ANADOLU DA ETKİLİ DÖRT SOSYAL HAREKET
Şöyle
ki, Osman’dan Orhan’a kadar dönemde Göçebe Türkmen nüfuzun desteğini alan
Osmanlının yapısını geliştiren dönemin dört sosyal eğilimden söz eder Âşık Paşa
Zade “Garipname” adlı yapıtında. Bunlar:
GAZİYAN-I
RUM
AHİYAN-I
RUM
ABDALLAN-I
RUM
BACYAN-İ
RUM
Osmanlının
var olma temelini oluşturan dönemin sosyal kurumlarından olanlardan:
GAZİYAN-I
RUM: Yurt savunmasında savaşçılar sınıfı.
AHİYAN-I
RUM: Sanatçılar sınıfı ve dini halk toplulukları.
ABDALEN-İ
RUM: Dini toplulukları, kolanizatör dervişler ve ”Tahta Kılıçlılar”
BACIYAN-I
RUM: Anadolu da ilk kadınlar harekatı örgütleridir.
Bunların
içinden Bacıyan-ı Rum lideri Fatma Bacı,(Kadıncık Ana) Hacı Bektaş Veli’nin yanına, kocası Ahi Evren’i öldüren Moğol valisi Nurettin Caca’nın şerrinden kaçıp sığınmıştır. Antalya-Elmalı’da tekkesi bulunan
Abdal Musa, Kadıncık Ana’nın mürididir.
Osman
Gazi’nin kayınbabası Şeyh Ede Bali, Hacı Bektaş ve kardeşi Menteş 1240 Babai
ayaklanmalarında bulunurlar. Kıyımdan canlarını zor kurtarmışlardır. Âşık Paşa
Zade’ye göre: Hacı Bektaş’ın kardeşi Menteş (Mintaş) Baba İlyas’a Sivas’ta
katıldı ve mürşidi ile savaş alanında öldürüldü. Sonra dili Türkçe olan Türk
halk tarikatının en büyüğü olan Bektaşilik, Türk halkının “velisi” Hacı Bektaş Veli, göçebe Türkmen
muhitlerinde sosyal bir olgu olarak gelişir...
Selçukluların
sonunu hazırlayan, Osmanlıların ilk yarısından sonra Selçuklulaşan Osmanlılar,
kent merkezlerinde İranileşmiş ve İslamlaşmış nüfuzu ile Türkmenler
anlaşamıyorlardı. Kentlerde oturanlar, göçebe Türkmenleri hakir görüyorlar,
gelenek, görenek ve dilleriyle alay ediyorlardı. Onlara: “Etrak-ı bi idrak”
(kaba saba, gelişmemiş) diyerek Türkmenleri aşağılıyorlardı...
Gerçekte
onlar, dünya dinlerinin çoğunu tanıdılar, öz dinleri olan Şamanizm’i İslam dini
örtüsü altında sakladılar. Türkler de yönetici kesim İslam’a yöneldikçe,
Peygamber’in ümmeti içinde yer aldılar. “Türk” sözü ise küçültücü “yaban, köylü” anlamını aldı...
Lakin
her şeye rağmen Anadolu’da Türk kökenini kurutmaya güçleri yetmez. Çünkü
Türkistan Anadolu’ya sürekli taze kültür pompaladı durdu Türkmen göçlerle.
Bunların tamamı
Türkistan menşeliydiler ve sanları:
A-
Türkistan Erenleri,
B-
Horasan Erenleri,
C-
Rum Erenleri adlarıyla üçe ayrılırlar.
Örneğin
Hacı Bektaş Veli Horasan Erenlerinden olup Anadolu-Suluca Kara Höyük’te yurt
tutmuştur. Demem o ki, Eğer bir görüş belirteceksek, Anadolu’ya gelen erenlerin
tamamı Türkistan-Semerkand merkezli piri hep Ahmet Yesevi olur; Ahmet Yesev-i
ile bütünleştikleri görülür.
RUM
ERENLERİ:
Kültür kanı Türkistan’dan gelir ama
Anadolu’da doğma ve gelişme bir kurumdur.
HORASAN
ERENLERİ: Şimdi İran sınırları içinde kalan Horasan
(her ne kadar Horasan bir şehir adı olsa da Türkler içi geniş bir bölgenin
adıdır) bölgesi topraklarında doğarlar ve Anadolu’ya oradan gelirler.
TÜRKİSTAN
ERENLERİ: Kaynakta doğarlar gelişirler Anadolu’ya
oradan (Anayurttan) gelirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder