AHİ EVREN (1171-1261)
Ahi Evren Nasirüddin
Mahmut kimliği gerçek kimliğidir. Azerbaycan’ın Hoy kentinde doğmuştur.
Öğrenimini Haorasan ve Maveraünnehir de tamamlamıştır. Eş-arî kelamcısı
Fahrettin Razi tarafından eğitilmiş sonra Bağdat’a gelerek 1204’de fütüvvet
teşkilatına girmiştir.
1204 yılında hocası
ve kayınpederi olan şeyh Evhadüddin Kirmani ile Anadolu’ya taşınmışlardır.
Kayseri’ye yerleşerek Ahi teşkilatını 1225’de kurmuşlardır. Selçuklu Sultanı
Alâeddin Keykubat isteğiyle Konya’ya gelerek, Konya da da Ahi teşkilatını
kurmuştur.
Selçuklu Sultanı 2.
Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Babai ayaklanmasına karıştı iddiasıyla Konya’da
5 yıl tutuklu kalmıştır. Konya’da ki
tutukluluk süresinden sonra serbest kalan Ahi Konya’dan Kırşehir’e yerleşir.
Kırşehir’de Ahilerin başlattığı ayaklanmada 1261’de Ahiler ve Ahi Evren
öldürülür.
Anadolu Selçuklular
döneminin en güçlü fikir adamı olan Ahi Evren, dahi irfan sahibidir. İbni
Sina’ya derin hayranlık duyarmış. Döneminde Ahi Evren “Danışmend-i Rumi” diye anılır.
“Gönlünü Muhammed’in
sözüne bağla, ey Ali’nin oğlu! Ebu Ali’ye uyman daha ne kadar sürer? Yolunu
gösterecek bir yol (Akıl gücüne) sahip değilsen, Kureyşli (Muhammed) önder,
Buharalı (İbni Sina) önderden daha iyidir.”
Ahi Evren, ticarette
rekabet hırsını, insafsızlığı, itilafı ortadan kaldırmak için, Anadolu’da iş
yönetimlerine bir düzen getirmiştir. Ahilikte çalışma ortamları dayanışma
düzeni ile “Ahi Seçere
Nameler” ve “Ahi Fütüvvet Nameler” meydana getirerek kurallı bir dünyanın en
kapsamlı ticari örgütünü kurar.
Bütün sanat
kollarının ve bu kollara ayrılmış, bütün toplulukların uğraşı alanları
insanların birer yasal alanları olarak, insanlara mutluluk, refahı ve
sanatlarını geliştirme yolunda katkı sağlamıştır. Ahi Evren felsefesine göre,
şehirlerde sanayi kollarının gelişmesi ve sanatçı sanatını en iyi bir şekilde
icra etmesi.
Bu düşünceler devrin
sultanları tarafından desteklenmiştir. İlk sanayi sitesini kurduğunu, bu
sitenin debbağlar (dericiler) sitesi olduğu biliniyor. En iyi ilgi çeken yanı
bu dericiler sitesinde hanımlar içinde çalışma yerlerinin olmasıydı. “Ahilerin
kız ve hanımları (Anadolu Bacıları) adıyla anılan bir de teşkilat vardır. Bu kız
ve hanımlar, bu sanayi sitesinde, kadın el sanatları, el halıları
dokurlardı” der. Mikail Bayram, “Mevlana ve Ahi Evren Çekişmesi” adlı yapıtı sayfa 193
Mevlana, Ahi Evren'in geliştirdiği Anadolu Türkmen esnaf örgütlenme yeteneğinden
çekinir ve Ahiliğe karşı harekete geçer. Birisinde güç, kalabalık ama yoksul Türkmenlerden olur, ötekinde az nüfuza sahip ama güç
Sultanlardan. Mevlana mutasavvıftır ve iyi bir şairlik yanı da vardır. Ama
Mevla’nın bir de pek görülmek istenmeyen zafiyeti vardır ki siyasi yanı ve
fikri yönüne girdiğimiz zaman kinci ve intikamcı olduğudur. Karşısında muhalif
olabilecek kim varsa imha etmekte hiç terettüp etmeyen hali, Anadolu’yu istila
eden Moğollara kucak açıp onları rakiplerine karşı kullanmayı bilmiş olmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder