruplarda farklılık gösteren balığın özelliklerinden olan göğüce balığı oldukça meraklı, kendini diğer balıklardan üstün gören bir yapıya sahip bir balık türündendi.
Bazı çıkarcı kişilerin hırsı ve doymazlığı yüzünden 1955 yılında göle Sudak ve Sazan balıklarının atılmasıyla bu tür balıklar tarafından soyu tükendi. Araştırmalara göre 2013 yılından itibaren soyu tükenen bu balık türü bir daha gölde hiç görülmemiştir.
Hıyanetin kara yüzü, otçul olan Göğüce balığını yaylım alanlarına aşırı avlanması ve istilacı, etçil türlerin bırakılması ve bu ot ile beslenen balıkları sonradan göle atılan et ile beslenen balıkların yemesi sonucu gölde kirlilik ve aşırı ölçüde otlanmasına neden olmuştur. Bunun vebali kime aittir? Bu fikri ortaya atan, kabul eden, geri zekalı veya kurnazlık olsun diye izin verenler cezasız mı kalmalıydı? Bunu neye dayanarak yapıldığını tam manasıyla bilen yok, sorgulayan ise hiç yok!
Gövce Balığı (Alburnus akili)
Önemli sorulardan biri de sudak balığı ve benzerleri, göle atılan bu balıklar etten başka bir şey yemezler. Gökçe balığı ise gölde var olan planktonlarla beslenir ve dolaylı olarak gölün otlanmasını engelleyici yönde büyük katkılar sağlarlardı. Hangi akla dayanıldıysa, göle atılan bu etçil balıklar salt gökçe balığını değil kendi türünden olan güçsüz balıkları da yiyorlar. Her Beyşehir sevdalısıyım diyeler bu konuda pek sesi çıkmamaktadır veya olayın vahametini bilmemektedir.
Gövce Balığı (Alburnus akili)
Beyşehir gölüne özgü olan endemik (yöreye özgü) gökçe balığı sürü halinde yaşar aşırı biçimde hızlı çoğalan bir balık olması ve Beyşehir gölünün tamamı bu balık ile doluydu.
Ne olduysa, 1955 yılında İstanbul Hidrobiyoloji Araştırma Enstitüsü, Beyşehir ve Eğirdir göllerine 10 bin adet yırtıcı et yiyici levrek türü olan Sudak balığını (Sander lucioperca) göle bırakmışlar. Bu etçil aynı balıkları, Konya Altınapa ve İvriz baraj göllerine ve Isparta Gölcük Gölü’ne de üremeleri için bilinçsizce, araştırmadan üreyerek çoğalmaları amacıyla bırakılmıştır. Ancak, bu yırtıcı levrek türü, bütün bu göllerdeki otçul, ot ile beslenen yerli balık türlerini yiyerek onlara baskın geldi ve git gide azalmasına ve sonunda yok olmasına neden olmuştur. Yani kısacası, etçil (etobur) balıkların göle bırakılan (Sudak balığı) otçul balık soyunun yok olmasına neden olmuştur. Selman Zebil 5 Eylül 2025
Yararlanılan Kaynaklar:
Ö. Zencir, Korkmaz, A.Ş. 2004. Beyşehir Gölü Kadife Balıklarının (Tinca tinca L.,1758) Et
Verimi ve Vücut Kompozisyonu. Tarım Bilimleri Dergisi, 10 (4): 474-480.
Guler, G. O., Aktumsek, A., Citil, O.B., Arslan, A., Torlak, E. 2007. Seasonal variations on total
fatty acid composition of fillets of zander (Sander lucioperca) in Beyşehir Lake (TURKEY). Food Chemistry, 103: 1241-1246.
(Sander lucioperca Linnaeus, 1758)’nun Büyüme Özellikleri. 1. Uluslararası Beyşehir ve Yöresi Sempozyumu, Beyşehir-Konya, 11-13 Mayıs 2006, 710-717.
Emre Çağlak, Barış Karslı: Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 9 (1): 1-8 (2013)
Beyşehir Gölü Sudak (Sander lucioperca Linnaeus, 1758) Balıklarının Mevsimsel Et
Verimi ve Kimyasal Kompozisyonu.
Battalgil, 1942
M. Ali Kaya (Gövce Balığı)
Tekinşen, K. K., Gökmen, M. 2007. Beyşehir’de Üretilen Dondurulmuş Sudak Balığı (Stizostedion
lucioperca) Filetolarının Bakteriyolojik Kalitesi. Vet. Bil. Derg., 23 (3-4): 57-64.