21 Şubat 2012 Salı

CUMHURİYETİN KALKINMA SERÜVENİ


CUMHURİYETİN KALKINMA SERÜVENİ DEVLETÇİLİK

Pek çok iç ve dış tehditlere rağmen cumhuriyetin kalkınma serüveni çok farklı aşamalardan geçer. Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında ülke nüfuzunun %75’i tarımdan geçimini sağlıyordu ve tarıma dayalı ticaretten yararlanıyordu.

Ülke cumhuriyete geçildiğinde sanayileşme Avrupa’nın çok gerisinde kalmış, sanayileşmeyi kaçırmış bir imparatorluktan sonra cumhuriyetle birlikte Türkiye 1923’den itibaren Avrupa denginde bir sanayileşmeyi yakalamaya çabalar hale gelir. Kısa sürede orta gelirli bir sanayileşmeyi başarmış hale gelen bir ülke olur günümüzde.

Cumhuriyet döneminde gelişen sanayileşme hamlesi karşısında siyasilerin inişli çıkışlı siyasi yanlışlıkları 1923- 1929 açık ekonomi, 1930- 1946 korumacı ekonomi (O dönem yerli malı kullanılması için, yerli malı haftası düzenlenir) sanayileşeme atağı. 1950- 1960 özel teşebbüslerin atağı ve sanayi birikiminin iştiraki. 1960- 1977 planlamaya geçme, 1980- 1989 24 Ocak kararlarıyla dışa açılma ve dahi küresel sermayenin girişiyle dengelerin alt üst olmasıyla günümüze gelir.

Böylece cumhuriyet döneminde ekonomik stratejik gelişim iki bölümde değerlendirilir. Biri korumacı bir ekonomi, ikincisi liberal ekonomi olur.

1930- 1933 yılları arasında pek çok dünya ülkesi çok ağır ekonomik buhran geçirirken Türkiye istikrarlı adımları sayesinde etkilenmedi dahi küçük çapta büyümesini sürdürür.

1927’de sanayi teşvik kanunu yerli sermayedarların sanayiye katılmaları sağlanır. 1930- 1946 yılları arası iç piyasayı koruma amaçlı sanayileşme 25 Şubat 1930’da Türk Parasını Koruma Kanunu yapılır. 30 Haziran 1930’da Merkez Bankası kurulur, Türk Lirası denetim altına alınır.

1930- 1933 Dünya ekonomik buhranda durgunluk geçirirken, sanayi dalında Türkiye %15 civarında büyüme sağlar. 1938 yılında TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi)  kurulur.

1930- 1933 yıllarında Avrupa ve dünya ekonomik buhranlarla boğulurken, daha 13 yıllık Sovyetler Birliği planlı ekonomiden dolayı etkilenmez, kendini korur. 1923’de Türkiye Cumhuriyetini kuran kadroları Sovyetlerin başarılı ekonomik planından etkilenir.

1930 yılı itibariyle Sovyetlerden 5 Yıllık Kalkınma Planı alınarak Türkiye’de hızlı sanayileşme dönemine gidilir. Cumhuriyetin devletçi siyaseti ve altı ilkeden biri olan devletçilik ilkeleri bu dönemde biçimlenir. Buna bazı itirazları olanlar çıkarken, devletçilik ilkesini savunanlarda Osmanlı geleneğinde de var olan devletçiliğin uygun olduğunu öne sürerler. 

1932 yılında Başbakan İnönü Moskova’ya ziyaret eder. İlk 5 Yıllık Kalkınma Projesi Başbakan İnönü’nün Moskova ziyaretinden döndükten bir yıl sonra 1933’de tamamlanır 1934’de yaşama geçirilir.

Tekstil, kâğıt, seramik, şişe-cam sanayi ve metalürji dalında Türkiye gelişimini Sovyetlerden aldığı teknolojiyle sağlar ve böylece devlet sanayileşmenin öncüsü olur.

Yerli girişimci sınıf yaratmak;
Cumhuriyetçilerden önce var olan bu düşünce 1908’den sonra İttihatçıların izlediği  “Milli İktisat”  siyaseti benzer amaçlıydı. Müslüman-Türk unsurların ekonomiye egemen olmaları amaçlanıyordu. Yani sanayinin Türkleştirilmesi çabası vardı.

1930’u yıllarda devletçiliğin gelişiminde sol bakışlılar ve kadrocular olarak iki fikir doğar. Devletçiliği bir araç olarak görenler ve bir amaç olarak değerlendirenler olur.  Atatürk, 1936 yılında Devletçiliğe karşı muhalif söylemler karşısında:  “Türkiye’nin tatbik ettiği devletçilik sistemi 19. yüz yıldan beri sosyalistlerin ileri sürdükleri fikirlerden alınarak tercüme edilmiş bir sistem değildir. Bu Türkiye’nin ihtiyaçlarından doğmuş, Türkiye’ye has bir sistemdir”  diyerek yararlı bir değerlendirme yapar.

Azeri Türkü Ahmet Ağaoğlu:  “Ferdin yetmediği yerde devletin varlık göstermesi”  olarak tanımlar.


Hiç yorum yok:

TURANCI-TÜRKÇÜ-SOSYALİST ETHEM NEJAT (1881-1921)

ETHEM NEJAT (1887-1921) Annesinin adı Cavide, babasının adı Hasan'dır. Anne tarafından dedesi Ahmet Cavit Paşa, Çerkes İttihat ve Teavün...