TÜRK OCAKLARI
KÖKENİ ve KURULUŞ AMACI
20 Haziran 1911'de 231 tıbbiye
öğrencileriyle ünlü Türk hareketinin öncülerinden Mehmet Emin Yurdakul
(Selanik) Yusuf Akçura (Kazan) Ahmet Ağaoğlu (Azerbaycan) ve arkadaşları “TÜRK OCAĞI” adında bir
dernek kurarlar. Bu ocağın kuruluşuna “Tanin Gazetesi” yazarı Hüseyin
Cahit Bey 50 Osmanlı altını vererek destek olur. Böylece “Kültürel Türkçülük hareketi” başlar...
Önceleri Halk Evlerinin yaratıcılığın öne çıkardığı eğitim anlayışı yerini taklitçilik aldı şu günümüzde. Cumhuriyet kurumlarından olan Halk Evleri, Türk Ocakların filizi olarak,19 Şubat 1932’de, Türk halkının eğitim ve bilgi düzeyini yükseltmek için kurulur. Atatürk’ün bizzat kendi kurduğu Halk Evleri yine siyasi kıyıma uğrayarak 8 Ağustos 1951’de DP zamanında kapatılır
Daha derin eğitime ayak
basmak içinse;
1936 yılında Saffet Arıkan’ın
Milli Eğitim Bakanlığı sırasında, köy halkına pratik bilgi vermek amacıyla “Köy Eğitim Projesi” ile Köy Enstitülerin temeli atılır. 17 Nisan
1940’da da Köy Enstitüsü Kanunu kabul edilir. Köy Enstitülerini de DP
kapatır...
Kültürel Türkçülük hareketinin; Türk Ocaklarında gelişim
gösterdiğine şahit oluruz. 1950’de CHP iktidardan düştüğünde
Türkiye de 4000’i aşkın “Halk Odaları” 500’de “Halk Evleri” vardır. Şehirlerde “Halk Evleri” kırsal kesimlerde de “Halk Odaları" Çok amaçlı, adı geçen bu odalarda Türk
halkına, Cumhuriyet Devrimlerini ve ilkelerini anlatmaktı. Dahi; bunu
konferanslar, okuma-yazma dersleri, toplantılar, kitap okuma alışkanlığı
aşılamak, tiyatrolar düzenlemek, spor, konserler, sosyal alanda her türlü
rehberlik hizmetleri ile Türk halkını bilinçlendirmekti. DP bunların hepsini
kapattırdı...
Mahalli çapta kaldılar. Hala
Türk zümreler kendilerini Doğu-İslam toplumundan ayıt edebilmiş değil tam
anlamıyla. Daha kendine özgüvenli, daha birey olma yolunda hep engel geniş
akraba, aşiret, hemşerilik, tarikatçılık, cemaatçilik ilişkileri büyük
şehirlerin varoşlarında kendini hep yerli şehirlilerden ayıttı durdu...
Dostum Rafet Aydeniz bana maille gönderdiği bir makalesinden Mehmet Akif'i anlatmış. Diyor ki: "Mehmet Akif; İslamcı Aydınlar safındaydı. Kendisine bunun için İslamcı Şair denilmiştir. Ama Mehmet Akif için Türk ve Türklük daima başta kalmak şartıyla. Bir gün Mehmet Akif, Türk Milletinin ateşle imtihan edilip, ölüm kalım savaşı vermiş olduğu İstiklal Savaşı yıllarında, bir grup kendi dünya görüşünü paylaşan arkadaşlarıyla yakın dostu ve dava arkadaşı Hasan Basri Çantay’ı ziyaret için Balıkesir’e gelmişler ve arkadaşlarından birisini teşkilat kurmak amacıyla Gönen İlçesine göndermişler ve oturup sohbet ederken gönderilen o şahıs gelmiş ve Gönen’de yerli Rumların oradaki Türklere baskı uygulayıp zulmettiklerini söylemiştir. Bunun üzerine Mehmet Akif, orada Türk Ocakları olup olmadığını sormuş: 'Yok' denilince. Orada derhal bir Türk Ocakları Şubesi açarak karşı faaliyette bulunmalarını söylemiştir." Akif'i iyi tanımayanlara duyurulur.
Selman Zebil 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder